Lise yıllarında resim öğretmeninin yönlendirmesi üzerine ahşap heykel yapımına başlayan Ökmengil, Eskişehir Eğitim Enstitüsünde matematik öğretmenliği eğitimi alırken de çalışmalarına devam etti.
Ökmengil, 1995 yılında yaptığı heykellerle Marmara Üniversitesi Eğitim Fakültesi Resim Bölümünde görev yapan dönemin bölüm başkanı Prof. Dr. Emine Berika İpekbayrak'ın heykel atölyesine kabul edildi. Burada teorik eğitim alma fırsatı bulan Ökmengil, sanatını daha profesyonel seviyeye taşıdı.
Yıllarca hem öğretmenliği hem de ağaçların kök ve dallarını kullanarak ahşap heykel yapımını bir arada yürüten Ökmengil'in eserleri, ulusal ve uluslararası çok sayıda sergide de yer aldı.
Şimdiye kadar 6 kişisel sergi açan Ökmengil, 2006'da emekli olduktan sonra da heykel yapımını evinin bahçesinde sürdürüyor.
Salih Ökmengil, ahşap heykel yapımının en önemli noktasının uygun ağaç türünü seçmek olduğunu, konuyu ağacın şeklinin belirlediğini söyledi.
Çalışmalarında en çok pırnal meşe ve iğde ağacının kökünü kullandığını anlatan Ökmengil, "Pırnal kökü çok sağlam bir ağaçtır. Bir örgü şişi kadar bile parçasını koparamazsınız. Sert olduğu için çalışma yaparken istediğiniz yerde durabilirsiniz, istediğiniz şekli verebilirsiniz. Verniklemenize bile gerek yoktur, iyi bir zımpara atıldığında kendiliğinden pırıl pırıl parlar." dedi.
Ökmengil, renk ve doku olarak kendisini en çok dut ağacının etkilediğini belirterek, dutun çift renkli bir ağaç olduğunu kaydetti.
Dut ağacıyla heykel yaparken boya kullanmadığını belirten Ökmengil, "Üzerine ovarak doğal vernik sürerim çünkü başka bir madde sürdüğünüz zaman ağacın dokusu bozuluyor. Ben o dokuyu bozmak istemiyorum. Dayandığı kadar dayansın ama doğallığını korusun istiyorum." ifadesini kullandı.
Ökmengil, 23 yıl boyunca her yaz eşi ve çocuklarıyla Marmaris Çubucak Tabiat Parkı'nda çadır tatili yaparak, ağaçları daha yakından tanıma fırsatı bulduğunu, genellikle Akdeniz Bölgesi'nde yetişen sandal ağacının da ahşap heykelcilik için çok uygun olduğunu anlattı.
HEYKEL YAPARKEN MATEMATİKTEN YARARLANIYOR
Salih Ökmengil, önce hobi olarak başlayan ve tutkusu haline gelen ahşap heykelcilikten ilerleyen yaşına rağmen vazgeçemediğini, bu sanata 52 yılını verdiğini dile getirdi.
İstanbul'da öğretmenlik yaparken heykellerine bir marangoz atölyesinde şekil verdiğini anlatan Ökmengil, "Eskişehir'de henüz bir atölye edinemedim, bahçemde çalışıyorum. Bazen evde yere serdiğim sofra bezinin üzerinde çamur işi de çalışıyorum ama sert malzeme daha cazip geliyor. Ağacın dokusu ve kokusu hakikaten çok başka. Ne bir taşa, ne bir metale benziyor. İnsanı rahatlatan bir dokusu var." diye konuştu.
Ökmengil, emekli matematik öğretmeni olmanın ahşap heykel yapımında kolaylık sağladığını, heykel yaparken orantı, perspektif, fraktal (matematikte, çoğunlukla kendine benzeme veya oransal kırılma özelliği gösteren karmaşık geometrik şekillerin ortak adı) gibi matematik terimlerinden faydalandığını sözlerine ekledi.