Nöroloji Uzmanı Dr. Cem Ortaçbayram, epilepsi ve epileptik nöbetler arasındaki farka dikkat çekerek önemli bilgiler verdi. Epileptik nöbetin, beyni ve sinir sistemini etkileyen ani ve kontrolsüz elektriksel aktivite sonucu ortaya çıkan bilinç kaybı ve kasılmalara, bazen davranışlarda, hareketlerde, duygulanımda değişikliğe yol açabilen nörolojik bir bozukluk olduğunu belirten Dr. Ortaçbayram "Epilepsi ise tekrarlayıcı nitelikte ve gelişigüzel zamanlarda oluşan nöbetlerle karakterize bir hastalık olup görülme oranı yüzde 0,5-1 arasında değişir. Yaşamın ilk 20 yılında ve 60 yaşından sonra görülme sıklığı daha fazladır" dedi.
"HER EPİLEPSİ NÖBETİNDE BİLİNÇ KAPANMAZ"
Epileptik nöbette beyinde bulunan nöronlarda ani ve kontrolsüz boşalma yani deşarj yaşandığına değinen Dr. Ortaçbayram "Epilepsi ile epileptik nöbet arasındaki fark epilepsinin, tekrarlayan ve kendiliğinden oluşan nöbetlerle seyreden bir hastalık olmasıdır. Nöbet aralarında hasta genelde sağlıklıdır. Tek bir nöbet öyküsü o kişinin epilepsi hastası olduğunu göstermez" diye konuştu. Epilepsinin nedenlerinin "genetik yatkınlık, beyindeki yapısal bozukluklar, beyin tümörleri, kafa travması, inme, beyin kanaması ve beyin ameliyatları sonucunda beyinde ortaya çıkan hasarların anormal elektriksel deşarjlar" olduğunu ve epilepsinin bu şekilde ortaya çıkabileceğini dile getirdi.
Epileptik nöbetlerin "Parsiyel" ve "Jeneralize" nöbetler olmak üzere iki tipte görüldüğünü söyleyen Dr. Ortaçbayram "Parsiyel nöbetler de basit ve kompleks olmak üzere ikiye ayrılır. Basit parsiyel nöbetlerde bilinç açık olur. Genelde tek taraflı istemsiz kasılmalar, ani korku, daha önce olmuş bir olayı olmamış gibi veya olmamış bir olayı olmuş gibi hissetme, kötü koku ve tatlar alma, mutsuzluk hissi, geçici uyuşukluk belirtileri, görme alanının yarısını etkileyen flaş şeklinde ışıklar ve değişik renkler görme belirtileri gözlenir. Kompleks parsiyel nöbetlerde ise bilinç etkilenmesi meydana gelir. Kompleks parsiyel nöbetlerde çiğneme, yalanma, yutkunma ve bir şey arar gibi şaşkın bakınma hali görülebilir" dedi.
"SADECE BOŞ BAKMA, DALMA ŞEKLİNDE DE ATAK OLABİLİR"
Dr. Ortaçbayram, jeneralize nöbetlerin halk arasında sara nöbeti olarak bilindiğine değinerek kişinin önce kaskatı kesilerek yere düştüğünü; ardından tüm vücut kaslarında kasılıp gevşemeler olduğunu; nöbet esnasındaki şiddetli hareketlerin kişinin kontrolü dışında geliştiğini anlattı. Bunun yanı sıra "absans" ya da "petit mal" adı verilen jeneralize nöbetlerde ise kasılma olmadan boş bakma, dalma şeklinde atakların izlenebileceğini sözlerine ekledi.
Jeneralize epilepsi nöbeti sırasında hastanın düşerken yaralanmasını engellemek gerektiğine dikkat çeken Dr. Ortaçbayram "Hasta yan yatırılmalıdır. Bu sayede nöbet sırasında salya ya da kusma varsa hastanın boğazına kaçmaması önlenmelidir. Mümkünse başını çarpmasını engellemek için yumuşak kıyafet, yastık gibi bir malzemeyle baş desteklenmelidir" diye konuştu.
"STRES, GÜRÜLTÜ VE FAZLA IŞIK DA NÖBETLERİ TETİKLEYEBİLİR"
Epilepsi krizini tetikleyen durumların uykusuzluk, açlık, kapalı ve havasız alanlar, stres, bazı ilaçlar, yorgunluk ve parlak ışıklar olduğuna işaret eden Dr. Ortaçbayram dolayısıyla epilepsi hastalarının dikkat etmesi gerekenleri "aç ve uykusuz kalmamak, gece vardiyalı bir işte çalışmamak, aşırı yorgunluk ve stresten uzak durmak, ilaç dozlarını kesinlikle unutmamak, düğün salonu, müzik kulübü gibi aşırı gürültülü, yüksek sesli, ışıklı ortamlardan uzak durmak, yalnız olarak uzun yolda araç kullanmamak ve far ışıkları epilepsi nöbetlerine yol açabileceği için gece araç kullanmamak" olarak sıraladı.
"EPİLEPSİ OLSA DAHİ EEG NORMAL OLABİLİR"
Epilepside ilk tanı yönteminin, beynin elektriksel aktivitesinin çekildiği EEG olduğunu, ancak EEG'nin epilepsi tanısının konulmasına yüzde 60-70 oranında katkı sağladığını ifade eden Dr. Ortaçbayram "Epilepsi olsa dahi EEG normal olabilir. Nöbet anında çekilen EEG daha değerli bilgiler verir. Nöbetler arası EEG'ler genellikle normal çıkar. Ayrıca EEG'nin anormal olması da bir epilepsi tanısı koydurtmaz. Epilepsi tanısında önemli olan klinik keşiflerdir" dedi.
Epilepsi hastalarının çoğunun anti-epileptik adı verilen epilepsi ilaçları yoluyla tedavi edilebileceğini; ilaçlarla nöbetleri durdurmanın amaçlandığını ve seçilmiş vakalarda özel cerrahi işlemler uygulanabileceğini anlattı.