GSK Türkiye'den yapılan açıklamada Aşı Haftası'na ilişkin görüşlerine yer verilen Prof. Dr. Badur, toplum sağlığına faydalı olan aşıların sadece çocuklar için değil, sağlıklı bir yaşam sürdürülmesi hedeflendiğinde her yaş grubu için gerektiğini vurguladı.
Düzenli aşı takibi ve aşılama konusunda toplum bilincini artırma amacıyla dünya genelinde her yıl nisan ayının son haftasında kutlanan Aşı Haftası'ndan bahseden Badur, "Yaşam boyu bağışıklama ancak her yaşta aşılanarak mümkün. Toplum bağışıklığı kazanımında ilk adım bireylerin aşı bilincinin artırılması." ifadelerini kullandı.
Prof. Dr. Badur, bulaşıcı hastalıkların kontrol altına alınmasının aşılarla mümkün olduğunu kaydederek, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Bireylerin sağlık hakkının temel bir bileşeni olan aşılama, koruyucu hekimliğin üstlendiği en önemli görevlerinden biridir. Bağışıklamada esas alınan düşünce toplumda, özellikle çocuklarda, aşı ile önlenebilir hastalıkların ortaya çıkışını engellemek ve bu hastalıkların sebep olduğu sekel ve ölüm oranlarını en aza indirmektir. Toplum bağışıklığına odaklanarak hazırlanan rutin aşılama programları sayesinde dünya genelinde aşıyla önlenebilir hastalıklar büyük ölçüde azaltılmıştır. Aşılarla elde edilen bu durumun hayat boyu korunması yaşamın her döneminde gerekli aşıların uygulanmasıyla mümkündür."
"ÇOCUKLARIN DÜZENLİ BAĞIŞIKLANMASINDA EBEVEYN FARKINDALIĞI BÜYÜK ROL OYNUYOR"
Selim Badur, çocukluk çağı aşılamaları konusunda ebeveyn farkındalığına dikkati çekerek, çocukların düzenli bağışıklanmasında ebeveynin rolünün oldukça önemli olduğunu bildirdi.
Ebeveynlerin eş zamanlı uygulanan aşılar konusunda endişeye kapıldığını gözlemlediklerini aktaran Badur, şunları kaydetti:
"Ancak bu görüşün aksine, aşıların eş zamanlı ya da belirli aralıklarla uygulanmasının sakıncalı olduğunun bilimsel bir kanıtı yoktur. Çocuklar bilindiği üzere keşfetme evresinde oldukça meraklı oluyor. Bu merak, onların bir yetişkine kıyasla daha fazla insanla, objeyle ya da zeminle temasını doğuruyor ve dolayısıyla mikroplarla daha sık karşılaşıyorlar. Çocukların birçok mikropla hayatlarında ilk defa karşılaştıklarını da düşündüğümüzde aşıların önemi daha da artıyor."
"AŞILAR GÜVENİLİR BİYOLOJİK ÜRÜNLERDİR"
Virolog ve İmmünolog Prof. Dr. Badur, aşıların kullanıma sunulmadan önce oluşturdukları bağışıklık yanıtının, etkinliklerinin ve güvenliliğinin bilimsel çalışmalarla araştırıldığını aktararak, aşıların dünya genelinde toplum bağışıklığını doğrudan etkilediğini vurguladı.
Bireylere uygulanan aşılara ait verilerin Dünya Sağlık Örgütü, Avrupa İlaç Ajansı, Avrupa Ruhsat Otoritesi, Amerika Birleşik Devletleri Gıda ve İlaç Otoritesi, Amerika Ruhsat Otoritesi gibi dünyaca kabul görmüş otoritelerce incelendiğini kaydeden Badur, Türkiye'de ise aşıların İyi Üretim Prosedürleri kurallarına uygun olarak üretildiğini ve ulusal sağlık otoritesine bağlı Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu tarafından ruhsatlandırıldığını anlattı.
Badur, bu nedenle aşılara güven konusunda çeşitli spekülasyonlara mahal verilmemesi gerektiğine işaret ederek, şu ifadeleri kullandı:
"Aşılamanın önemini hem kendimiz hem de toplum için benimseyerek düzenli aşı olmayı ihmal etmemeliyiz. Geçmişten günümüze aşıların çok kez bulaşıcı hastalıklar kaynaklı salgınların durdurulmasına ve toplum bağışıklığının kazanımına katkıda bulunduğuna şahit olduk. Aşılar iyi bir planlamayla salgın hastalıklar yaşanmadan felaketlerin önüne geçilmesini mümkün kılar. Hem çocuklar hem de yetişkinler olarak yaşam boyu bağışıklama kapsamında uygulanacak aşıların düzenli takibiyle ölüme yol açabilecek pek çok hastalıktan korunabiliriz."