Kahramanmaraş merkezli 11 ili etkileyen 7.7'lik ilk depremde, Trabzon Caddesi'ndeki 4 katlı İnci Apartmanı da yıkıldı. 3 kişinin cansız bedeninin çıkarıldığı enkazdan, 88 saat sonra 2'nci katta oturan Büyükşehir Belediyesi Basın Bürosu çalışanı Yunus Akgül sağ kurtarıldı. Yunus Akgül, katıldığı tatbikatlar ve çocukluğundan kalan ıslık alışkanlığı sayesinde hayatta kaldığını söyledi. Cenin pozisyonu alıp, enkazda beklediğini belirten Akgül, "Yatak odasında sandalye vardı; o sandalye bana hayat boşluğu oluşturdu. Kafamı sandalyenin altındaki boşluğa koyup, kolonlardan, kirişlerden kendimi korudum. İkinci depremde ise bu boşluk biraz daha küçüldü. Tamamen dar bir alana çekildim. Yaşadıklarım gerçekten çok zor şeylerdi. Allah, kimseye yaşatmasın" dedi.
'TÜKÜRÜĞÜMÜ AĞZIMDA TUTMAYA ÇALIŞTIM'
Kurtarma çalışmalarını uzun süreceğini tahmin ettiği için bazı önlemler alan Akgül, "En az 72 saat süreceğini tahmin ettiğim için kendimi buna göre planlamıştım. Merkezde olduğum için müdahalenin erken olabileceğini de tahmin ediyordum. Hava almak için bir delik oluşturdum. Bu arada tükürük bezlerimin kurumaması için sürekli tükürüğümü ağzımda tutmaya ve vücudumun dışına akıtmamaya gayret gösterdim. Bununla da hayatta kalmayı çalıştım" diye konuştu.
İçişleri Bakanlığı'nca ülke genelinde yapılan deprem tatbikatlarını takip ettiğini anlatan Akgül, "Burada öğrendiklerim ve gördüklerim de zihnimde yer edinmiş. Depremden 54 gün önce de benzer bir tatbikata da katıldım. Burada öğrendiklerim ile de enkaz altında kendimi programlandırdım. Tatbikatların aslında çok önemli bir etkisi var. Çünkü insanların neler yaşadıklarına bire bir şahit oluyorsunuz; yapılan müdahalelere bakıyorsun, arama-kurtarma çalışmalarına bakıyorsunuz, enkaz altında kalan insanların boyunluk takarak nasıl davrandıklarını öğreniyorsun. Orada öğrendiklerimi de uyguladım" dedi.
'PANİĞE KAPILMADIM, ENKAZLA MÜCADELE EDEMEZSİNİZ'
Bir eşofmanı, boyunluk ve maske olarak kullandığını söyleyen "Eşofman ile kendimi korumaya aldım. Diğer taraftan toz topraktan korunmak için ağzımı ve burnumu kapattım. Susuz kalmamak için de tükürüğümü kontrol altında tutmaya çalıştım ve enkaz altındaki şartlara göre hareket ettim. Benim ile birlikte enkaz altında kalan diğer komşularım gibi hiçbir şekilde paniğe kapılmayarak, enerjimi tüketmemeye gayret gösterdim. Zaten üzerinizdeki enkaz yığını ile mücadele edemezsiniz. Bundan dolayı da mücadele etmeyerek bağırmadım. Umudumu da yitirmedim" diye konuştu.
'ISLIK ÇALMAYA BAŞLADIM, ÇALIŞMA 8 SAAT SÜRDÜ'
Depremden 80 saat sonra hilti sesi duyduğunu belirten Akgül, şöyle konuştu:
"Bu sesi de daha önce katıldığım tatbikatlar nedeniyle tanıyordum ve hilti sesinin bitmesini bekledim. Bitince önce bağırdım sonra sandalyenin demir olan ayağına taşla vurarak, sesin daha gür çıkmasını sağladım. Fakat sesimin duyulmadığını anladım. Ben de küçüklükten kalma bir alışkanlığım olan ıslığı çalmaya başladım ve sesimi duyurdum. 'Evet, sen hayat düdüğü ile başlama vuruşunu yaptın' dedim. Sesimi duyan ilk görevli, birkaç defa bağırdığında 'Sesimi duyuyor musun' dedi. Ben de 'Evet' dedim. Fakat sesimi yine duyuramayınca yine ıslık çalarak yavaş yavaş yanıma yaklaşmasını sağladım. Bu kurtarma çalışması da yaklaşık 8 saat sürdü. Kendimize yeni bir hayat alanı oluşturduk ve hayatımıza devam ediyoruz. İlk çıktığımda da görevlilere hangi gün olduğunu sordum. Çıktığımda da burada inanılmaz bir coşku gördüm. Devletin büyük gücünü görünce de gözyaşlarımı tutamadım."