Egzersiz ile kan basıncı ve kalp hızı artar, vücudun oksijen ihtiyacı artar, kalp ve akciğer sistemimiz daha fazla çalışır. Bu şekilde kan dolaşımı hızlanır ve güçlenir. Düzenli yapılması halinde dayanıklılığınız artar, hızlı yorulma gibi hisler kaybolur. Tempolu yürüyüş, tempolu danslar, bisiklete binmek, yüzmek ve bölgesel hareketlerin hangisini yapabiliyorsanız spor o dur. Yani spor demek ille de spor salonunda yapılması gerekiyor demek değildir. Ağır fiziki aktiviteler yapmak gerekli değil, mümkünse hareketsiz kalınan zaman azaltılmalıdır. Uzun süre oturmak ciddi hastalıkların davetiyesidir. Kısa mesafeler için araç kullanmak, uyku hariç uzun süre yatmak, uzun süre televizyon izlemek gibi davranışlar çok kötüdür. Bu davranışlar ile başta obezite, şeker hastalığı, yüksek tansiyon, kalp krizi, inme ve kanser riski artar. Bu tip davranışları azaltmak için oturarak yapılan işleri azaltın yada bu işler esnasında molalar verin, otobüslerden erken inip yürüyün, asansörleri az tercih edin.
HAFTADA 5 GÜN, EN AZ 30-45 DAKİKA
İdeal bir egzersiz programı kişiseldir, genellikle 150 dakika civarında orta yoğunlukta hareketler barındırır. Haftada 5 gün, en az 30-45 dakika şeklinde düşünülebilir. Bu bir şart veya sınır değildir, daha fazla yapılabiliyorsa yapabilirsiniz. Ancak idmansız iken ağır egzersiz yapmak çok sakıncalıdır (haftada bir halı saha maçı yapmak gibi…). Bu spor programında ilk defa başlayanlar kısa sürelerle başlamalı, peyderpey süre ve şiddet arttırılmalıdır. Ani ve yoğun spor yapılmamalıdır. Şahsen spora katılmadan önce muayene olmakta fayda vardır.
Bu şekilde doğru ve yeterli yapılan spor ile hem kalp hem de diğer sistem sağlıkları sağlanabilir. Fizik aktivite yaşam süresini uzatır, koordinasyon ve dikkat yeteneğini arttırır, psikolojik rahatlama sağlar, kemik erimesini engeller, yaşam kalitesini arttırır, iştahı düzenler, anatomik duruşu düzeltir ve kilo kontrolüne yardımcı olur.