Atom serumlar genellikle A, B, C ve E vitaminlerinden oluşan multivitaminlerin karışımından meydana gelen solüsyonlardır. Başta viral enfeksiyonlar olmak üzere enfeksiyon seyrinde susuzluğun giderilmesi ve bağışıklık sisteminin güçlenmesi amacıyla damar yolu aracılığıyla başvurulan bir tedavi yöntemidir. Enfeksiyonların seyrinde ateş, terleme ve ishal gibi nedenlerle gelişen susuzluğun iştah kaybıyla beraber sıvı alımı azlığıyla daha fazla derinleşmesi sonucunda vücut direncinin de hızlı bir şekilde düştüğüne değinen Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Doç. Dr. Erdal Dilekçi "Mevsimsel hastalıklar genellikle virüslerin neden olduğu üst solunum yolu enfeksiyonları olarak karşımıza çıkmaktadır. Virüsler hayatımızda her zaman olan ancak bağışıklık sistemimizin zayıf olduğu dönemde virüsle yoğun şekilde karşılaştığımızda vücudumuzda hastalık yapan mikroorganizmalardır. Bu enfeksiyon seyrinde ortaya çıkan dehidrasyon (susuzluk) ve antiviral etkiler, çeşitli çalışmalarda gösterilmiş olan vitaminlerin kullanılmasıyla hastalarda iyileşmeyi hızlandırmaktadır. Ancak kullanılan multivitaminlerin bir kısmı hastalandıktan sonra değil hastalanmadan önce bağışıklığımızı güçlü tutmamızı sağlamaktadırlar. Serumların içerisinde verilen bu vitaminler ve hekim değerlendirmesi sonucunda verilmesi uygun görülen diğer bazı ilaçlar bağışıklık sistemini güçlendirmekte, hastanın kısa sürede günlük yaşamına dönmesine yardımcı olmaktadır" diye konuştu.
'ALERJİK DURUMLAR SAPTANMALI VE KİŞİYE ÖZEL BİR TEDAVİ UYGULANMALI'
'Multivitaminler herkese verilmeli', 'multivitaminler zararlı değildir', 'multivitaminler her zaman gereklidir' şeklinde halk arasında dolaşan yanlış bilgilerin altını çizen Doç. Dr. Dilekçi, "Atom serum başta olmak üzere tüm serum uygulamaları yapılmadan önce hastalar hekim tarafından kalp, böbrek ve karaciğer fonksiyonları açısından detaylı bir şekilde değerlendirilmelidir. Varsa alerjik durumlar saptanmalı, kullanılan ilaçlar sorgulanmalı ve sonrasında kişiye özel bir tedavi uygulanmalıdır" ifadelerini kullandı.
'KİŞİNİN İHTİYACI OLAN VİTAMİNLER BELİRLENMELİ'
Hastalarda serum uygulamasına karar vermeden önce ilk olarak enfeksiyona neden olan etkenin viral mi yani virüs kaynaklı mı yoksa bakteriyel mi yani bakteri kaynaklı mı olduğunu belirlediklerini söyleyen Doç. Dr. Dilekçi, "Serum içeriğinde gereksiz antibiyotik kullanımının önüne geçmek için bu adım önemlidir. Hastanın dehidrasyonu yani susuzluğu var mı? Varsa dehidrasyonun düzeyi saptanmalı ve verilecek serumun miktarı belirlenmelidir. Fazla miktarda serum verilmesi kalp yetmezliğine kadar uzanan bir tabloya neden olabilmektedir. Kişinin ihtiyacı olan vitamin veya vitaminler belirlenmeli ve serum içeriği detaylandırılmalıdır. Hastalığa bağlı diğer semptomlar yani şikayetler belirlenmeli ve bunlara yönelik ilaç desteği planlanmalı" dedi.
'VİTAMİNDEN NE OLABİLİR Kİ GİBİ BİR DÜŞÜNCE SONRASINDA HASTA KAYIPLARINI BERABERİNDE GETİREBİLMEKTE'
Hastanın ihtiyacı olan sıvı miktarı doğru belirlenmesi gerektiğine değinen Doç. Dr. Dilekçi, "Aşırı miktarda serum verilmesi kalp yetmezliğine neden olabilirken, yetersiz sıvı miktarı ise tedavinin yarım kalmasına, böbrek yetmezliğine neden olabilmektedir. Hastanın ihtiyacı olan vitaminler belirlenmeli vücutta toksik zehirlenmeye neden olacak miktar olaylara yol açması engellenmelidir. Kişinin mevcut hastalıkları, alerjik durumunun olup olmaması ve kullandığı ilaçlar sorgulanmalıdır. Böylece verilecek serumun içeriğindeki ilaçların herhangi bir organa verebileceği olası yan etkiler, anaflaktik reaksiyon ölüme neden olabilecek alerjik reaksiyon ve ilaç etkileşimlerinin önüne geçilmesi sağlanmalıdır. Bu durumlar incelenmeden verilen serumlar organ yetmezlikleri, alerjik reaksiyonlar ve hatta ölüme dahi neden olabilmektedir. Vitaminden ne olabilir ki gibi bir düşünce maalesef sonrasında hasta kayıplarını beraberinde getirebilmektedir. Bu nedenle özellikle damar yolundan verilen tedaviler detaylı değerlendirme sonrası bir sağlık kurumu bünyesinde hekim gözetiminde yapılmalıdır" dedi.