Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi Hastanesi'nde, depremlerden yaklaşık 10 gün sonra, Psikiyatri Bölümü'nde 24 saat afetzedelere öncelikli hizmet veren Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Afet ve Travma Polikliniği hizmete açıldı.
Psikiyatri Bölüm Başkanı Prof. Dr. Nuray Atasoy, depremin travma yarattığını belirterek, "Olağan dışı, insanların psikolojik olarak hazırlanamayacağı, başına geldiğinde de hem fiziksel hem de psikolojik olarak insanların iyilik halini bozan bir yaşantı bu. Bu durum karşısında hemen Afet ve Travma Polikliniği açtık. Burada depremzedeler hiç beklemeden günün her saati başvurabiliyorlar. Olabildiğince hızlı bir şekilde onlara nasıl yardımcı olabileceğimizi bulmaya çalışıyoruz. Bu tip travmalarda erken dönem var, bu dönemde yaraların sıcak olduğu, insanların kayıplarını henüz bilemediği ya da aynı aileden anne-baba veya evlat kaybı gibi gerçekten duyduğumuzda bile çok acı verici olay ki yaşayanlar için hayal bile edemiyorum. Hastalarımızdan da bunları dinliyoruz. Bu erken dönemde bir şok etkisi oluyor, güvende olmakla ilgili aşırı kaygı dönemi oluyor" diye konuştu.
Depremde kayıp yaşamayan ancak evleri çok hasar aldığı için Zonguldak'ta yakınlarının yanına sığınan 6 yaşındaki çocuğun çorapsız uyumak istemediğini belirten Atasoy, "Gece çorapla uyumak istiyormuş. Çocuk deprem gecesi çok üşümüş. Birden dışarı çıkmışlar; tabi üstte başta yok, ayakları çok üşümüş. O nedenle çorapla uyumak istiyor. Neler yapabileceğini tasarlarken insan dehşete kapılıyor ve önlem almak istiyoruz. Anneye dedim ki 'Bu tepkiler normal'. Bizim daha çok hastalık olarak karşımıza gelen, 'akut stres' dediğimiz problem. Bu olayla ilgili aşırı korku, aşırı endişe uykusuzluk, yemek yiyememe sürekli dehşet halinde olma, oturamama, yatamama gibi" dedi.
Depremzedelerde korku ve kaygıya bağlı olarak uyku problemi geliştiğini belirten Atasoy, "Uyku problemi çok fazla. Gece uyumaktan korkuyorlar. Kaygı ve endişe, mide ve bağırsak problemleri, bulantı, kusma gibi iştahsızlık gibi problemler olabiliyor. Her an yeniden bir şey olacak, korkusuyla gelebiliyorlar. Daha çok korku, kaygı içerikli problemlerle geliyorlar. 'Travma sonrası stres bozukluğu' dediğimiz insanların yaklaşık yüzde 20'si uzun yıllar veya hayat boyunca travmanın etkileri altında kalabiliyorlar. Olağan dışı bir şeye verdiğimiz tepkiler normal yaşamdan farklı oluyor. Uyku, güvende hissetmemiz gereken bir fonksiyon ama güvende değiliz, diye düşünüyor vücut. Uyumak istemez, tetikte kalır" diye konuştu.