Huzur kelimesinin batı kültüründe mutluluk ile özdeşleştirildiğini, oradaki mutluluğun da haz odaklı ve heyecan arayışı şeklinde tanımlandığını anlatan Tarhan, huzuru haz odaklı düşündüklerini bildirdi. Tarhan, egosu büyük olan insanın mutlu olamayacağını belirterek, şu açıklamalarda bulundu:
"Haz peşinde olan insan modeli tanımlandı. Devamlı heyecan içerisinde. Amerika'da en ufak bir şeyde sevindirik olurlar. Her şeye sevinir, aşırı duygu tezahürü yapılır. Öyle olunca da devamlı bir heyecan arayışındalar. Böyle olunca tamamen olumsuz duyguları reddediyorlar, olumsuz duyguları yok sayan bir felsefe ortaya çıkıyor. Halbuki olumsuz duygular da insanın hayatının bir gerçeği. Bu ikisini yönetmek gerekiyor, bunu yönetemeyince hedonistik bir felsefe ortaya çıkıyor."
Tarhan, insanların bir gerçek benliği bir de olmayı istediği benliğinin bulunduğunu belirterek, "İdeal benliğe her zaman ulaşamayız. O üç benlik arasında dengeyi sağlamak… Çünkü ideal benlik gerçekçi olmuyor. O, olması gereken benliği yakaladığı zaman huzuru yakalıyor insan. Bunun için muhakkak kişinin kendi iç yolculuğuna çıkıp kendini tanıması gerekiyor." açıklamasında bulundu.
"SAĞLIK VE AFİYET BİR ARAYA GELDİĞİNDE HUZUR OLUR"
Prof. Dr. Nevzat Tarhan, sağlığın ve iyiliğin öneminden bahsederek, sağlık ve afiyet bir araya geldiğinde huzurun olduğunu vurguladı.
Dinginliğin de huzura yakın bir kelime olduğunu aktaran Tarhan, "Fırtınaların içinde sakin kalabiliyorsun. Curcuna içerisinde sessiz kalabilmek... Bunun birinci şartı kabul. Kabul edeceksin, kabul etmek teslim olmak değil. Yanlışları kabul edeceksin ama bunu yöneteceksin. Asıl başarıya sahip olan insanlar iç huzura sahip insanlardır. Kendini büyük, kibirli gören insanlar vardır, kapının eşiğiyle kavga eder." ifadelerini kullandı.
Tarhan, şükür duygusunun insana kendini iyi hissettirdiğini belirterek, sıradan şeylerle mutlu olmanın önemine işaret etti.
Nevzat Tarhan, "Sabah kalktığımda, 'Elim kolum sağlam, sıcak bir evdeyim, çoluğum, çocuğum yanımda. Bu benim için bir şükran meselesidir', deyip hemen kafasına olumsuz düşünceleri getirmemek, sahip olduğu şeylerin kıymetini bilmek, rutin şeylerden mutlu olmak gerekiyor. İnsan bunu başardığında bir rahatlık hisseder, zor şeyleri daha rahat yapabilir ama öbür türlü motivasyonu kırılır." değerlendirmesinde bulundu.