Sıcak çarpması konusunda uyarılarda bulunan İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Muhammet Bilici, sıcak çarpmasının tanımını yaparak "Sıcak çarpması (hipertermi), özellikle yaz aylarında vücut sıcaklığının 40 derecenin üstüne çıkması ile ortaya çıkan ve hayati tehlikesi olan bir durumdur. Tedavi edilmediği takdirde ölüm veya ciddi sağlık sorunlarına (organ hasarları) yol açabilir. Normalde vücudumuz yüksek sıcaklıkta ısıyı atmak için terleme yoluyla sıcaklık dengemizi sağlamaya çalışır. Sıcak çarpmasında ise hava çok sıcak ve yüksek nem oranı varsa vücut aşırı ısınır, terleyemez ve termoregülatör sistem bozulur. Aşırı sıcaklığa bağlı vücut organlarının ve sistemlerinin çalışması etkilenir ve bu nedenle birtakım belirtiler ortaya çıkar" diye konuştu.
KRONİK HASTALIĞI OLANLAR YÜKSEK RİSKLİ GRUPTA
Sıcak çarpmasında hangi bireylerin daha fazla risk altında olduğuna değinen Uzm. Dr. Bilici, "Çocuklar, özellikle 5 yaş altı çocuklar, 65 yaş üstü yaşlı bireyler, sporcular, atletler, askerler, açık havada çalışan işçiler sıcak çarpması açısından en fazla riske sahip kişilerdir. Kronik hastalıkları olan kişiler de sıcak havalara dikkat etmelidir. Özellikle kalp hastaları, böbrek hastaları, şeker hastaları, tansiyon hastaları, kanser hastaları ve hamileler sıcak çarpması açısından yüksek riskli gruptadırlar. Bunun dışında da bazı ilaç kullanan kişiler (antidepresanlar, diüretikler, beta-bloker), aşırı kilolu veya çok zayıf bireyler, psikiyatrik hastalığı olan bireyler, sağlıksız diyet yapan ve yetersiz sıvı alımı yapan kişiler de risk altındadırlar. Deniz kenarında plaj, kumsal, hamam, sauna gibi aşırı sıcak ortamlarda bulunan kişiler de yüksek risk altındadırlar" dedi.
BİLİNÇ KAYBI VE HALSİZLİK ŞİKÂYETLER ARASINDA
Uzm. Dr. Muhammet Bilici, sıcak çarpmasında görülebilecek belirtileri şu şekilde ifade etti:
"Ateş, halsizlik, yorgunluk, baş ağrısı, baş dönmesi, kas eklem ağrıları, aşırı terleme, sıcak ve kuru cilt, bilinç bulanıklığı, bilinç kaybı, konuşma bozukluğu, titreme, hızlı nabız, bulantı ve kusma."
GÜNEŞİN DİK GELDİĞİ SAATLERDE SERİN YERLERDE ZAMAN GEÇİRİLMELİ
Sıcak çarpmasından korunmak için neler yapabileceğinden bahseden Uzm. Dr. Bilici, "Özellikle hava sıcaklığının çok yüksek olduğu zamanlarda güneş açılarının dik geldiği saatlerde (11:00-15:00 saatleri) arasında mümkün olduğunca serin yerlerde zaman geçirilmesi önerilmektedir. Klimalı, gölgelik ve serin yerler tercih edilmelidir. Sıcak havalarda özellikle açık renk, geniş ve hafif kıyafetler tercih edilmelidir. Bu şekilde rahat terleme ile vücut ısımız dengelenecektir. Açık havalarda dışarı çıkmadan önce güneş kremi kullanılmalı ve yanımıza güneşten koruyuculuğu olan geniş bir şapka veya şemsiye alınmalıdır. Eğer terleme fazla ise bol bol su tüketilmelidir. Günlük en az 2-3 litre sıvı tüketilmelidir. Park edilmiş araçların içinde mümkünse beklenilmemesi gerekmektedir. Çünkü kapalı alan altında araç içi sıcaklık artışı çok daha fazla olmaktadır. Araç camları binmeden önce açılıp havalandırılmalı ve mümkün olduğunca klima kullanılmalıdır" ifadelerini kullandı.
HIZLICA ATEŞ ÖLÇÜMÜ YAPILMALI
Tanı koyma sürecini anlatan Uzm. Dr. Bilici, şu bilgileri paylaştı:
"Hastanın öncelikle semptomları değerlendirilir, ayrıntılı fizik muayenesi yapılır ve tıbbi geçmişi sorgulanır, kullandığı ilaçlar ve ek hastalıkları öğrenilir. Bilinç durumu ve nörolojik muayenesi yapılır. Hızlıca ateşi ölçülmelidir. Ateş ölçümü için rektal, kulak içi veya oral yol kullanılabilir. Hastadan kan tahlilleri alınmalıdır. Alınan bu testlerde böbrek ve karaciğer fonksiyonları, sıvı elektrolit bozuklukları takibi, kan gazları ölçümü bakılır ve çıkan sonuçlara göre organ hasarı olup olmadığı değerlendirilir. Özellikle kas yıkımı olup olmadığını anlamak için bazı kan tahlilleri ve idrar tahlili de bakılması lazımdır. Hastanın muayenesi ve tetkikleri sonrasında hayati tehlike arz eden bir durum veya organ hasarı varsa hastaneye yatış yapılması gerekebilir."
SOĞUK SU İLE DUŞ ALINABİLİR
Sıcak çarpmasında yapılacak tedavi yöntemlerini söyleyen Uzm. Dr. Bilici, "Sıcak çarpması olan kişinin hızlıca ateşi düşürülmelidir. Hasta serin bir yere alınmalı ve giysileri çıkarılmalı vücudun belli bölgelerine (boyun, koltukaltı, kasık gibi) soğuk uygulama yöntemleri ile soğutulmalıdır. Buz aküleri, ıslak kompres (havlu, spanç vs.) uygulanabilir. Gerekirse soğuk su ile duş alınabilir. Hastanın sıvı elektrolit kaybı açısından ağızdan ve damar yolundan kaybetmiş olduğu sıvı ve elektrolitler yerine konmalıdır. Hastanın semptomlarına (ağrı, ateş, bulantı, baş dönmesi vs.) yönelik olarak gerekirse damardan ilaç uygulanması gerekebilir. Hasta monitörize bir şekilde takip edilip gerekirse yaşamsal fonksiyonlarında tehlikeli durumlar varsa hastanede yatış yapılmalıdır" diye konuştu.