Çay ve kahve içen orta yaştaki kişiler, yaşamlarının ilerleyen dönemlerinde fiziksel zayıflık geliştirme riskini azaltabilir. Singapur'da yapılan çalışmanın anketleri 1993 ile 1998 yılları arasında yapıldı; bu anketler sırasında deneklere çay, kahve ve alkolsüz içecekler gibi kafeinli içeceklerin yanı sıra çikolata gibi yiyeceklerin tüketimleri de soruldu.
Takip görüşmeleri sırasında ekip, her katılımcının ağırlığındaki değişiklikleri izledi. 2014 ile 2017 yılları arasında gerçekleştirilen son görüşmeler de fiziksel sağlamlığa odaklandı. Deneklere kendilerini "enerji dolu" hissedip hissetmedikleri soruldu ve hem el kavrama güçleri hem de ayaktaki hareket yetenekleri test edildi.
Araştırmacılar, denekler arasında kahve ve çayın ana kafein kaynağı olduğunu ve toplam kafein alımının sırasıyla yüzde 84 ve yüzde 12'sini oluşturduğunu belirtti.
Aslında katılımcıların üçte ikisinden fazlası her gün kahve içtiğini bildirdi. Bu alt grubun yüzde 53'ü günde bir fincan, yüzde 42'si günde iki ila üç fincan, geri kalanı ise her gün dört veya daha fazla fincan tüketiyordu.
Ekip, her gün en çok kahve içen yüzde beşin, düzenli olarak kahve içmeyenlere kıyasla, yaşamlarının ilerleyen dönemlerinde fiziksel zayıflık yaşama olasılığının "önemli ölçüde azaldığını" buldu. Benzer bir etki çay içenlerde de görüldü.
Özellikle, kafeinin burada anahtar bileşen olduğuna inanılıyor; fiziksel zayıflığın azalmasıyla olan ilişkiler, el kavrama kuvvetinin belirli ölçümlerinde en güçlü şekilde ayağa kalkma testinde görülüyor.
Makalenin yazarı, Singapur Ulusal Üniversitesi'nde nüfus sağlığı bilimcisi olan Profesör Woon-Puay Koh, kahve ve çayın, dünya çapında birçok toplumda temel içecekler olduğunu söyledi. Çalışmalarının bu kafeinli içeceklerin orta yaşta tüketilmesinin oldukça faydalı etkilerini gösterdiğini belirtti.
Koh, çalışmalarının, bu kafeinli içeceklerin orta yaşta tüketilmesinin, ileri yaşlarda fiziksel zayıflık olasılığının azalmasıyla ilişkili olabileceğini gösterdiğini belirtti. Ancak, bu boylamsal ilişkileri doğrulamak ve fiziksel kırılganlık üzerindeki bu etkilere kafein veya diğer kimyasal bileşiklerin aracılık edip etmediğini araştırmak için hala daha fazla çalışmaya ihtiyaç var.
Hem kahve hem de çay, hem antioksidan hem de antiinflamatuar özelliklere sahip olan zengin biyoaktif polifenoller içerir ve kardiyovasküler hastalıklar, diyabet, nörodejeneratif hastalıklar ve obezite gibi zayıflığa neden olan durumların riskinin azalmasıyla ilişkilendirilir.
Araştırmanın tüm bulguları Journal of the American Medical Directors Association adlı dergide yayınlandı.