Yaşamın ilk altı yılını kapsayan okul öncesi dönemde çocuğun çevreye uyum sağlamaya ve içinde yaşadığı toplumla bütünleşmeye çalıştığını belirten Çocuk Gelişimci Onur Kılıçaslan, "Okul öncesi çocukta en sık şikâyet konusu olan sorunlardan bazıları şöyledir: temel alışkanlıkların kazandırılmasında güçlükler, okul fobisi, aşırı hareketlilik veya çekingenlik, içinde bulunduğu durumla baş edip edemeyeceğine dair hissedilen kaygı. Bu sorunların her birini ele alıp nedenlerini keşfetmek, nedenleri ve sorunları gidermek, aile ve okul öncesi eğitim kurumunun iş birliği halinde yapacağı görevlerdir. Özellikle okula uyum sürecinde öğretmen ile ebeveyn arasında açık bir iletişim olmadığı takdirde çocuğun gelişimi ve öğrenmesindeki devamlılık olumsuz etkilenebilmektedir." dedi.
Okul öncesi eğitimi veliler önemsemeli
Okula uyum sağlamada sorun yaşanabilecek çocuk özelliklerinin başta yetersiz özgüven ve anne- babaya aşırı bağımlılık olduğunu ifade eden Kılıçaslan, " Akranlarına göre gelişme geriliği, akranlarına göre daha geç konuşma, dikkat ve odaklanma sorunu yaşama, benmerkezcilik veya arkadaşlara/kurallara uyum sağlayamama, engellendiğinde direnç, öfke tepkileri gösterme, isteklerini erteleyememe, kavramları ve sayı, renk, şekil vb. temel akademik becerileri kazanmakta zorlanma, okul öncesi eğitim almama, aileden ilk kez ayrılma olarak sıralayabiliriz. " şeklinde konuştu.
Okula uyum sürecinde öğretmenlerin sorumluluğu
Okula uyum sürecinde öğretmenlerin sağlayabileceği en büyük desteğin, oryantasyon sürecine katkıda bulunmak olduğunu söyleyen Çocuk Gelişimci Onur Kılıçaslan şöyle devam etti, "Pek çok öğretmen, çocukların uyum süreci konusunda deneyimlidir. Bu yüzden de çocuğun ebeveyninden aşamalı olarak ayrılması konusunda esneklik sağlayabilir. Öğretmen okulun ilk günlerinde sınıfın dışında bekleyen çocuğun anne/baba ya da bakım verenlerini görmesine engel olmaz. Bunun dışında, her çocuğun sürece uyum sağlama zamanının farklı olacağını bilerek, belirli sınırlar içerisinde bir miktar alışma süresi belirlemek önemli noktadır. Çocuğun yaşadığı sorunun iki haftadan uzun sürmesi durumunda, aile ile bu durumun paylaşılması ve gereken desteğe başvurulması yardımcı olacaktır."
Anne ve babalar kararlı olmalıdır
Çocukların var olan diğer oyun, eğlence, sosyal yaşam gibi en temel ihtiyaçlarını unutmamakta fayda olduğunu ve tüm ihtiyaçların mümkün olabildiğince uygun bir şekilde sıralanması, çocukların heves ve heyecanı kaygıya çevirmelerinin önüne geçeceğini belirten Gelişimci Onur Kılıçaslan," Anne-baba okula çocuğu bırakıp giderken kararlı ve tutarlı davranmalı, mutlu bir ifade bırakarak çocuğa olumlu mesaj vermelidir. Kesinlikle habersiz kaçma ya da kandırma gibi davranışlar sergilenmemelidir. Anne-babalar kesinlikle çocuğun yanında okula devam etmesi ya da etmemesi gibi tartışmalarda bulunmamalıdır. Çocuğa kullanılacak ifadelerin kısa net ve kesin olması önem taşır. Çocuğa herkesin bir görevinin olduğu anlatılmalı, onun da görevinin okula gitmek olduğunu belirtilmelidir. Çocuk okuldan geldiğinde ona gününü nasıl geçirdiği sorulabilir. Bunu anne-baba ile paylaşması çocuğun rahatlamasını ve okula uyum sürecini hızlandırmasını sağlar." diye konuştu.