Kalıcı konutlar bölgesinde yaşayan evli ve 2 çocuk annesi 42 yaşındaki Sezer, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını sürecinde yemeklerinde kullanmak için aradığı organik elma sirkesini bulamayınca evinde yapmaya karar verdi.
Bahçesinden topladığı elmalarla sirke üretimi denemelerine başlayan Sezer, bir senenin sonunda kendini geliştirip, kaya tuzu, bal ve kaynak suyu kullanarak 40 çeşit meyve ve bitkinin sirkesini üretti.
Markasını oluşturarak sosyal medya hesabı üzerinden satışını yapan Sezer, AA muhabirine, evinin yanındaki küçük bahçeden topladığı elmalarla işe başladığını anlattı.
Sezer, uzun süre denemeler yaptığını ancak başarılı olamadığını aktararak, "Çünkü ben hiç sirke sevmiyordum. Bu yüzden sürekli eşime ve arkadaşlarıma tattırıyordum. Olup olmadığını onlar söylüyordu. Yaklaşık 1 yıl kadar sabrettim ve eksiklerimi tamamlayarak sirke yapmayı öğrendim. Başardıktan sonra da çok sevdim, sirke içmeye ve kullanmaya başladım." diye konuştu.
Aile ekonomisine katkıda bulunmak için çeşitliliği artırmaya karar verdiğine değinen Sezer, bahçeden topladığı kivi, ahududu, böğürtlen, üzüm ve elmadan sirke yaptığını söyledi.
Sezer, "Bahçemizden, çevredeki köylerden ve dağlardan topladığım, pikniklere giden arkadaşlarımın bana yaylalardan getirdiği bitki ve meyvelerle 40 çeşide kadar sirke yapmayı başardım." dedi.
HEDEFİ DEVLET DESTEĞİYLE ATÖLYE KURMAK
Sezer, çeşidi artırdıktan sonra ürettiklerini ilk önce tanıdıklarına hediye ettiğini, beğenilip faydalı bulunmasının ardından talepler artınca da sosyal medyadan Düzce ve yakın illere göndermeye başladığını kaydetti.
Fermente işleminde sadece kaya tuzu, bal ve kaynak suyu kullandığına dikkati çeken Sezer, farklı olarak da biberiye, alıç, pirinç, çilek, defne, nane, kivi, ıhlamur ve böğürtlen gibi çeşitler yaptığını aktardı.
Sezer, eşi ve çocuklarının yardımıyla bugünlere geldiğini, bundan sonraki hedefinin ise devletin kadın girişimcilere sağladığı desteklerden faydalanarak atölye kurmak olduğunu ifade etti.
Kadınların hayata katılmasını çok önemsediğini dile getiren Sezer, onların da üreterek aile bütçelerine katkıda bulunabileceklerini ve kendi ayaklarının üzerinde durabileceklerini sözlerine ekledi.