Uzman Klinik Psikolog Eda Ergür, yeni doğanlarda ve bebeklerde günde 14 saat uyku ihtiyacı olduğunu ve çocuklarda üç yaşından itibaren ise 11-14 saat arası uyku ihtiyacının bulunduğunu, okul çağı çocuklarında 9-11 saat, ergenlik döneminde ise 8-10 saat uykunun tavsiye edildiğini aktardı.
Uyku problemlerinin neden oluştuğu konusuna değinen Ergür şunları kaydetti:
"Genellikle çocuğun rutinsiz bir uyku durumunun olması, uyku düzenini olumsuz etkiliyor. Ebeveynler çocuk için düzenli bir uyku programı oluşturmalı. Bunun dışında çevresel faktörler etkilidir. Işığın çok olduğu ortam uykuya müsait değildir. Çocuk duygusal bir problemi olduğu zaman da uyku problemi yaşar. Fiziksel rahatsızlıklar ağrı, ateş gibi durumlarda da çocuk uyku haline geçemeyebilir. Aşırı bilgisayar, telefon kullanımı uykuyu olumsuz etkiliyor, yatmadan en az bir saat önce ekran bırakılmalıdır. Bir diğer etken de beslenme. Düzenli bir uyku için dengeli ve sağlıklı yeme düzeni olmalıdır. Çocuklar davranışları çok hızlı öğrenirler. Aile bir iki gün uyku düzenini aksatırsa çocuk bu aksamaya alışır. Bu durum uyku problemlerine neden olabilir."
Ergür, çocukların da kabus gördüğünü aktararak, "Yaşlarına ve duygusal durumlarına göre kabuslar görürler. Hayal dünyalarının bir sonucu olarak kabus görmeleri doğaldır. Çocuklarla kabusları konuşmak onları rahatlatır, travmatize etkisinin olmaması için anlatmaları, konuşmaları çok önemlidir." ifadelerini kullandı.
Kabusların uykuya direnç sağlayabileceğini de kaydeden Ergür, "O nedenle çocuklar kabuslarını anlatabilmelidir. İzledikleri, gördükleri içerikler çocukları etkiler bu sebeple ekranda izlediklerine dikkat etmeliyiz." açıklamasında bulundu.
Ergür, çocukların güvenli ve huzurlu bir ortamda uykuya daldıklarını belirterek, "Hafif müzik, loş bir ortam çocuğun uykuya dalmasını kolaylaştırabilir." değerlendirmesinde bulundu.
Çocuklarda uyurgezerliğin genellikle bilinçaltı hareketleriyle ilgili olduğunu da belirten Ergür, "Genetik yatkınlık ve stres de bu durumu etkiliyor. Fiziksel yorgunluk ve duygusal gerginlik de uyurgezerliği, uykuda konuşmayı tetikliyor olabilir. Çözüm olarak çocuğun günlük hayatta stresle başa çıkmasını öğretmek, rahatlatacak uyku aktiviteleri sunmak çocuğun uyurgezerlik problemine çözüm olabilir. Ancak bu uyurgezerlik ve uykuda konuşma çok ciddi seviyede ise bir uyku uzmanı ya da nörolog kontrolü gereklidir."
"SAĞLIKLI BİR UYKU İÇİN YATIŞ VE KALKIŞ SAATİ DÜZENLENMELİ"
Ergür, diş gıcırdatmanın da çocuklarda çok sık görüldüğünü vurgulayarak, "Genellikle aile fark ediyor. Çocuk kendini rahatlatmak için bu duruma başvurabiliyor. Bazen de diş gıcırdatma çene yapısının gelişimiyle ilgili olabiliyor. Bu nedenle diş doktorunun muayenesini tavsiye ediyoruz. Fiziksel bir belirtiyi eledikten sonra duygusal tarafa odaklanmak gerekiyor. Çocuğun gece yatmadan duygusunu dinlemek ona alan tanımak çocuğu rahatlatır bu durumun oluşmasına engel olabilir." ifadelerini kullandı.
Sağlıklı bir uyku hali için ailelerin öncelikle düzenli bir uyku rutini oluşturması gerektiğini kaydeden Ergür, "Yatış ve kalkış saatini düzenlenmelidir. Rahatlatıcı uyku öncesi ritüeller hazırlanmalıdır. Uyku ortamının uykuya müsait olması gerekir. Odada uyarıcı sayısının azaltılması gerekir. Teknolojiyi en az bir saat önce kesmek, stresi azaltmak için sohbet etmek önerilebilir. Ailelerin sabırlı olmasıyla uyku düzeni oluşacaktır." açıklamasında bulundu.