Yılın son cumartesi günü için nereyi yazayım diye düşünürken bu sene gitme fırsatım olan ve hem doğasıyla hem de atmosferiyle beni çok şaşırtan bir beldeyi yazayım istedim. Amasra... Hiç duydunuz mu? Gitme şansı yakaladınız mı? Coğrafi olarak nerede oludğu gözlerinizin önüne geliyor mu? Hemen söylüyorum: Doğası, lezzetli yemekleri, havası ile Ege sahil şeridindeki Bartın'a bağlı Amasra, Karadeniz bölgemizde yer alıyor. İstanbul'dan arabayla yaklaşık dört saat uzaklıkta bulunan bu belde ünü henüz yayılmaya başlamadığı için yeşilin ve mavinin her tonunu sevenler için yaratılmış adeta cennetten bir parça... Çok huzur verici, hatta yerli halkı pek de ünlenmesini istemiyor. Doğal haliyle kalmasından yanalar. Amasra, şehrin en turistik noktası... Sırtını dayadığı yemyeşil ormanların maviyle buluştuğu noktaya kurulmuş. Gittiğinizde mutlaka Amasra'da bir iki gece konaklayın. Buradaki Ağlayan Ağaç görülmesi gereken bir yer... Hatta Amasra için rahatlıkla Batı Karadeniz'in en güzel yeri denilenebilir. Amasra yeşil doğası, mavilikleri ve huzurlu atmosferiyle sıcak bir liman kenti.
Fatih Sultan Mehmet'in gördüğünde "Lala, Lala, Çeşm-i Cihan (dünyanın gözü) bu mu ola?" diyerek hayran olduğu Amasra, patika yolları, tarih kokan sokakları ve mağaralarıyla hafta sonu için oldukça ideal bir yöre. Amasra, yemyeşil doğası ve doğal güzellikleriyle bölgenin incisi konumunda. Amasra aslında ufak bir yer olsa da 1942 yılında Türkiye'nin ilk turizm beldesi olma özelliğini taşıyor. Amasra özellikle dönemin ünlü siyasi isimleri ve sanatçılarının vazgeçilmez yazlığıymış. İsmet İnönü'den Zeki Müren'e kadar birçok isim için önemliydi...
Balığa ve özel yapım salatasına, mis gibi havasını da ekleyerek adeta sizi kendine çeken bu sevimli ilçe keyifli ve samimi bir sahil kasabası olarak size huzur bulacağınız harika bir atmosfer sunuyor. Bunula birlikte Amasra 3 bin yıllık bir tarihe sahip. Farklı balık restoranları, tarihi yerleri, yerel sanat objeleri ve minik pansiyonlarıyla tam bir dinlenme ve huzur noktası. Benim gibi kısa süre için bu beldede bulunuyorsanız iki günlük bir Amasra gezisine neler sığdırılır sizlerle paylaşayım isterim. İşte gezilecek yerler listesi. Öncelikle Küçük Liman'daki çay bahçelerinde çayınızı kahvenizi içip manzaranın tadını çıkarmalısınız. Bu bölge özellikle gündüzleri kadar akşamları da keyifli ve eğlenceli... Özellikle gün batımını seyretmek istiyorsanız burası çok ideal bir yer. Harika fotoğraflar çekeceksiniz. Sonraki durağınız ise Küçük Liman'daki 'Direkli Kaya' olmalı bizce. Eskiden Kraliçe Amatris'in deniz hamamı olan bu antik havuz, mermer iskelesi ve kayaya oyulmuş basamaklarıyla görülmeye değer.
TARİH MERAKLILARI İÇİN İDEAL
Eğer tarihe meraklıysanız, Amasra'da bu konuda birçok mekan bulunmakta. Amasra Arkeoloji Müzesi bunların başında geliyor. Müzede Roma, Bizans, Ceneviz, Selçuklu ve Osmanlı eserlerini görebilirsiniz. Amasra Kalesi ise ilçenin simgelerinden. Tarihi Bizanslılara kadar dayansa da kale sonrasında Osmanlılar tarafından fethedilip onarılmış. Sormagir ve Zindan adında iki bölümden oluşan bu kalede beldenin hoş manzarasını seyre dalabilir ve bolca fotoğraf çekebilirsiniz. Kuş Kayası Anıtı da meşhur yerlerden. Milattan sonraki yüzyıllarda kayalar oyularak yapılan bu şaheser Amasra'ya giderken yol üzerinde dinlenme noktası olarak kullanılıyormuş.
Yeşilin her tonunu görebileceğiniz bu yol anıtında durarak soluklanmak oldukça iyi fikir. Ayrıca Amasra-Çakraz arasında yaklaşık 120 adet mağara bulunuyor. Bunlar arasında en ünlüsü olan Gürcüoluk Mağarası'nda eski çağlardan izler bulabilirsiniz. Şehrin diğer sembollerinden devam edecek olursak Amasra Kalesi'nin hemen yanı başında bulunan Çekiciler Çarşısı çıkar karşımıza. Amasra'ya özgü el işi, tel kırma ve ağaç işçiliği objelerini bulabileceğiniz hediyelik eşyalarla dolu bir çarşı.
Rengarenk stantlarda adeta kendinizi kaybedeceğiniz bu çarşıda ayrıca ayaküstü yöresel lezzetlerin de tadına bakabilirsiniz. Amasra'da sadece bunlar yok tabii ki. Doğal güzellikler de hayli fazla. Doğayla iç içe birkaç saat geçirmek için yolunuzu Göldere Şelalesi'ne düşürmelisiniz. Özellikle yaz aylarında buz gibi akan suyuyla oldukça ferah bir ortama sahip olan bu şelale kışın da görsel açıdan size çok güzel kareler sunacak.