Prof. Dr. Ateşal, dünya genelinde meydana gelen ölümlerin en önemli nedeninin bulaşıcı olmayan hastalıklar olduğunu, bunlar arasında ilk sıralarda kalp ve damar hastalıklarının yer aldığını belirtti.
Kalp ve damar hastalıklarını erkenden teşhis etmenin rutin tetkiklerle mümkün olduğunu vurgulayan Ateşal, "Kalp damar hastalığına yakalanma açısından yaş önemli bir faktörüdür. Yaşlanma süreci ile atar damarlarda gelişen yağlanma, tıkanma artmakta ve kişilerin kalp krizi geçirme riski artmaktadır. Ama son zamanlarda çeşitli faktörler nedeni ile kalp krizi geçirme yaşı da erkene inmiştir. Bu nedenle risk faktörlerinin belirlenmesi, erkenden önlem alınması önem taşımaktadır." ifadelerini kullandı.
Sigara içme yaşının düştüğüne dikkati çeken Ateşal, yapılan çalışmalarda sigara tüketiminin kalp damar tıkanıklığının hem akut hem kronik sonuçlarını artırdığını gösterdiğini kaydetti.
Ateşal, sigaranın bırakılmasını sağlamanın uzun dönem kalp krizi riskini azaltmak için en etkin tedavi yöntemi olduğunun altını çizerek, sigarayla alkol ürünlerinden de uzak durulması gerektiğini anlattı.
"TOPLU TAŞIMA KULLANIMI HAREKETİ GETİRİR"
Prof. Dr. Ateşal, obezitenin gittikçe artan büyük bir sağlık sorunu olduğuna dikkati çekti.
Obezitenin düzensiz ve sağlıksız beslenmenin getirdiği bir hastalık olduğuna işaret eden Ateşal, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Obezite, hipertansiyon, kolesterol, diyabet gibi hastalıkları da beraberinde getirmektedir. Obeziteden korunmak, diğer hastalıklarla birlikte kalp sağlığını korumak için de önem taşımaktadır. Bu nedenle düzenli, sağlıklı beslenmek, fazla kilonun verilmesi ya da kilo kontrolü kalp sağlığını da korumaktadır. Akdeniz tipi beslenmek gerekir. Sebze ve meyveden zengin, sağlıklı yağlardan oluşan, işlenmiş gıdalardan uzak duran bir diyet biçimi kalp sağlığı için gereklidir. Gerekirse beslenme uzmanlarından destek alarak kilo kontrolü sağlamak kalp sağlığı için atılması gereken adımlardan biridir. Beslenmenin yanında düzenli olarak yapılan egzersizin faydası büyüktür. Sedanter yaşamdan uzaklaşmak gerekir. Her yere arabayla gitmek yerine toplu taşıma kullanımı, hareketi artıracaktır. Bunun yanında açık havada yapılacak hafif tempoda yürüyüşler kalp sağlığı için koruyucu olacaktır."
"KALP KRİZİ YAŞA DEĞİL, RİSKE BAĞLI"
Prof. Dr. Ateşal, koroner arter hastalığının erken dönemde belirlenmesinin, medikal ve girişimsel tedavi yöntemleriyle tedavi edilmesinin de kalp krizi riskini düşürdüğünü aktardı.
Bunları dikkate alarak kalp damar hastalıklarını ve kalp krizini sadece yaşa ve yaşlılığa bağlamanın çok yanlış olduğunu vurgulayan Ateşal, şu bilgileri verdi:
"Şeker, tansiyon hastalığı, kolesterol yüksekliği, sigara tüketimi, şişmanlık, kalp hastalıkları açısından aile öyküsü olması, stres, depresyon gibi risk faktörlerine sahip olan kişilerinde belirlenmesi, kontrol altına alınması kalp damar hastalıkları riskini azaltmakta etkin yöntemlerdir. Bu yüzden kalp krizi yaşa değil, riske bağlıdır. Risk faktörlerine sahip olan kişilerin de mutlaka periyodik kalp kontrollerini yaptırmaları önem taşımaktadır."
"ERKEN ÖLÜMLERİN ÖNLENMESİ HEDEFLENİYOR"
Prof. Dr. Ateşal, Sağlık Bakanlığı'nın hedefinin dünyada en sık görülen, en fazla ölüme ve engelliliğe neden olan bulaşıcı olmayan hastalıklara bağlı erken ölümlerin 2025'e kadar yüzde 25 azaltılması olduğunu kaydetti.
Her sağlık merkezinde kalp taraması yaptırmanın mümkün olduğunu ifade eden Ateşal, şu değerlendirmeyi yaptı:
"Bakanlığın da destekleriyle kronik hastalığı olanların hayati bir sorun yaşamadan yaşam kalitelerini artırıp sağlıklı yaşamaları için birçok imkan sunulmaktadır. Sağlık otoritelerinin getirdiği kolaylıklara bireylerin uyması pek çok sağlık sorununun önlenmesi ve erken teşhis edilip, tedaviye geçilmesinde önem taşımaktadır. Bu nedenle her yıl düzenli kalp kontrollerinin yaptırılması kardiyovasküler hastalıkların önlenmesi konusunda destek olacaktır."