Yıllar önce yaşanılan covid salgınından sonra gözler Batı Nil virüsüne ve maymu çiçeğine çevrilmiş durumda. Bu süreçte birçok dezenformasyonun önüne geçebilmek için uzmanlar halkı bilgilendirmeye devam ediyor. İşte Doç. Dr. Güner'in konu hakkında açıklamaları…
Her vatandaşın bir aile hekimi bulunduğunu dile getiren Güner, "Aile hekimi aslında ailemizin bir ferdi, ailenizin sağlık danışmanı. İkinci, üçüncü basamaktan alacağınız hizmetin rehberliğini yapan, ondan ziyade sağlığın geliştirilmesi dediğimiz sağlığın korunması, sağlıklı yaşam kültürüyle ilgili bilgiyi veren noktada. En önemli yapmamız gereken şey, vatandaş ile aile hekimi arasındaki gücü artırmak, bağı güçlendirmek." diye konuştu.
Koruyucu sağlık hizmetleri konusunda bilgilendirmenin daha da artırılması gerektiğinin altını çizen Güner, şöyle devam etti:
"Çünkü aile hekimliğinde vatandaş, aile hekiminden alabileceği hizmetlerinin çoğundan bihaber. Şu anda aile hekimlerine randevusuz başvurulabiliyor. Aile hekimleri, kanser taramaları, çocuk izlemleri, aşılama hizmetleri gibi farklı şeyleri takip ediyor. Örneğin kanser taramasında riskli çıktığınızda sizin İstanbul'da ikinci, üçüncü basamaklı alacağınız randevuyu Sağlık Müdürlüğü olarak biz alıyoruz aile hekimliği vasıtasıyla. Onun ilerleyen tetkiklerinde hizmetleri MHRS'den bağımsız şekilde yürütüyoruz. Aile hekimliğinde vatandaşların faydalanabildiği çok hizmet var. Tahlil açısından 46 parametrede aile hekiminde hizmet veriyoruz."
Dünyada yakın zamanda salgın dönemi yaşandığını hatırlatan Güner, Türkiye'nin bu dönemde, salgına hazır olduğunu daha önceki yıllardaki tecrübeleriyle dünyaya gösterdiğini kaydetti.
Dünyanın büyük şehirlerinde salgın döneminde sıkıntılarının yaşandığını anımsatan Güner, İstanbul'da ise sağlık hizmetlerinin başarıyla verildiğini anlattı.
HERHANGİ BİR SALGIN BEKLENTİMİZ YOK
Güner, M çiçeği virüsüyle (mpox) ilgili vatandaşların hassasiyeti, tedirginliği olduğunu, yaşanan salgın döneminde evlerden bir süre çıkılamadığını belirterek, şu ifadeleri kullandı:
"İstanbul'da şu anda maymun çiçeği vakamız yok. Bu dönemde dezenformasyonların önüne geçeceğimiz tek husus, resmi açıklamaların takip edilmesi. Maymun çiçeği ile Kovid arasında çok büyük fark var. Birisi uzun süreli temastan bulaşan bir hastalık, Kovid ise solunum yoluyla bulaşan bir hastalık. Ondan dolayı bulaştırma katsayısı düşük bir hastalık. Vatandaşlarımız müsterih olsun, herhangi bir durumda bizim her türlü noktada sağlık sistemimiz bulaşıcı hastalıklarla mücadele edecek kuvvette."
Batı Nil virüsünün hayvan yoluyla buluşan bir hastalık olduğuna işaret eden Güner, "Bununla beraber isimlerini sayamayacağımız bulaşıcı hastalıklar var. Bunların hepsini takip etmek yönünde bilinçlenmeniz gerekiyor. Çünkü bilmediğimizden korkmamız normal. Herhangi bir hususta tedirgin olmadan, Bakanlığımızın bilgilendirme sayfaları, bilgilendirme rehberleri takip edilmeli. Bakanlığımız sıkıntılı bir durum olduğunda bilgilendirme yapıyor. Şu anda herhangi bir sıkıntı yok, herhangi bir pandemiyle ilgili bir salgın beklentimiz yok." dedi.
EN İYİ RANDEVUYU AİLE HEKİMİ ALIR
Türkiye'de bir kişinin yılda ortalama 12 kez hastaneye veya aile hekimliğine başvurduğunu belirten Güner, dünyada bu ortalamanın 6 olduğunu ifade etti.
Güner, Türkiye'de bir hastanın istediği bölümden, istediği yerden randevu alabildiğini aktararak, "Vatandaşımıza burada tavsiyemiz, en iyi randevuyu aile hekimi alır. Aile hekimliğine başvurursa, aile hekimliği o kişi için ihtiyacı olan en doğru randevuyu belirler. Aslında ilk başvurumuzu aile hekimine yapıp, aile hekimimize sormamız lazım. Çünkü o bizim sağlık danışmanımız, ailemizin sağlık avukatı. Ona sormalıyız hangi hastaneye, kime gitmemiz lazım, randevuyu nereden almamız lazım diye." dedi.
Sağlıkta şiddete sıfır toleransla yaklaştıklarını, bu konuya çok önem verdiklerini vurgulayan Güner, "Vatandaşımız her ne durumda olursa olsun, ona şifa veren ele el kaldırmaması gerekiyor. Bu konuda Adalet Bakanlığının, Sağlık Bakanlığımızın uygulamaları ve mevzuat düzenlemeleri oldu. İstanbul'da herhangi bir sağlık çalışanı şiddete uğradığında, şiddete maruz kaldığında Sağlık Müdürlüğü olarak her türlü hukuki destek olsun sosyal destek olsun, sağlık personelinin yanındayız. Sağlık çalışanları ilk başta vatandaşımıza emanettir. Vatandaşımızın sağlıkta şiddete karşı çıkması gerekiyor." diye konuştu.