Diyetisyen Abdullah İncioğlu, "Kış aylarının gelmesi, havaların soğuması ve güneş ışığından yeterli miktarda faydalanamayışımızla beraber bağışıklık sistemimiz zayıflamaktadır. Bu nedenle de hastalıklara karşı daha savunmasız olmaktayız. Yeterli ve dengeli beslenmeyle bu hastalıklara karşı güçlü durabiliriz" dedi.
"YAZ AYLARINDA TÜKETİMİ ÇOK DÜŞMEKTEDİR"
Öğün sayılarının düzenli ve zamanlamasını uygun şekilde planlanması gerektiğini dile getiren İncioğlu, "Diyetisyenler olarak kişiden kişiye değişmek üzere 4 ile 8 öğün gün içerisinde tüketilmesini önermekteyiz. 6 öğün 3 ana, 3 ara olmak üzere beslenmeyi öneriyoruz.
Bu öğünlerde de besin çeşitliliğini sağlarsak eğer yeterli ve dengeli beslenmeye kavuşmuş oluruz. Bağışıklık seviyesini güçlendirecek olan besinler ise balık, yaz aylarında tüketimi çok düşmektedir. Kış aylarında balık tüketimini haftada 2 defa yapmamız çok önemlidir. Çünkü omega 3 seviyesini yüksek tutmak ve bağışıklık için önemli bir besindir" ifadelerini kullandı.
"EN ÇOK YEŞİL SEBZELERDE C VİTAMİNİ BULUNMAKTADIR"
Yeşil sebzelerde C vitaminin fazla bulunduğunu söyleyen İncioğlu, "C vitamini tüketimi için herkes limon, portakal veya mandalinada daha çok olduğunu düşünüyor. Ancak en çok yeşil sebzelerde C vitamini bulunmaktadır. 3 ana öğünde de yeşil sebzelerle yapılmış salatalar, C vitamini miktarını yükseltecektir. A ve E vitaminlerinde ise özellikle et, süt ve yumurtadan sağlamaktayız.
Sabah kahvaltılarında bir adet yumurta, öğle ve akşam yemeklerinde de en az bir porsiyon et yemeği bulundurmamız çok önemlidir. D vitamini bağışıklık yönünden özellikle Covid-19 hastalığı yönünden oldukça savunmamızı yükselten bir besin öğesidir. D vitamini et, süt ve yumurtadan alınabilir fakat güneş ışığı olmadan insan vücudunda aktifleşmez. Kış aylarında da güneş ışığından faydalanamıyoruz. Bu yüzden öğlen saatlerinde güneşli havalarda günde yarım saat kadar yürüyüş yapmak hem D vitaminimizi aktifleştirecektir hem de egzersiz olarak bize fayda sağlayacaktır" diye konuştu.
"SABAH KAHVALTISINDA YUMURTA ES GEÇİLMEMELİ"
Bağışıklık sisteminin sıvı ortamlarda hareket ettiğini vurgulayan Diyetisyen İncioğlu; "Su tüketimi havaların soğumasıyla çay tüketiminin arttığı bir bölgede yaşadığımız için genel olarak insanların su tüketimi azdır. Bu durum çok riskli bir durum teşkil ediyor. Çünkü bağışıklık sistemi sıvı ortamda hareket edebilir.
Vücuttaki su miktarı düştüğü takdirde bağışıklık sistemimiz oldukça zayıflayacaktır. Günde 2,5-3 litre kadar su tüketimi oldukça önemlidir. Günde 3 ana öğün, 3'te ara öğün olmak üzere 6 öğün beslenmeliyiz. Her ana öğünümüzde sabah kahvaltısı, öğlen ve akşam yemeğinde yeşil sebzelerle yapılmış salatalar olmalıdır. Sabah kahvaltısında yumurta es geçilmemelidir. Öğle veya akşam yemeklerinde de 1 porsiyon kadar et veya tavuk yemeği olmalıdır. Ara öğünlerde kuruyemişler çok önemlidir fakat kavrulmamış gerekiyor.
Bir avuç kadar fındık veya badem tüketilebilir. Beraberinde süt içilebilir. Diğer ara öğünlerde ise portakal, mandalina veya kayısı gibi meyveler tüketilebilir. Günde 3 litre kadar su içmeyi ihmal etmemeliyiz. Haftada 2 defa da balık tüketimi sağlanmalıdır" şeklinde konuştu.
"HER GÜN 2 FİNCAN BİTKİ ÇAYI"
Her gün 2 bardak bitki çayı içilmesi gerektiğini söyleyen İncioğlu, "Çay tüketimleri özellikle hasta olduğumuz zaman ıhlamur veya papatya çayı gibi bitki çaylarına sığınılıyor. Ancak bunu normal hayatımızda beslenme düzeyimizle bütünleşmelidir. Her gün 2 fincan kadar bitki çayı tüketilmesi gerekiyor. 2 fincandan fazla tüketimi zararlı olacaktır. Az tüketimde ise bizi eksik bırakacaktır.