kuruluşu olan Dünya Tromboz Günü Global Organizasyonu'nun (www.worldthrombosisday.org) yönetim kurulunda görev alan ilk Türk Damar Cerrahı Prof. Dr. Mert Dumantepe, özellikle Covid-19 pandemisi döneminde; hastanede yatan immobil hastalarda sıklıkla karşımıza çıkan pıhtılaşma sorunlarına, 3500'den fazla uluslararası partner organizasyon ve 10 binden fazla kişisel katılımlı aktivite ile 'Hastane Kaynaklı Pıhtılaşma' farkındalığı ve bilinci yaratılarak destek olunduğunu belirtti.
DERİN VEN TROMBOZU VE AKCİĞER EMBOLİSİ NEDİR, NEDEN OLUŞUR VE NE SIKLIKLA GÖRÜLÜR?
Derin Ven Trombozu hakkında bilgi veren Prof. Dr. Mert Dumantepe şunları söyledi: "Tromboz, damarının kan pıhtısı nedeniyle tıkanması anlamına gelir. 'Thrombós' kelimesi eski Yunancada 'tıkaç' demektir. Derin Ven Trombozu (DVT) vücudun, derin toplardamarları içerisinde pıhtı oluşumu ile seyreden bir durumdur. Pıhtılar, kanın akışkanlığının değiştiği ve kümeleşmeye eğilimin olduğu büyük cerrahi ve ortopedik ameliyatlar, hareketsizlik, uzun yolculuklar, obezite, hamilelik, hormon replasman tedavisi alma, kanser ve bazı kalıtsal kan hastalıkları durumlarında oluşur. Yıllık olarak görülme sıklığı her 10.000 kişide 5-20 hasta arasında değişmektedir. İnsidansı, 60 yaş üzerinde yüzde 1' e kadar yükselmektedir. Amerikan istatistiklerine göre yılda '3 milyondan' fazla insan kan pıhtısına bağlı hastalıklar nedeniyle hayatını kaybetmektedir. Kan pıhtılaşmasına bağlı hastalıkların sağlık sistemine getirdiği yük inanılmaz boyutlarda; Amerika'da yıllık '13,5-27,2 milyar ABD doları', Birleşik Krallık için yıllık '640 milyon pound' Venöz trombo-embolizm yönetiminin tahmini toplam maliyeti olarak bildiriliyor."
HAMİLELİKTE DERİN VEN TROMBOZU RİSKİ ARTIYOR
Hamilelikte riskin arttığını belirten Prof. Dr. Dumantepe, "Hamilelik döneminde salgılanan hormonlar, kan yoğunluğunun artması ve özellikle hamileliğin son 3 ayında bebek ve uterus'un (Rahim) kasık bölgesindeki toplardamarlar üzerine yaptığı baskı nedeniyle derin ven trombozu riskini artar. 1.000 hamile kadından yaklaşık 5'i hamileyken veya doğum yaptıktan sonraki yaklaşık altı ay içinde bu rahatsızlığı yaşayabiliyor. Doğum sonrası ilk 40 gün'de (Post partum dönem) özellikle sezaryen ile doğum yapan ve ameliyata bağlı ağrıları nedeniyle hareketsiz kalan annelerde derin ven trombozu riski artıyor" dedi.
HASTALAR NE GİBİ SEMPTOMLARLA BAŞVURUR?
Semptomların önemli olduğunun altını çizen Prof. Dr. Mert Dumantepe, "Toplardamarlardaki pıhtı hastalığının akut döneminde; şiddetli bacak ağrısı, şişlik, kızarıklık gibi bulgulara neden olur. Eğer bacaktaki pıhtıdan kopan bir parça kan yoluyla taşınır ve akciğer atardamarlarını tıkarsa, ölümcül bir komplikasyon olan akciğer embolisi gelişir. Bu hastalarda açıklanamayan nefes darlığı, Derin nefes alırken ağrı, öksürük ile beraber kan gelmesi gibi semptomlar görülür. Erken tanı ve doğru tedavi ölümcül bir komplikasyon olan "akciğer embolisi" ve diğer bir ciddi komplikasyon olan 'tekrarlayan DVT' oluşumunu yüksek oranda engeller" diye ekledi.
GELENEKSEL TEDAVİ PIHTININ KENDİSİNİ ERİTMEZ
DVT'nin geleneksel tedavisi konusunda bilgi veren Prof. Dr. Mert Dumantepe, "DVT'nin geleneksel tedavisi, kan sulandırıcı ilaçların kullanılması ile sağlanır. Antikoagülan; yani kan sulandırıcı tedavi, pıhtı genişlemesini ve embolizasyonu (pıhtıdan kopan bir parçanın başka organlara gitmesini) etkin bir şekilde engeller; ancak pıhtının kendisini eritici etkisi yoktur. Bu nedenle bilinenin aksine hastalığı tedavi etmez! Antikoagülanların en önemli yan etkisi, kanamalar olabilir. Bu durum yaşamı tehlikeye varacak derecede de olabilir. Bunun için kan sulandırıcı kullanan hastalar düzenli olarak kan tahlili yaptırarak kanın sulanma oranını ölçtürmelidirler" şeklinde konuştu.
MODERN TIP İLE PIHTI ERİTİCİ ÇÖZÜM
Tıptaki gelişmelerin sevindirici olduğunun altını çizen Prof. Dr. Mert Dumantepe şunları ekledi: "Modern tıptaki gelişmeler ve ileri girişimsel yöntemler sayesinde, erken dönemde pıhtıya müdahale edilerek pıhtı erimesinin sağlanması ile yüz güldürücü sonuçlar alınmakta ve komplikasyonlar önlenebilmektedir. Bu yöntemler anjiografi eşliğinde kateterlerle direk pıhtın içine girmek pıhtıyı eritici ilaçların tıkalı damara verilmesi ya da pıhtının kateterler yoluyla parçalanması ya da direk aspirasyon kateterleri ile pıhtının aspire edilip damardan temizlenmesini içermektedir. Özellikle karın içi ana toplardamarı tutan kronik pıhtılarda ise Venöz Stentleme ile damarın açık hale getirilmesi ise; post trombotik sendrom gelişiminin önlenmesinde hayati önem taşımaktadır."
YÖNETİM KURULUNDAKİ İLK TÜRK DOKTOR
Yüzlerce profesyonel sağlıkçı, sağlık kuruluşu ve sağlık savunucusunun desteğiyle Uluslararası Tromboz ve Hemostaz Derneği tarafından yürütülen bu önemli organizasyonun yönetim kuruluna seçilen ilk Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Mert Dumantepe, son 3 yıldır aldığı bu önemli görevi başarıyla yürütmekte.
Bu yıl 8.'si düzenlenen ve dünya genelinde tromboz (pıhtı) ile mücadelede en önemli görevi üstelenen organizasyonda, pıhtıya bağlı ölümlerin azaltılması adına kampanya ve stratejiler oluşturuluyor. 123 ayrı Ülke ve 3000'den fazla parterin destek olduğu 2021 Dünya Tromboz Günü organizasyonu ile totalde 6.1 milyar etkileşim alarak 2020 senesine göre yüzde 17 oranında büyüme gösterdi. Bünyesindeki özel etkinlikler, eğitim forumları ve farkındalık uyandırmaya yönelik projelerle geçen sene global medyada 5 milyar üzerinde etkileşim alan organizasyon her geçen gün kuvvetlenerek pıhtı ile mücadeleye daha fazla destek vermeye devam ediyor.