Mesane kanserlerinin oluşumunda genetik yatkınlığın yanında sigara, kronik iltihaplar, boya sanayiinde kullanılan bazı maddeler ve ilaçların etkili olabileceğini belirten Üroloji Uzmanı Op. Dr. Hilmi Çelik, "Genellikle orta ve ileri yaşlarda idrarda kanamayla kendini gösteren hastalık, hastanın kendisinde herhangi bir ağrı hissetmediği bir durumla da karşımıza çıkabilir. Kanama, hastanın gözle görebileceği kadar belirgin olabileceği gibi, bazen laboratuvar testleri ile ortaya konulabilecek kadar sinsi seyirlidir. Bunun yanında hastanın sürekli idrarı varmış hissi duyması, sık idrara çıkma, idrarda yanma hissi de hastalığın belirtileri arasındadır" dedi.
Mesane tümörü tanısının günümüz teknikleri ile oldukça kolaylaşmış olmasına rağmen, gerekli muayene ve incelemeler yapılmadan hızlıca karar verilebilecek bir durum olmadığını dile getiren Üroloji Uzmanı Op. Dr. Hilmi Çelik, "Mesane tümörü şüphesi olan hastaların şikayetleri dikkatlice dinlenir, şüphenin gerçek olup olmadığına karar vermek için hasta muayene edilir, idrarda kanama tespiti için idrar tahlili, kitlenin görüntülenmesi için ultrasonografi, tomografi gibi laboratuvar tekniklerinden yararlanılır "ifadelerini kullandı.
"ERKEN TANI MESANE KANSERİ TEDAVİSİNDE ÖNEMLİ"
Erken tanının mesane kanserinin tedavisinde çok önemli yer tuttuğunu söyleyen Üroloji Uzmanı Op. Dr. Çelik, "Tedavinin şekli, büyüklüğü, zorluğu tanının gecikmesi ile değişir ve gittikçe ağırlaşır. Erken tanı konulmuş olan mesane tümörlerinde genel olarak idrar yolundan girilerek, tümör yapısının hastadan alınıp gerekli ilaç desteği ve takiple hasta iyileşebilir. Geç kalmış bir mesane tümöründe ise hastanın idrar kesesinin tamamen alınıp, çok daha ağır ameliyatlar ve tedavi süreçleri gerekebilir. Bu nedenle erken teşhis önemli" diye konuştu.