Toplumun yaklaşık yüzde 1'ini etkileyen otoimmün hastalık olan iltihaplı romatizmanın, kişinin bağışıklık sisteminin kendi dokularına karşı hassaslaştığı bir hastalık olduğunu aktaran Sarı, "İltihaplı romatizmanın, eklemlerde ağrı ve şişlikle başlar ama tedavi edilmezse kısa süre içinde kıkırdak ve kemik hasarı yaparak eklemlerde harabiyet ve sakatlığa yol açabilir." ifadelerini kullandı.
Sarı, "Bazı durumlarda iltihaplanma beyni etkileyerek kronik yorgunluğa yol açabilir, aşırı yorgunluk hissi dinlenmekle geçmez ve kişilerde tükenmişliğe, kaygı bozukluğuna sebep olabilir. Genetik olarak hastalığa yatkın kişilerde bazı mikrobik enfeksiyonların geçirilmesi, sigara, stres gibi etkenler 'ikinci vuruş' olarak bağışıklık sistemini uyararak hastalığın gelişimini tetikler. Sigaranın yanı sıra diş eti hastalıkları ve ağız içinde bulunan porphyromonas gingivalis bakterisi ve bağırsak mikrobiyatasının bozuk olması da romatoid artrit gelişimi için risk faktörleri arasındadır." bilgisini paylaştı.
KADINLARDA 3 KAT DAHA FAZLA GÖRÜLÜYOR
Hastalığın en çok 40-60 yaş arası kadınlarda görüldüğünün altını çizen Sarı, iltihaplı romatizmanın çocukluk çağında görülen formlarının da olduğunu hatırlattı.
Sarı, kadınlarda erkeklerden üç kat daha fazla görüldüğünü ve sigara içen kişilerde de içmeyenlere göre daha sık iltihaplı romatizmaya görüldüğüne dikkati çekti.
Uzm. Dr. Sarı, iltihaplı romatizmanın etkilediği eklemlerde şişme, ağrı ve hareket kısıtlılığı meydana geldiğini belirterek şu değerlendirmelerde bulundu:
"El ve ayağın küçük eklemleri başta olmak üzere diz, dirsek ve omuz eklemleri simetrik olarak tutulur. Ağrı özellikle istirahat halindeyken ve gece artar. Sabahları eklemlerde yarım saatten uzun süren katılık hissi (eklemleri hareket ettirmekte bir yavaşlık) oluşur. El eklemlerinde şişmeye bağlı olarak, eli yumruk yapmada zorluk ve kavrama gücünde azalma önemli erken belirtilerdir. Eklemlerde ısı artışı ve kızarıklık belirgin bir özellik değildir. Genellikle bu belirtiler zaman içinde aşamalı olarak gelişse de bazı hastalarda çok akut başlangıçlı olabilir. Romatoid artrit çoğunlukla beşten fazla eklemi etkiler ama bazen tek eklemde de sınırlı kalabilir. Bunun dışında bazı hastalarda hafif dereceli ateş, kansızlık, halsizlik, yorgunluk, kas kuvvetsizliği, iştahsızlık, kilo kaybı, ağız kuruluğu, göz kuruluğu, gözde episklerit, cilt altında nodüller, bazen de akciğer hastalığı (akciğer iltihaplanması), kalp ve akciğer zarında sıvı birikimi, dalakta büyüme, sinir ucu iltihaplanması (nöropati), karpal tünel sendromu ve damar iltihaplanması (vaskülit) gözlenebilir."
Eklemlerdeki iltihaplanmanın beyni de etkileyebildiğini ve ciddi kronik yorgunluğa sebep olabildiğine değinen Sarı, kronik yorgunluk sendromu veya miyaljik ensefalomiyelit oluşabildiğine işaret etti.
Sarı, eklemlerdeki şiddetli ağrıların düzgün bir uyku uyumayı engelleyerek yorgunluğun daha da artmasına sebep olduğu uyarısında bulunarak, "Bu yorgunluk çok bunaltıcı olabilir, hastalar bazen günlük işlerini yapacak enerjiyi bulamayabilirler. Küçük işlere bile konsantre olamayabilirler. Aşırı yorgunluk dinlenmekle geçmez. Bu aşırı yorgunluk ve tükenmişlik hissi kişilerde depresyon ve anksiyete (kaygı) bozukluğu gibi psikolojik belirtilere yol açabilir. Hastanın yaşam kalitesi düşer, iş, sosyal yaşam ve aile yaşamı olumsuz etkilenir." bilgisini verdi.
ERKEN TEŞHİSLE SAKATLIKLAR ÖNLENEBİLİR
İltihaplı romatizmanın ilaçla tedavi edilen bir hastalık olduğunu anımsatan Sarı, tedavide hedefin, eklem iltihabını erken dönemde kontrol altına almak, ağrıyı geçirmek ve sonradan oluşabilecek eklem hasarının önüne geçmek olduğuna vurgu yaptı.
Sarı, İltihaplı romatizmanın erken teşhis edilmediğinde veya tedaviye geç başlandığında, eklemlerdeki hasarın artması ve şekil bozuklukları nedeniyle kalıcı sakatlıklara neden olabileceğini ifade ederek, şu açıklamalarda bulundu:
"Hastalığın gelişmesini önlemek tamamen mümkün olmayabilir. Ağız hijyenine özen göstermek, sigara içmemek, dengeli Akdeniz tipi diyet uygulamak, yeterli su içmek, fazla kiloları vermek, düzenli uykuya dikkat etmek ve egzersiz yapmak (özellikle yüzme gibi su içi egzersizler eklemleri zorlamaz) ve stres yönetimi teknikleri uygulamak (meditasyon, yoga, mindfulness egzersizleri, nefes egzersizleri) hastalığı önlemek için çok önemli."