Göğüs Hastalıkları Doktoru Prof. Dr. Kürşat Uzun, tripledemi (üçlü salgın) hakkında bilgilendirmede bulundu. Uzun, "Viral enfeksiyonlar genellikle üst veya alt solunum yollarını etkiler. Spesifik patojenler genellikle karakteristik klinik belirtilere neden olsa da, her biri viral solunum hastalıklarının çoğuna neden olabilir. Viral solunum yolu hastalığının şiddeti büyük ölçüde değişkendir, yaşlı hastalarda ve bebeklerde şiddetli hastalık ihtimali daha yüksektir. Kişiler, ya doğrudan viral enfeksiyonun kendisinden etkilenerek ya da altta yatan akciğer-kalp hastalıklarının alevlenmesi ile veya zatürre, sinüzit veya orta kulak iltihabına yakalanarak doktor veya hastaneye başvurabilir. Solunum yolu virüsleri, toplumda grip benzeri hastalıkların görülme sıklığından sorumludur. Solunum virüsleri ağır hastalıklara da neden olabilir. Bu virüsler genellikle hafif seyreden hastalıklardır. Bazı rahatsızlıkları olanlar, yaşlılar, gençler ve hamile kadınlar gibi yüksek risk altındaki kişilerde potansiyel olarak hastaneye yatış veya ölümle sonuçlanabilecek ciddi hastalıklar gelişebilir. Grip ve COVID-19 belirtileri neredeyse birbirine çok benzerdir. Bu belirtiler, ateş, üşüme, öksürük, hırıltı, boğaz ağrısı, burun akıntısı, kas ve vücut ağrıları, baş ağrıları, yorgunluk, kusma, ishal ve tat veya koku kaybı gibi belirtilerdir. Grip belirtileri genellikle aniden ortaya çıkarken, COVID-19 belirtileri yavaş yavaş gelişebilir. Bu viral enfeksiyon hastalıkların tanısını doğrulamak için test yapılır. COVID-19 daha fazla sayıda hastaneye yatışa neden olmaya devam ettiği ve grip ile RSV'nin toplamından çok daha fazla ölüme yol açtığı bildirilmiştir.
Son yıllara kadar, normalde sonbaharın son, ilkbaharın ilk kısmı ve kış aylarında influenza (grip) hastalıkları ile birlikte soğuk algınlığı artarken, günümüzde korona pandemisiyle birlikte hem influenza hem de diğer virüslerin sıklığında artış gözlendi. Fakat, günümüzde burun akıntısı, öksürük, ağrı, tıkanıklık ve belki de ateş gibi viral enfeksiyon şikayetleri ile sağlık kuruluşlarına başvuranlarda hem Covid-19 hem de influenza testlerinin negatif olması bu hastaların neye yakalandığını öğrenmek için doktorları araştırmaya itmiştir. Bu araştırmalar, birkaç tipik solunum yolu virüsünün aynı anda zirve yaptığı ve COVID, grip ve solunum sinsityal virüsünün (RSV) yanı sıra soğuk algınlığı, diğer koronavirüsler ve ateş, burun akıntısı, öksürük, hapşırma ve boğaz ağrısı gibi tipik solunum semptomlarına neden olan parainfluenza virüsleri gibi benzer semptomlara neden olan diğer "grip benzeri hastalıkların" yüksek seviyelerde olduğu bildirilmiştir.
Bilim adamları bu durum için tripledemi (üçlü salgın) terimini kullanmaya başlamıştır. Tripledemi, grip, COVID-19 ve RSV vakalarının sayısının toplumda aynı anda önemli ölçüde arttığı bir durumu ifade eder. Üç solunum yolu virüsünden kaynaklanan enfeksiyonların sayısındaki artış, aile hekimlikleri, hastaneler ve acil servislere aşırı başvurmaya neden olmuştur. Üçlü salgında rolü olan virüslere bağlı gelişen hastalıklar çoğunlukla hafif atlatılmakla beraber, özellikle riskli gruplarda ölümcül olabilir. Ölümcül sonuçları önlemeye çalışmak veya viral hastalıkların yayılmasını önlemek kısmen, toplumların bu enfeksiyonlara karşı aşıların güncellenmesi ve bulaşmayı önlediği bilinen diğer halk sağlığı önlemleri de dahil olmak üzere çeşitli önlemlerin alınmasına bağlı olabilir. Üçlü salgın önlenemeyebilir, ancak hazırlıklı olmak ve koruyucu önlemler toplumlarımızdaki en savunmasız kişilerin hastalanmasını, hastaneye kaldırılmasını ve hayatlarını kaybetmesini önlemeye yardımcı olabilir. Sadece bu kış değil, bundan sonraki her kış bu virüslerin tekrar artmasını bekleyebiliriz. Unutmayalım bu virüsler çok bulaşıcıdır. Üçlü salgın olarak COVID-19, grip ve RSV'nin yayılma yolları çok benzerdir. Bu virüsler, enfekte olmuş bir kişinin öksürmek veya hapşırma ile solunum damlacıklarını başka bir kişinin ağzına, burnuna veya gözlerine kolayca yayar. Ayrıca bir kişi solunum damlacıklarıyla kirlenmiş bir yüzeye dokunduğunda ve ardından yüzüne dokunduğunda da virüsler yayılabilirler. Bu nedenle herkes kendisini ve ailesini viral enfeksiyonlardan korunma konusunda bilgi düzeyini yüksek tutmaya çalışmalıdır. Peki bu durumdan en az hasarla nasıl kurtulabiliriz? İlk önce virüslerin nasıl yayıldığını bilip ona göre halk sağlığı önlemlerini almalıyız, bunlar özellikle kalabalık yerlerde maske takmak, hasta olan kişilerle yakın temastan kaçınmak, ellerinizi sık sık sabun ve suyla en az 20 saniye boyunca yıkamak, sabun ve su yoksa alkol bazlı bir el dezenfektanı kullanmak, gözlere, buruna ve ağıza dokunmaktan kaçınmak, bardakları veya yemek kaplarını paylaşmamak, hastaysanız, başkalarıyla teması mümkün olduğunca sınırlamak, öksürük ve hapşırıklarınızı ellerinizle değil, bir mendille veya gömleğinizin üst koluyla kapatmak ve sık dokunulan yüzeyleri temizlemek ve dezenfekte etmek.
İkinci ve en etkili yol olarak başta riskli gruplar olmak üzere kişilerin aşılanmasıdır. Aşıları güncel olan kişilerde ciddi semptomlar, hastaneye yatış ve ölüm riski daha düşüktür. Aşılar özellikle astım, diyabet ve kalp ya da akciğer hastalığı gibi kronik rahatsızlıkları olan kişiler için önemlidir, çünkü bu kişilerde komplikasyon riski daha yüksektir. Eskiden beri, özellikle sonbahar ve kış aylarında influenza aşısının yapılması önemlidir. Korona pandemisinden dolayı, bundan sonra Covid-19 aşısının yapılması önemli olacaktır. Günümüzdeki üçlü salgından dolayı özellikle 60 yaş ve üzeri yetişkinler doktor tavsiyesi ile RSV aşısı olmalıdır. Bundan sonra viral enfeksiyonlar, solunum virüslerinin zirve yaptığı ocak, şubat ve mart aylarından sonra havaların ısınması, açık hava aktivitelerinin artması ve daha iyi havalandırmayla birlikte azalmaya başlayacaktır" dedi.