Bayram tatilinde değişen beslenme alışkanlıkları nedeniyle aldıkları fazla kalorileri hızla yakmak için "mucize diyet ya da detoks" arayışına girenlere, sadece vücuttan sıvı atımını sağlayan bu uygulamalar yerine, yeterli ve dengeli beslenme modelini uygulamaları önerisinde bulunuluyor.
Dokuz günlük Kurban Bayramı tatili geride kalırken, kurban etlerinin yer aldığı geleneksel bayram sofraları, misafirliklerde ikram edilen çeşitli tatlılar kısa süreli de olsa beslenme alışkanlıklarını değiştirdi.
Bayram tatillerinde hızla değişen yeme alışkanlıklarının sindirim ve mide problemlerine yol açabileceğini belirten uzmanlar, rutin hayata dönüşle birlikte beslenme şeklini düzenlemek ve sağlıklı hale getirmek adına yapılabilecekleri anlattı.
Uzman Diyetisyen Gizem Akgül, Kurban Bayramı'nın, kırmızı et ile yemek sonrası ikram edilen tatlının kısa zamanda çok fazla tüketildiği, dolayısıyla vücuda hem hayvansal yağlardan hem de basit karbonhidrat denilen şekerden çok fazla alınabildiğini söyledi.
Akgül, kırmızı etin yetersiz lif içermesi ve sindiriminin zor olması nedeniyle bu dönemde bireylerde en çok sindirim problemleri ile karşılaştıklarını anlattı.
Bununla birlikte karbonhidrat ve enerji alımının da vücutta ağırlık artışlarına neden olabildiğini aktaran Akgül, bu nedenle bayram sonrasında herkesin bir "toparlama süreci"ne girdiğini ifade etti.
Toparlama sürecinde kişilerin bazen kendini aç bırakma, farklı detoks programları uygulama gibi telafi davranışlarında bulunduğuna işaret eden Akgül, buradaki en önemli kısmın ise yeterli ve dengeli beslenmeyi tekrar hayata adapte edebilmek olduğunu vurguladı.
SU İÇMENİN "EN GÜZEL DETOKS" OLDUĞU BELİRTİLİYOR
Uzman Diyetisyen Gizem Akgül, insanların tatil sonrası yeterli ve dengeli beslenmeye adapte olabilmeleri için yapmaları gerekenleri şöyle sıraladı:
"Bence tatil sonrası en güzel detoks; lif içeriği yüksek, renkli sebzeler ve meyvelerin yer aldığı bir beslenme programını hayata adapte edebilmek. Ne yapabiliriz? Biraz daha akşam yemeklerini hafif geçirmek, bunu salatalar ve sebzelerle zenginleştirmek, özellikle hayvansal gıda içeren ürünleri, kırmızı eti birazcık daha azaltmak hatta birkaç gün tüketmemek, belki onun yerine beyaz etin olduğu, bitkisel protein kaynağı olan kurubaklagillerin yer aldığı bir beslenme programını oturtturabilmek. Porsiyonları biraz azaltmak. Özellikle çok uzun süre aç kalmamak, 3-4 saatte bir beslenmek ama beslenirken de biraz daha bağırsak floramızı iyi beslemek adına lif içeriği yüksek yemekler hazırlamak. Çünkü bu dönemde bağırsaklarımız gerçekten çok etkileniyor."
Akgül, özellikle şeker ve hayvansal etlerin çok tüketilmesi sonrasında sindirim sistemini rahatlatmak adına probiyotik içeren kefir ve yoğurt gibi ürünlerin tercih edilebileceğini anlattı.
Bayramda, misafirliklerde çay ve kahve ikramları da çok olabildiğinden su tüketiminin biraz azabildiğini belirten Akgül, en güzel detoksun su içmek ve lifli beslenmek olduğunu vurguladı. Akgül, tüketimi artırmak için suyun içerisine mevsim meyveleri, nane veya limon gibi malzemeler konularak lezzetli sular hazırlanmasını önerdi.
Gizem Akgül, bu süreçte saflaştırılmış ürünlerden, şekerden uzak durulmasını, tam tahıllı ürünler tüketilmesini tavsiye ederek, "Belki biraz hem protein kaynağı hem vitamin-mineral kaynağı olduğu için yağlı tohumlulardan fındık, ceviz, badem gibi ama miktarını abartmadan böyle birkaç tam ceviz, 5-10 çiğ fındık-badem gibi ürünler tercih ederek, birazcık daha dengeli beslenme programına geçirebilir. Özellikle işlenmiş ürünlerden uzak durmak, kızartma-kavurma ürünler tercih etmemek önemli." diye konuştu.
Bu süreçte havaların biraz daha serin olduğu saat dilimlerinde 30-40 dakikalık yürüyüşler yapılabileceğini belirten Akgül, eğer hava çok sıcaksa evde küçük egzersizlerin tercih edilebileceğini kaydetti. Akgül, böylece hem sindirim sisteminin rahatlatılabileceğini hem de alınan enerjilerin biraz daha kalori yakımını arttırarak bu sürecin daha iyi yönetilmesine yardımcı olabileceğini dile getirdi.
"İNSANIN KENDİSİNE UYGUN OLMAYAN TÜKETİMLERİ DAHA ÇOK RİSK FAKTÖRÜ OLUŞTURABİLİR"
Uzman Diyetisyen Gizem Akgül, bayram tatilinde alınan fazla kalorileri hızla yakmak isteyenlerin uyguladığı, sosyal medyada da rastlanan "mucize" diyet ve detoks programlarına yönelik şu değerlendirmelerde bulundu:
"Bireyler bayramda alınan kiloları sonrasında hızlıca kaybetmek için farklı diyet, detoks programları uygulayabiliyorlar. Kısa sürede hızlı kilo verilmesi kas kayıplarına neden olduğu gibi metabolizmanın yavaşlamasına da sebebiyet verebilir. Bu gerçek kilo kaybı olmayıp, sadece vücudun sıvı atımına yol açar. Bu nedenle hızlı kurtulunan kilolar, bir süre sonra daha fazla yağlanma ve daha hızlı kilo alma gibi kişiye dönebilir. Hızlı kilo vermekten öte vücudu rahatlatmak adına yeterli ve dengeli beslenmeye yönelmek gerekir. Yediklerimizi kısacağız ama kısıtlayıcı diyetler yapıp, aç kalarak ya da sadece sıvı detokslar uygulayarak değil. İnsanın kendisine uygun olmayan tüketimleri daha çok risk faktörü oluşturabilir. Buna mutlaka dikkat etmelerini öneriyorum."
"SEBZE AĞIRLIKLI BESLENİLMESİNİ, YETERLİ MİKTARDA SIVI ALINMASINI ÖNERİYORUZ"
Marmara Üniversitesi (MÜ) Pendik Eğitim ve Araştırma Hastanesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğretim Üyesi Eren İmre de bayram tatilinde değişen beslenme alışkanlıklarının kısa sürede sindirim problemleri, kabızlık, ishal, şişkinlik, gaz şikayetleri, mide problemleri gibi insan vücuduna olumsuz yansımaları olabileceğini anlattı.
Kronik hastalığı olanlarda da bunun önemli etkileri olabileceğine dikkati çeken İmre, beslenme değişikliklerinin bir diyabet hastasında şekerin yükselişine yol açacağını, şeker kontrolünü bozabileceğini, kısa süre dahi olsa sağlığını tehdit edici bir hal alabileceğini belirtti.
İmre, kalp hastalarının ise fazla tuzlu yiyecekleri tüketmeleri halinde vücutta su tutulması, ödem oluşması, kalp yetmezliğinin şiddetlenmesi veya tetiklenmesi gibi problemler yaşayabileceklerini, bununla birlikte ellerinde, ayaklarında, yüzlerinde şişlik olabileceğini söyledi. İmre, bu süreçte, özellikle yağlı ve ağır gıdalar tüketildiğinde mideyle ilgili sorunlar veya tatil bölgelerinde "turist ishali" diye tabir ettikleri durumların da ortaya çıkabildiğini aktardı.
Sağlıksız veya dengesiz beslenmenin telafisi için neler yapılabileceğine dair önerilerde bulunan İmre, "Yapılabilecek şey Akdeniz tipi beslenmeye dönmek ve kişinin midesini, bağırsağını rahatsız ettiğini tespit ettiği yiyecekleri yememesi olacaktır. Sebze ağırlıklı beslenilmesini, yeterli miktarda sıvı alınmasını öneriyoruz. Yani sağlıklı beslenme düzenine dönmek ve mümkünse egzersiz yapmak gerekiyor." diye konuştu.
Dr. Öğretim Üyesi Eren İmre, tatil sonrasında insanların hızlı kilo verebilmek adına uyguladıkları diyetlere ilişkin, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Hastalar ya da sağlıklı insanlar olsun, özel isimlerin olduğu 'mucize' diyetler arıyor. Bununla ilgili özel bir diyet yok. Kanıtlı olan tek bir diyet tipi var o da Akdeniz tipi diyet. Onu araştırıp, ona uymaları gerekiyor. Bu klasik beslenmeye uyup, bir de diyetisyene başvurulursa, onlar da kalori hesabına göre bir diyet planı oluşturacaktır. Çünkü hem şeker hastalığında hem de diğer hastalıklarda vücuda giren ve çıkan kalori miktarına göre kilo açısından dengeyi kurmak adına plan yapılıyor."