Uzmanlar son günlerde yaygınlaşan kablosuz bluetooth kulakların kişilerin dikkat düzeylerinde azalma, çevresine karşı duyarlılığı azaltmasının yanında fiziksel olarak zararlarının olabileceğini belirtti. KBB Uzm. Opr. Dr. Selami Yavuz, kablosuz kulakların özellikle gençleri sosyal iletişim ve sosyal gelişim anlamında olumsuz etkileyebileceğini ve kulaklıklar uzun süre kullanıldığında duyma probleminin olabileceğini söyledi.
DNA'DA BOZULMA VE KANSER TEHLİKESİ
Uzun süre kullanılan kablosuz kulaklıklardaki tehlikeye dikkat çeken Opr. Dr. Selami Yavuz, "Bluetooth kulaklıklar son zamanlarda özellikle gençler tarafından son dönemlerde yaygın kullanılan bir aparat haline geldi. Daha önceden bilindiği üzere kablolu kulaklıklar daha fazla kullanılıyordu. Kablolu kulaklıkların hareket alanını kısıtlaması nedeniyle gençler başta olmak üzere yetişkinlerde artık kablosuz kulaklıkları kullanmaya başladı. Bu kulaklıklar bluetooth sistemiyle çalışır. Bluetooth aslında radyo frekans radyasyonudur. İyonize olmayan bir radyasyondur. Bluetoothun oluşturduğu manyetik alan kulağa zarar verebilir mi? Asıl sorunumuz budur. Bu konuyla ilgili net bir araştırma yok. 'Sar' endeksi diye bir şey var. Sar endeksi vücudun absorbe ettiği manyetik alan miktarıdır. Bu manyetik alan miktarı ortalama 1,4 sar bölü kilogramdır. Bluetooth kulaklıklar bunun 4'te 1'i kadardır.
Kanser anlamında bu tür kulaklıkların kısa süreli kullanımında bir sıkıntı olmayacağı söylenebilir. Fakat en kötü tarafı bunun birikici yani kümülatif etkisi olmasıdır. Dolayısıyla bu kulaklıkların uzun süreli kullanılmasında risk artıyor diyebiliriz. Manyetik alana maruz bırakılan farelerde yada tavşanlarda yapılan araştırmalarda kalp ve beyin tümörü sıklığının ciddi bir şekilde arttığı tespit edilmiş. Kulaklığın 2 ana sakıncası vardır diyebiliriz. Birincisi çok uzun süre kullanımlarda manyetik alanın etkileriyle hücre DNA'sında bozulmalar, kanser oluşumuna yatkınlık gibi kişiyi hayatında sıkıntılara sokacak durumu gerçekleştirebilir. İkincisi de özellikle kulaklıkla yüksek sesli ve uzun süreli müzik dinlemek kalıcı işitme kaybına sebep olabilir. Özellikle araba kullanırken kulaklığı olan insanlar görüyoruz. Tabii, böyle olunca da etraftan gelen korna sesleri gibi sesleri duymakta zorlanıyorlar. Arabada mümkünse hoparlörü kullanmak lazım. Normal hayatta da hoparlörün kullanılması lazımdır. Cep telefonunun en az 25 santim uzaklıkta olması gerekir" diye konuştu.
Gençlere uyarılarda bulunan Dr. Yavuz, "Özellikle bilişim teknolojisinin gelişmesiyle birlikte hem telefona hem de bilgisayara bağlı kulaklıkların olması gençlerin bu konuya daha hızlı adapte olmasını sağlıyor. Bence bu konu sıkıntılı bir konudur. Sosyal iletişim anlamında ve sosyal gelişim anlamında özellikle gençleri sıkıntıya sokacağını düşünüyorum. Özellikle küçük yaştaki çocukların bilgisayarın ve telefonun başından kalkmadığını, bunu yaparken de kulaklık kullandıklarını biliyoruz. Bu konunun da insan ilişki acısından sıkıntılı bir konu olduğunu düşünüyorum" şeklinde konuştu.