Pek çok insanın ortak sıkıntısı diş hassasiyeti. Sıcak, soğuk, şekerli veya ekşi yiyecekler, içecekler ağza alındığında dişlerde hızlı bir tepki ve sızlama oluşur. Bu diş sızlaması keskin, ani ve derin şekildedir. Hassasiyet en çok dişeti çekilmesi ile açığa çıkan kök yüzeylerinden kaynaklanır. Sert ve yatay fırçalama, diş sıkma gibi etkenler hassasiyet problemini tetikler. Diş hassasiyetine karşı özel formüle edilmiş diş macunları ve yumuşak kıllı fırçalar faydalı olabilir. Aynı zamanda aldığınız gıdalara da dikkatli seçilmelidir. Çünkü fazla asit içeren yiyeceklerin sık tüketilmesi sonucu mine tabakası çözünebilir ve hassasiyet gelişebilir.
AĞIZ KURULUĞUNA DİKKAT
Ağız kuruluğu sorunu tükürüğün azalması sonucu oluşur. Tükürük ağızda yıkama etkisi ile çürük ve dişeti enfeksiyonlarına karşı koruyucu görevi görür. Çok ciddi bir problemdir. Burun tıkanıklığı sonucu ağızdan nefes alıyor olmak, ağzı açık uyumak ağız kuruluğu yaratır ve özellikle ön bölgelerde dişetlerinde şişlik kanama gibi enfeksiyon belirtilerine sebep olur. Ayrıca ilerleyen yaş ve şeker hastalığı da ağız kuruluğuna yol açar. Hem ağız sağlığını tehdit eden hem de genel sağlığımızla ilgili hastalıkların sonucu olan bu şikayetler geliştiğinde hemen bir doktor görüşü alınmalıdır.
DİŞ TAŞLARINI MUTLAKA TEMİZLENMELİ
Önemsenmeyen diş taşları, belli bir süre sonra diş kayıplarına neden olabiliyor. Diş taşları, tükürüğünüzdeki minerallerin dişlerde oluşan bakteri plaklarının üstüne çökmesiyle meydana gelir. Düzenli olarak temizlenmeyen diş taşları görsel olarak kötü bir görünümün yanı sıra diş eti iltihabı ve diş eti hastalıklarına da neden olur, ağız kokusuna yol açar. Oluşan enfeksiyon erken dönemde tedavi edilmezse, dişleri çevreleyen kemik dokusu da etkilenir ve dişler destek dokularını kaybeder. Diş hekiminizden alacağınız yarım saatlik bir randevu ile diş taşlarınızı temizlettirip hem sağlıklı hem de daha temiz görünen dişlere kavuşabilirsiniz.
ÖNEMLİ OPERASYONLAR ÖNCESİ AĞIZ VE DİŞ KONTROLLERİ
Ağızdaki enfeksiyon kaynakları dişeti iltihapları ve çürük dişler olabilir. Ayrıca uzun süre tedavi edilmemiş çürükler, yarı gömük yirmiyaş dişleri, kanal tedavisi sonrasında iyileşmeyen lezyonlar, kırık kökler gibi sebepler de sayılabilir. Kalp ameliyatları, ortopedik operasyonlar, kemoterapi, ilik nakli gibi önemli tedavilerin öncesinde ağızdaki tüm problemler çözülmelidir. Bu uygulama 2 ayrı açıdan önemli. Birincisi ağızda bulunan bu bakteriler kan dolaşımı yoluyla operasyon alanına sıçrayıp ciddi problemler yaratabilir. İkincisi bu tür zor işlemler sonrası uzun süre diş tedavilerine izin verilmez. Uzun vadede ağrı, apse gibi sorunlar yaşamamak için öncesinde çözmek önerilir.
İLERLEYEN YAŞLARIN DİŞLERE ETKİSİ
Yaş alma sürecinde tüm vücutta olduğu gibi ağızda da farklı değişimler görülür.Dişler yıllar içinde aşınır ve düzleşir. Dolayısıyla çiğneme etkinliği düşer. Daha da önemlisi dişlerin boyları kısalır. Uzun vadede boyut değişikliği sonucu alt yüz kısalır ve dudak kenarları aşağı ve içeri çöker. Bir başka yaş alma etkisi dişlerde sararmadır. Zaman geçtikçe dişler daha koyu bir renk alır. Tükrüğün azalması sonucu çürük riski de zamana bağlı bir sorundur.