Vakıftan yapılan açıklamada, "14 Kasım Dünya Diyabet Günü"ne ilişkin görüşlerine yer verilen Balcı, Türkiye'de tip 1 diyabetli sayısının yaklaşık 100 bin, tip 2 diyabetli sayısının ise 9 milyon civarında olduğunu aktardı. Tip 2 diyabetli olup diyabet olduğunu bilmeyen yaklaşık 3 milyon kişinin bulunduğunu kaydeden Balcı, diyabet henüz gelişmemiş prediyabetli sayısının da erişkin yaş grubunun yaklaşık yüzde 40'ını oluşturduğunu bildirdi.
Prof. Dr. Balcı, diyabetli birey sayısındaki artışın nedenlerine değinerek, "Diyabet sıklığının artışının en önemli nedeni obezite ve beslenme sorunu. Kadınlarda obezite oranı yüzde 40'ları geçmiştir ve bu nedenle tip 2 diyabet kadınlarda daha sık görülür. Diyabetli bireyler sağlıklı beslenmeli, günde en az bir saat ve haftada en az üç gün hızlı tempolu yürüyüş yapmalı, aynı zamanda ilaçlarını düzgün kullanmalı ve doktor kontrollerini aksatmamalı." ifadelerini kullandı.
"ZATÜRRE DİYABETLİ KİŞİLERDE ŞEKER KONTROLÜNÜ BOZAR"
Zatürre riskinin diyabetli bireylerde sağlıklı kişilere göre daha yüksek olduğuna dikkati çeken Balcı, bu nedenle aşılamanın önerildiğini anlatarak, diyabetlilere difteri, tetanos, suçiçeği, HPV, Hepatit B aşılarının uygulanabileceğini, bunların yanı sıra grip aşısının her yıl tekrarlanması gerektiğini vurguladı.
Pnömokok, yani zatürre aşıları olarak polisakkarit tip aşının en az 5 yıl ara ile son dozu 65 yaş sonrasında olmak üzere iki kez, konjuge pnömokok aşısının ise yalnızca bir kez uygulanabileceğine işaret eden Balcı, "Zatürre diyabetli kişilerde şeker kontrolünü bozar, şeker kontrolü bozulunca zatürrenin kontrolü ve tedavisi zorlaşır, tüm vücudu etkileyen ciddi sağlık sorunlarına ve hatta ölüme yol açabilir." açıklamasını yaptı.
Prof. Dr. Balcı, aşıların sağladığı bağışıklamanın diyabet hastalığının kontrolünü kolaylaştırdığını, ayrıca aşılamalarla yaşam süresinin uzayabileceğini belirterek, diyabetli hastalarda ileri hastalık sorunlarının yine aşılamalarla önlenebileceğine dikkati çekti.