Koşuyolu Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Seda Tarakçı, tuzun vücudumuzda yarattığı tahribatlara dikkat çekti. Uzm. Dr. Tarakçı, şu bilgileri verdi: "Ülkemizde 2008'de Türkiye Hipertansiyon ve Böbrek Hastalıkları Derneği tarafından 14 ilde bin 970 kişi üzerinde yapılan ve SALTurk adı verilen çalışmada; tuz tüketiminin ortalama 18 gr/ gün olduğu görülmüştür. Önerilerin 3 katı olan tuz tüketimi, Sağlık Bakanlığı'nı harekete geçirmiş ve 'Türkiye Aşırı Tuz Tüketiminin Azaltılması Programı'nın başlamasına neden olmuştur. Öncelikle ekmeklerin tuzu azaltılmış, daha sonra peynir, salça gibi işlenmiş besinlerin tuzunun azaltılması, toplu beslenme yapılan yerlerdeki menülerde gerektiği kadar tuz kullanımına gidilmesi, masalardan tuzluğun uzaklaştırılması gibi önlemler alınmıştır. SALTurk çalışması 2012'de tekrar edilmiş ve tuz tüketiminin 15 g/güne düştüğü görülmüştür. 2017 çalışmasına göre ise günlük kişi başı tuz tüketiminin 10.2 gr/gün olduğu saptanmıştır. Bu değer Dünya Sağlık Örgütü'nün (DSÖ) önerdiği günlük tüketim miktarının 2 katıdır."
1 ÇAY KAŞIĞI KADAR TUZ
DSÖ'nün günlük kişi başı tuz tüketimini 5 gramın altında önerdiğini söyleyen Uzm. Dr. Tarakçı, şu uyarılarda bulundu: "Bu miktar, bir çay kaşığına denk gelmektedir. Günlük olarak tüketilmesi önerilen bu miktar; gün içinde tüm besinlerimizle aldığımız tuzu (sodyumu) da kapsamaktadır. Tuz tüketimi 5 gramı aşmamalıdır. Tüketilen tuz iyotlu olmalıdır."
TUZ TÜKETİMİNİ AZALTMAK İÇİN ÖNERİLER
Uzm. Dr. Tarakçı, aşırı tuz tüketimini azaltmak için şu önerilerde bulundu:
Yemek hazırlama, pişirme ve tüketimi sırasında ilave edilen tuz miktarı azaltılmalıdır. Hatta besinlerin bileşiminde sodyum bulunması nedeniyle hazırlama ve pişirme sırasında mümkünse tuz eklenmemelidir.
Masada yemeklere tuz ilavesi yapılmamalı ve masadan tuzluk kaldırılmalıdır.
Geleneksel olarak evlerde hazırlanan turşu, salça, tarhana, yaprak salamurası vb. yiyecekler hazırlarken yüksek miktarda tuz kullanımından kaçınılmalıdır.
Salamura ürünlerin tuz içeriğinin azaltılması için suda yıkama ve bekletme gibi işlemler uygulanabilir.
Satın alınan işlenmiş ürünlerin etiket bilgisi mutlaka okunmalı, tuzsuz ya da tuzu azaltılmış ürünler tercih edilmelidir.
Ambalajlı tüketime sunulan gıdaların içeriği etiket bilgisinden okunmalı ve benzer gıdalarda tuz ve tuz yerine geçen maddelerin miktarları daha düşük olanlar tercih edilmelidir.
Ev dışı beslenmede yemeklerin ve besinlerin içindeki tuz miktarı öğrenilerek, mümkünse az tuzlu veya tuzsuz hazırlanması istenmelidir.
Tuz yerine doğal lezzet arttırıcı soğan, sarımsak, baharatlar, limon, sirke, biber kullanılmalıdır.
AŞIRI TUZ İÇEREN BESİNLER
Uzm. Dr. Tarakçı, aşırı tuz içeren besinleri şöyle sıraladı:
Hazır soslar: Soya, ketçap, barbekü, tartar, hardal, makarna vb. soslar.
Atıştırmalık ürünler: Cips, tahıl bazlı bar, meyve bazlı bar, patlamış mısır.
Tuzlanmış kuru yemişler: Fındık, fıstık, ceviz, badem, leblebi, kabak ve ayçiçeği çekirdeği.
Siyah ve yeşil zeytin, sebze turşuları, balık konserveleri, tuzlanmış veya salamura edilmiş et ve balık ürünleri.
Aromalı-aromasız, gazlı ve gazsız mineralli içecekler
Geleneksel olarak evlerde hazırlanan turşu, salça, tarhana, yaprak salamurası gibi besinler.
İNME VE KALP HASTALIKLARININ NEDENİ
Çok fazla tuzun, kan basıncını artırarak (hipertansiyon) inme ve kalp hastalığı riskini yükselttiğini söyleyen Uzm. Dr. Tarakçı ,"İnme ve kalp hastalıkları da dünya çapında en önemli ölüm ve sakatlık nedenleri arasında gösterilmektedir. Sağlık Bakanlığı Türkiye Beslenme Rehberi'ne göre; aşırı tuz (sodyum) tüketimi, kalp-damar hastalıkları, böbrek hastalıkları, hipertansiyon, inme, osteoporoz ve bazı kanser türlerinin oluşmasına neden olabilmektedir" dedi.