Ülkemizde 2 yıl önce ilk maymun çiçeği vakası duyuruldu. Sağlık Bakanı Prof. Dr. Kemal Memişoğlu, son yaptığı açıklamada, Türkiye'de herhangi bir vaka olmadığını belirtti. İstanbul Aile Hekimliği Derneği (İSTAHED) Bilim Komisyonu Üyesi Uzm. Dr. Selda Handan Karahan, dünyada korku yaratan maymun çiçeği hastalığı ile ilgili bilgiler verdi.
BULAŞMA YOLLARI ÇOK FARKLI
Afrika koşullarında maymun çiçeği virüsünün hayvanlardan insana bulaşması, enfekte hayvanların kan, vücut sıvıları, deri veya mukoza lezyonları ile doğrudan temasla veya ısırıkla yayıldığını belirten Uzm. Dr. Karahan, şöyle dedi: "Batı ve Orta Afrika'da ormanlık alanlarda veya yakınında yaşayan insanlar, enfekte hayvanlara dolaylı olarak da maruz kalabilir. İnsandan insana bulaşma, enfekte kişinin sekresyonları ile uzun süreli yakın temas, cilt lezyonları ile doğrudan bütünlüğü bozulmuş deri veya mukozalarla (göz, burun, ağız mukozaları gibi) temas ve yakın zamanda cilt lezyonlarından kontamine olmuş nesnelerle (yatak çarşafı, havlu vb.) yakın temastan kaynaklanabilir. Bu şekildeki temas genel olarak aynı evi paylaşan kişilerde, kapalı ortamlarda çok uzun süreli yakın mesafede bulunanlarda ve enfekte kişiyle temas eden sağlık çalışanlarında risk oluşturur. Bulaşma, enfekte anneden bebeğe plasenta yoluyla geçiş şeklinde de olabilir. Maymun çiçeği, cinsel temas yoluyla da bulaşabilir."
AĞIR SEYREDEBİLİR
Uzm. Dr. Karahan, maymun çiçeğinin, genellikle 2-4 hafta süren semptomları olan kendi kendini sınırlayan bir hastalık olduğunu belirterek, "Şiddetli vakalar çocukluk çağında daha sıktır. Temas edilen virüs yükünün yüksekliği, kişinin altta yatan hastalıkları klinik tablonun daha ağır seyrine neden olabilir" dedi.
AYIRICI TANI İÇİN TEST GEREKLİ
Göz önünde bulundurulması gereken klinik ayırıcı tanının; suçiçeği, kızamık, bakteriyel cilt enfeksiyonları, uyuz, sifiliz ve ilaca bağlı alerjiler gibi diğer döküntülü hastalıkları da içerdiğini belirten Uzm. Dr. Karahan, şunları söyledi: "Maymun çiçeği hastalığından şüpheleniliyorsa, cilt lezyonlarından gelen sıvıdan ve kuru kabuklardan elde edilen örnekler alınarak PCR çalışması ile tanı kesinleştirilir. Maymun çiçeği virüsünün doğrulanması örneğin kaynağına ve kalitesine bağlıdır. Bu nedenle alınan örnekler ulusal ve uluslararası gerekliliklere uygun olarak paketlenmeli ve gönderilmelidir. Polimeraz Zincir Reaksiyonu (PCR), doğruluğu ve duyarlılığı göz önüne alındığında tercih edilen laboratuvar testidir. Diğer tanısal testler arasında Virüs İzolasyonu (Memeli Hücre Kültürlerinde), elektron mikroskobu, ELISA ve immünofloresan antikor testi vardır. Ayrıca çiçek hastalığı eradikasyonu öncesinde aşılanmış olanlarda aşı yanıtı nedeniyle seroloji (antikorların varlığını saptayan test) çalışması önerilmez."
198O ÖNCESİ DOĞANLAR AŞILI
Çıçek hastalığı sona erene kadar uygulanmış olan çiçek aşılarının maymun çiçeği hastalığına karşı da koruma sağladığını söyleyen Dr. Karahan, şunlara dikkat çekti: "Ülkemizde 1980 yılına kadar çiçek aşısı rutin olarak uygulanmıştır. 1980 yılı öncesi doğumlular çiçek aşıları var ise maymun çiçeği hastalığına karşı korunuyor. Bu korumanın da yaklaşık yüzde 85 oranında etkili olduğu çalışmalarla kanıtlanmıştır. Çiçek hastalığına karşı önceden aşı yapıldığının göstergesi olarak ön kol üst kısmındaki aşı izi kabul edilebilir. Bugün artık, çiçek aşıları klinik kullanıma sunulmuş durumda değildir. Modifiye edilmiş atenüe aşı virüsüne (Ankara suşu) dayalı yeni bir aşı, 2019'da maymun çiçeğinin önlenmesi amacı ile ABD Gıda ve İlaç Ajansı (FDA) ve Avrupa İlaç Ajansından (EMA) kullanım onayı almıştır. Bununla birlikte aşı kısıtlı olarak ulaşılabilir durumdadır. Klinik kullanımı 2 doz şeklindedir. Ülkemizde aşılar bulunmamaktadır."
TESTLERİ YORUMLAMAK İÇİN BU BİLGİLER ÖNEMLİ
Uzm. Dr. Karahan, test sonuçlarını yorumlamak için şu bilgilere ihtiyaç duyulduğunu kaydetti: