Taş, "Enfeksiyon, genellikle basit bir soğuk algınlığı, üst solunum yolu enfeksiyonu gibi başlıyor ve ilerliyor. Zatürreye yatkınlaştıran şartlar ve risk faktörleri arasında sigara içmek, bağışıklık yetmezliği, beslenme yetersizliği, alkolizm, KOAH, kronik böbrek hastalığı ve karaciğer hastalığı yer alır. Yaşlılık da zatürreye yatkınlaştırır. Zatürrenin en sık belirtileri arasında ise öksürük, balgam, ateş, göğüs, sırt ağrısı, hızlı nefes alıp verme, göğüste hırıltı, kusma, baş ağrısı, kas ağrısı, halsizlik ve iştahsızlık yer alır" diye konuştu.
"ZATÜRRE HASTALARININ ÇOK ÖNEMLİ BİR BÖLÜMÜNÜN HASTANEYE YATIRILMADAN TEDAVİ EDİLEBİLİYOR"
Zatürre hastalarının çok önemli bir bölümünün hastaneye yatırılmadan tedavi edilebildiğini söyleyen Taş, "Şikâyetleri dinleyen doktor, muayeneden sonra akciğer filmi, kan testleri, balgam kültürü gibi testler isteyebilir. Hastalığın erken tanınması, mikrobiyolojik örnekler alındıktan sonra erken ve uygun tedavisi hastalığın sonuçlarını iyileştirmek açısından önem taşır. Zatürre hastalarının çok önemli bir bölümünün hastaneye yatırılmadan tedavi edilebiliyor. Zatürrede erken ve uygun antibiyotik tedavisi ölüm oranlarını azaltmaktadır. Ayaktan verilecek uygun antibiyotiklerle 48-72 saat içinde ateşi düşen, genel durumu düzelen, şikâyetleri azalan hastaların tedavisine ayaktan devam edilebilir. Bakterilerin yol açtığı zatürreler antibiyotikle tedavi edilir. Çoğu hasta, antibiyotik tedavisini evde alabilir. Viral kaynaklı zatürrelerde antibiyotikler işe yaramaz, hastanın genel durumunu destekleyici tedaviler yapılır. Ancak ilk 72 saatte antibiyotiklerle ateşi düşmeyen hastaların tekrar doktoru tarafından değerlendirilmesi gerekir. Hastalığın seyrinin yanında hastadaki bazı özellikler de yatış kararını etkilemektedir. Yaşlıların, evde bakım ve tedavisi yapılamayan hastaların, kalp hastalığı, kanser, böbrek yetmezliği, şeker hastalığı, KOAH, astım hastalıkları olan kişilerin hastaneye yatırılarak tedavi edilmesi gerekir" ifadelerini kullandı.