Kardiyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Bilal Boztosun, 17 Mayıs Dünya Hipertansiyon Günü kapsamında doğru bilinen 5 yanlışı açıkladı. Prof. Dr. Boztosun, dünyada yaklaşık 1.3 milyar insanın hipertansiyon hastası olduğuna dikkati çekerek, "Erkekler kadınlardan daha yaygın olarak hipertansiyondan muzdariptir. Hipertansiyon, her yıl dünya çapında çok sayıda ölümle, özellikle kalp krizi, böbrek hastalığı ve inme ile bağlantılı olması nedeniyle, günümüzde hayati derecede önemli bir hastalık belirtisi olarak kabul edilir. Pek çok hastalıkla bağlantılı olmasına rağmen, halk arasında hipertansiyonla ilgili farkındalık eksikliği var gibi görünmektedir" diye konuştu.
UĞULTU, BURUN KANAMASI VE GÖRME BOZUKLUKLARINA DİKKAT
Çoğu zaman insanların hipertansiyon belirtileri olsa da önemsemediğini belirten Prof. Dr. Boztosun, şöyle devam etti:
"Genel nüfus için 140/90, diyabet, böbrek hastalığı veya diğer altta yatan rahatsızlıkları olanlar için 130/80'in üzerindeki değerleri kan basıncının yüksek olduğu anlamına gelir. Bu nedenle kan basıncını düzenli olarak kontrol etmek gerekiyor. Semptomlardan bazıları sabahın erken saatlerinde baş ağrıları, düzensiz kalp ritimleri, burun kanamaları, kulaklarda uğultu ve görme bozukluklarıdır. Şiddetli hipertansiyonu olanlarda mide bulantısı, kusma, yorgunluk, kafa karışıklığı, göğüs ağrısı, kaygı ve kas seğirmeleri olabilir. Kan basıncını kontrol etmek için tansiyon cihazı kullanılsa da pek çok insan bu sonuçları yorumlama veya bu konuda ne yapması gerektiğini konusunda bilgi sahibi değil. Hipertansiyonun herhangi bir semptomu olmayabilir, bu nedenle çoğu insan hipertansiyona sahip olduğunu bilmez. Hipertansiyonu olan yetişkinlerin tahminen yüzde 46'sı bu duruma sahip olduklarından habersizdir."
SON YILLARDA GENÇLERDE DE SIKÇA GÖRÜLMEYE BAŞLANDI
Prof. Dr. Bilal Boztosun, her yıl yüz binlerce ölümün hipertansiyonla bağlantılı olduğuna işaret ederek, şu bilgileri verdi:
"Yüksek tansiyon kalp krizine, kalp yetmezliğine, anevrizmaya, bunama veya felç gibi sağlık sorunlarına yol açar. Eski zamanların aksine, son zamanlarda gençlere giderek daha fazla hipertansiyon teşhisi konuyor. Yüksek stres seviyeleri, obezite, kötü beslenme alışkanlıkları ve hareketsiz bir yaşam tarzı, gençlerde hipertansiyonun başlıca nedenlerinden bazılarıdır. Uzun süreli hipertansiyon ayrıca kişiyi kronik böbrek hastalığı, inme, kalp yetmezliği ve diğerleri gibi çeşitli hastalıklar açısından daha yüksek riskli sınıfa sokar. Şiddetli baş ağrısı, görme bulanıklığı, özellikle efordan sonra nefes almada güçlük, göğüste rahatsızlık, çabuk yorulma gibi belirtiler fark edildikten hemen sonra uygun tedavi uygulanırsa kan basıncı kontrol altına alınabilir."
TUZU AZALTIN, HAREKETE GEÇİN
Dünyada hipertansiyonu olan her 5 yetişkinden sadece yaklaşık 1'inin tansiyonunun kontrol altında olduğuna dikkati çeken Prof. Dr. Boztosun, hipertansiyonu önlemenin 7 yolunu şöyle sıraladı:
"Tuz alımını azaltın ve günde 5 gramın altına indirin. Daha fazla meyve ve sebze tüketin. Düzenli olarak fiziksel aktivitenizi artırın. Tütün kullanımından kaçının. Alkolü bırakın. Doymuş yağ oranı yüksek gıdaların alımını sınırlayın. Diyetteki trans yağları ortadan kaldırın ya da en azından azaltın."
HİPERTANSİYON HAKKINDA DOĞRU BİLİNEN YANLIŞLAR
Prof. Dr. Bilal Boztosun, hipertansiyon hakkındaki 5 yaygın yanılgıyı açıkladı.
Yüksek tansiyonunun ciddi bir hastalık olmadığını düşünenler için:
"Kesinlikle yanlış. Yüksek tansiyon sessiz bir hastalıktır, herhangi bir belirti göstermeyebilir ve bu nedenle vücudunuzda sessizce hasara yol açar, geç kaldığınızda kalp hastalığı, felç, böbrek hasarı ve diğer ciddi sağlık sorunları baş gösterse de bir şey hissedemezsiniz"
Yüksek tansiyonun yaşlanmanın sadece bir parçası olduğunu ve yaşla beraber çıksa da önemsiz olduğunu düşünenler için:
"Yüksek tansiyon riskinin yaşlı erişkinlerde rastlantısal olarak daha fazla olduğu doğru olmakla birlikte, orta yaşlı ve genç erişkinlerde de ortaya çıkabilmektedir. Yaşla birlikte kesinlikle artabilir, ancak normal yaşlanma sürecinin bir sonucu değildir. Sürekli izleme ve tedavi gerektiren bir sağlık sorunudur"
"Yüksek tansiyon ilaçları almaya başlanıldığından beri tansiyonum normale döndü ve artık ilaca ihtiyacım kalmadı" diye düşünenler için:
"Tamamen hatalı. Çoğu insanın yaptığı yaygın bir hata, kan basıncı ölçümlerinin normal olduğunu fark ettikleri anda ilaçlarını almayı bırakmak ve kontrol altında tutmak için düzenli olarak almamaktır. Çoğunlukla yüksek tansiyon, kontrol altında tutmak için düzenli takip ve uygun tedavi gerektiren ömür boyu süren bir durumdur. Bu nedenle, ilaç almayı bırakma veya azaltma kararı, önceden doktor onayı alınmadan karar verilmemelidir."
Sofra tuzunu kesmenin, sodyum alımını kontrol edebilir ve yüksek tansiyonu ortadan kaldırabilir şeklinde düşünenler için:
"Kısmen doğru! Tuzu azaltmak aslında genel sağlık için iyi bir adımdır, ancak kan basıncını düşürmeye yardımcı olmak için yapılması gereken tek diyet değişikliği değildir. Aynı zamanda bu çeşitli gıda maddelerinin etiketlerini satın almadan önce kontrol etmek anlamına da geliyor çünkü araştırmalara göre tükettiğimiz sodyumun yüzde 75'e kadarı cips, domates sosu, çorba, çeşni, konserve ve hazır karışımlar gibi işlenmiş gıdalarda saklı."
Son olarak Boztosun, hipertansiyonun tamamen tedavi edilebilir olduğunu düşünenler için ise şunları kaydetti:
"Kısmen doğru! Pek çok insanın fazla kilo vererek, diyetlerini değiştirerek, fiziksel aktivitelerini artırarak, alkol alımını azaltarak, sigarayı bırakarak ve uygun ilaçları alarak yüksek tansiyonu kontrol altında tutabileceği doğru olsa da şu anda hipertansiyonun mutlak kalıcı bir tedavisi yoktur. Kan basıncı değerleri normal olsa bile, her zaman kontrol altında tutmak için bu yaşam tarzı değişikliklerini takip etmeye devam edilmelidir"