Dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 15'i iyot eksikliği bölgelerinde yaşamakta olduğunu ve nüfusun yüzde 4 ila 5'inin de iyot eksikliği bozukluklarından etkilenmiş durumda olduğunu belirten İç Hastalıkları Uzmanı, Uzm. Dr. İrfan Berber, "Bugün dünyada yaklaşık 2 milyar kişinin iyot eksikliği açısından risk altında olduğu bildirilmektedir." diye konuştu.
"HAMİLE VE EMZİRENLERDE GÜNLÜK İYOT İHTİYACI 250 MİKROGRAMDIR"
Bir insanın günlük iyot ihtiyacını yüzde 90'ı gıdalardan, yüzde 10'u içme suyundan karşıladığını ifade eden Uzm. Dr. Berber, "0-5 yaş arası çocuklarda 90 mikrogram, 6-12 yaş arasında 120 mikrogram, genç erişkin ve erişkinlerde 150 mikrogram, hamile ve emzirenlerde ise 250 mikrogramdır" ifadelerini kullandı.
"ET, YUMURTA, SÜT VE TAHILLAR DA İYOT BAKIMINDAN ZENGİN"
Deniz ürünlerine en yüksek oranda olmakla birlikte, et, yumurta, süt ve tahıllar da iyottan zengin olduğunu ifade eden Uzm. Dr. Berber, "Gıdalarla alınan iyotun yaklaşık yüzde 50'si mide ve bağırsaktan emilir. Vücutta özellikle tiroit bezinde, kemik ve deride yoğun olarak iyot bulunur. Sadece tiroit bezi iyodu kullanarak hormon sentezi yapabilir. Diyetle yeterli iyot alınmaması, bağırsakta emiliminin yetersiz olması, emzirme dönemi, aşırı terleme gibi durumlarda vücutta iyot eksikliği gelişebilmektedir. İyot eksikliği insanlarda farklı klinik tablolar meydana getirebilmektedir. Eskiden sadece guatr oluşturduğu düşünülürken iyot eksikliği bozuklukları (IDD) terminolojisi iyot eksikliğinin farklı klinik yansımalarını tanımlamaktadır. Bu hastalıkların bazıları ağır iyot eksikliğinde oluşurken diğerleri hafif veya hafif orta eksikliklerde ortaya çıkmaktadır. Bunlar arasında en önemlisi entelektüel etkileşim ve okul başarısızlığıdır" diye konuştu.
İYOT EKSİKLİĞİ BOZUKLUKLARININ YOL AÇABİLECEĞİ SORUNLAR
İyot eksikliği bozukluklarının (IDD) hangi sorunlara neden olabileceği hakkında Uzm. Dr. Berber, şu bilgileri verdi:
"Annelerde; doğurganlıkta azalma, preeklampsi -gebelik zehirlenmesi-, doğum sonrası artmış kanama riski,
Fetüs -anne karnında bebek üzerinde; erken ve geç düşükler, ölü doğum, düşük doğum ağırlığı, doğumsal anomaliler, mikrosefali, kretenizm -nörolojik ve zihinsel yetersizlik-,
Çocukluk döneminde; guatr, hipotiroidi, bağışıklık yetersizliği, fiziki gelişim yetersizliği, mental fonksiyon yetersizliği, okul başarısızlığı,
Erişkinlerde; guatr, hipotiroidizm, mental fonksiyon bozulması, fiziksel performansta yetersizlik, tiroid kanseri oranında 10 kat artış görülebilmektedir."
İYOT EKSİKLİĞİNDEN KORUNMANIN YOLLARI
İyot eksikliğinden kaynaklanabilecek hastalıklardan korunmak için önerilerde bulunan Uzm. Dr. Berber, şunları söyledi:
"Kişilerin günlük en az 150 mikrogram iyot alması sağlanmalıdır. En yaygın korunma sofra tuzlarının iyotlanması şeklindedir. Soframızda hangi tuzu ne kadar kullandığımızın ve aile bireylerimizin iyot ihtiyacının farkında olmalı ve tüketimimizi bu doğrultuda planlamalıyız. Ancak unutmamalıyız ki, tiroit fonksiyonu bozuk olanlar, tiroit fonksiyonu düzenleyici ilaç kullananlar takip ve tedavilerini yapan hekim kontrolünde iyot alımlarını planlamalıdır. İyot fazlalığı toplumda zehirli guatr olarak bilinen hayatı tehdit eden problemlerin sebebi olabilmektedir."
İYOTUN YARARLARI
Uzm. Dr. Berber, iyotun yararları hakkında şöyle konuştu:
"Enerji metabolizmasını düzenler.
Kanserden korur – meme kanserinin önlenmesi.
Antioksidan etkileri vardır.
Bağışıklığı destekler, yaşlanmayı geciktirir.
Parlak bir cilt, canlı saçlar ve sağlıklı dişler için gerekli bir mineraldir.
Büyüme ve gelişmeyi destekler, zeka düzeylerini arttırır."