Ramazan boyunca kısıtlı besin tüketimi sonrasında öğün sayısının arttığına dikkat çeken Kaya, "Ramazan ayı boyunca değişen beslenme alışkanlığı Ramazan Bayramıyla tekrar eski haline dönmeye başlamakta. Ramazan boyunca kısıtlı besin tüketimi sonrasında öğün sayısının arttığı, çeşitli beslenmeye geçilir. Bu geçiş sırasında aşırı ve yağlı beslenmeden kaçınmalıyız. Özellikle mide problemleri yaşamamak adına vücudumuzu yavaşça alıştırmalıyız. Günün en önemli öğünü olan kahvaltıda bir ay boyunca özlem duyulan kuymak, patates kızartması gibi yağlı ve bol kalorili yiyecekler değil, süt, peynir, zeytin, haşlanmış yumurta, bol sebze gibi besinler tercih edilmelidir. 3 ana, 3 ara öğünden oluşan beslenme programı hazırlanmalı. Tek çeşit değil farklı besin gruplarından oluşan beslenme programı uygulanmalıdır. Ramazan ayı boyunca uygulanan sahur beslenmesi gece yemek yeme alışkanlığına dönüştürülmemelidir. Bu süreçte kabızlık problemi yaşayan bireyler lifli beslenmeye önem vermeli ve bol su içmelidir. Günlük tüketilen su miktarı 1.5-2 litre olmalı. Ramazan ayı boyunca yeterli ve dengeli beslenme uygulanamadığı için kas kayıpları veya metabolizmada zayıflama görülebilir. Bunu düzeltmek için sağlıklı bir beslenme programının yanında fiziksel aktiviteye önem verilmeli ve düzenli yürüyüş yapılmalı. Özellikle ramazan ayı boyunca tek öğün beslenen bireylerde bağışıklığı güçlendirmek için zencefil, zerdeçal, soğan, sarımsak, bitki çayları, omega 3, brokoli, kırmızı ve mor renkli meyveler ve turunçgiller tüketilmelidir" dedi.