Isırgan otu, eski çağlardan beri bitkisel ilaçların temelini oluşturmuştur. Eski Mısırlılar ısırgan otunu artrit ve bel ağrısını tedavi etmek için kullanırken, Romalı askerler ısınmaya yardımcı olmak için ısırgan otunu kendi üzerlerine sürerlerdi.
Bilimsel adı Urtica dioica olan "ısırgan otu", Latince "yanmak" anlamına gelen uro kelimesinden gelir çünkü yaprakları temas halinde geçici yanma hissine neden olabilir. Isırgan otunun yaprakları, acı veren ve aynı zamanda kaşıntı, kızarıklık ve şişmeye neden olan saç benzeri yapılara sahiptir. Ancak ısırgan otu işlenip kurutulduktan veya pişirildikten sonra güvenle tüketilebilir.
ISIRGAN OTU BESİN DEĞERLERİ;
Tüm bu değerler, aynı zamanda antioksidan etkisine sahiptir. Antioksidanlar, hücrelerinizi serbest radikallerin vereceği hasara karşı korumaya yardımcı olan moleküllerdir. Serbest radikallerin neden olduğu hasar, yaşlanmanın yanı sıra kanser ve diğer hastalıklara da sebep olabilir. Araştırmalar ısırgan otu özünün kandaki antioksidan düzeylerini artırabildiğini gösteriyor.
İLTİHAPLANMA ORANINI DÜŞÜREBİLİR
Enflamasyon (iltihap) vücudunuzun kendini iyileştirme ve enfeksiyonlarla savaşma yoludur. Ancak kronik inflamasyon önemli zararlara neden olabilir. Isırgan otu iltihabı azaltabilecek çeşitli bileşikleri barındırır.
Yapılan çalışmalarda; ısırgan otunun, birden fazla iltihabın üretimini engelleyerek bunların düzeylerini azalttığı görüldü. İnsanlar üzerinde yapılan çalışmalarda, ısırgan otu kreminin uygulanmasının veya ısırgan otu ürünlerinin tüketilmesinin artrit gibi iltihaplı durumları hafiflettiği görülmektedir.
Örneğin, 27 kişilik bir çalışmada artritten etkilenen bölgelere ısırgan otu kreminin uygulanması, plasebo tedavisine kıyasla ağrıyı önemli ölçüde azalttı. Başka bir çalışmada ısırgan otu ekstresi içeren bir takviyenin alınması artrit ağrısını önemli ölçüde azaltmıştır. Ayrıca katılımcılar, bu kapsül sayesinde antiinflamatuar ağrı kesicilerin dozunu azaltabileceklerini hissettiler. Bununla birlikte, ısırgan otunun iltihap önleyici bir tedavi olarak önerilmesi için araştırmalar yetersizdir. Daha fazla insan çalışmasına ihtiyaç vardır.
PROSTATA KARŞI ETKİLİ OLABİLİR
51 yaş ve üzeri erkeklerin %50'sine kadar genişlemiş prostat bezi vardır. Büyümüş prostata genellikle iyi huylu prostat hiperplazisi (BPH) adı verilir. Bilim adamları BPH'ye neyin sebep olduğundan emin değiller ancak idrara çıkma sırasında ciddi rahatsızlığa yol açabilir.
İlginç bir şekilde, birkaç çalışma ısırgan otunun BPH tedavisine yardımcı olabileceğini öne sürüyor. Araştırmalar, bu güçlü bitkinin, testosteronun daha güçlü bir formu olan dihidrotestosterona dönüşümünü engelleyebileceğini ortaya koyuyor. Bu dönüşümü durdurmak prostat boyutunun azaltılmasına yardımcı olabilir.
BPH'li kişiler üzerinde yapılan araştırmalar, ısırgan otu özlerinin yan etki olmaksızın kısa ve uzun vadeli idrara çıkma sorunlarının tedavisine yardımcı olduğunu göstermektedir. Ancak ısırgan otunun geleneksel tedavilerle karşılaştırıldığında ne kadar etkili olduğu belirsizdir.
SAMAN NEZLESİNE KARŞI ETKİLİ
Saman nezlesi, burnunuzun astarında iltihaplanmayı içeren bir alerjidir. Isırgan otu saman nezlesi için umut verici bir doğal tedavi olarak görülüyor. Araştırmalar, ısırgan otu özlerinin mevsimsel alerjileri tetikleyebilecek iltihabı önleyebileceğini gösteriyor.
Buna histamin reseptörlerinin bloke edilmesi ve bağışıklık hücrelerinin alerji semptomlarını tetikleyen kimyasalları salmasının durdurulması da dahildir. Bu bitki saman nezlesi semptomları için umut verici bir doğal çare olabilirken, insanlar üzerinde daha uzun vadeli çalışmalara ihtiyaç vardır.
KAN BASINCI DENGELEYEBİLİR
Yüksek tansiyon ciddi bir sağlık sorunudur, önde gelen ölüm nedenleri arasında yer alan kalp hastalığı ve felç riskini artırır. Isırgan otu ise; geleneksel olarak yüksek tansiyonu tedavi etmek için kullanıldı.
Yapılan çalışmalar, kan basıncını çeşitli şekillerde düşürmeye yardımcı olabileceğini göstermektedir. Birincisi, vazodilatör görevi gören nitrik oksit üretimini uyarabilir. Vazodilatörler kan damarlarınızın kaslarını gevşeterek genişlemelerine yardımcı olur.
Ayrıca ısırgan otu, kasılma kuvvetini azaltarak kalbinizi rahatlatan, kalsiyum kanal blokerleri gibi davranabilen bileşikler içerir. Araştırmalarda ısırgan otunun kan basıncını düşürdüğü ve kalbin antioksidan savunmasını arttırdığı gösterilmiştir. Ancak ısırgan otunun insanlarda kan basıncına etkisi hala belirsizdir. Önerilerde bulunulmadan önce insanlarla ilgili daha fazla çalışmaya ihtiyaç vardır.
KAN ŞEKERİNİ DÜZENLEYEBİLİR
Hem insan hem de hayvan çalışmaları ısırgan otu ile kan şekeri seviyelerinin düşmesi arasında bağlantı kuruyor. Aslında bu bitki insülinin etkilerini taklit edebilecek bileşiklere sahip, bu sayede şeker hastalığı üzerinde etkili olabileceği düşünülüyor.
46 kişi üzerinde yapılan üç aylık bir çalışmada, günde üç kez 500 mg ısırgan otu ekstresi almak, plaseboya kıyasla kan şekeri düzeylerini önemli ölçüde düşürdü. Umut verici bulgulara rağmen, ısırgan otu ve kan şekeri kontrolü üzerine insanlar üzerinde yapılan araştırmaların sayısı hâlâ çok az. Bu nedenle daha fazla araştırma gerekiyor.
YAN ETKİLER
Isırgan otu kurutularak veya pişirilerek tüketilmesi genel olarak güvenlidir. Varsa bile çok az yan etkisi vardır. Ancak taze ısırgan otu yapraklarını tutarken dikkatli olun çünkü tüy benzeri dikenler cildinize zarar verebilir.
Bu yapı bir dizi kimyasalı cildinize enjekte edebilir, örneğin:
Bu bileşikler döküntülere, darbelere, kurdeşenlere ve kaşıntıya neden olabilir. Nadir durumlarda, kişilerde yaşamı tehdit edebilecek ciddi bir alerjik reaksiyon gelişebilir.
Ancak yapraklar işlendikçe bu kimyasallar azalır, bu da kurutulmuş veya pişirilmiş ısırgan otu yerken ağız veya mide tahrişi yaşamamanız gerektiği anlamına gelir.
Hamile kadınlar ısırgan otu tüketmekten kaçınmalıdır çünkü ısırgan otu rahim kasılmalarını tetikleyebilir ve bu da düşük yapma riskini artırabilir. Kan incelticiler, tansiyon ilacı, idrar söktürücü, diyabet ilacı ve lityum gibi ilaçlar alıyorsanız, tüketmeniz önerilmez. Örneğin bitkinin diüretiklerin etkisini güçlendirebilir ve bu da susuzluk riskinizi artırabilir. Bu nedenle bu bitkiyi doktorunuza danışmadan kesinlikle tüketmemelisiniz.