Teknolojinin hızla ilerlemesi sosyal yaşamı ve iletişim kurma biçimlerimizi değiştirmiş; ekranlar hayatımızın vazgeçilmez bir parçası hâline gelmiştir. Bunun yanında, ekranlar bireylerin bilgiye, ürün ve hizmetlere, sosyal ortamlara ve oyunlara kolayca erişmesine olanak sağlamıştır. Bu dijital dönüşüm, zaman içinde bireylerin televizyon, akıllı telefon, tablet ve bilgisayar gibi herhangi bir elektronik cihazı izleyerek veya kullanarak geçirdiği toplam süreyi önemli ölçüde artırmıştır. Ancak teknolojinin sunduğu imkânlardan en üst düzeyde faydalanırken normal yaşamımızı da sürdürebilmemiz gerekmektedir. Zira kontrolsüz ekran kullanımı, özellikle son yıllarda "ekran bağımlılığı" olarak kendini göstermekte, birçok sağlık sorununa yol açabilen önemli bir halk sağlığı sorunu olarak karşımıza çıkmaktadır.
EKRAN BAĞIMLILIĞI NOKTASINDA DÜNYA VE TÜRKİYE'DEKİ DURUM
Yapılan bir araştırmaya göre, dünya genelinde en fazla ekran izleme süresine sahip ülke %58.21 oranla Güney Afrika iken, en az ekran izleme süresine sahip ülke %21.70 ile Japonya'dır. Türkiye'de ise %43.92 olarak tespit edilmiştir. Dünya ortalamasına bakıldığında insanların günde 6 saat 37 dakikayı ekran karşısında geçirdikleri görülmektedir.
Pandemi ile birlikte hem Türkiye'de hem de dünyada ekran izleme süreleri son yıllarda ciddi bir şekilde artış göstermiştir. Türkiye'de yapılan bir araştırmada çocukların neredeyse %72'sinin önceki yıllara göre daha fazla ekran izleme süresine sahip olduğu belirtilmiştir. Ayrıca, ülkemizde 6-13 yaş arası grupta, ekran süresi ortalama günde 6.4 saat olarak tespit edilmiştir. Yapılan başka bir araştırmada ise, dokuz Avrupa ülkesinde pandemi sürecinde ekrana maruz kalma süresinde %65 artış saptanmıştır. Ekran bağımlılığını tanımlamak ve teşhis etmek için ekran başında geçirilen süreye bakılması yeterli değildir. Ekran başında geçirilen sürenin niteliğine ve kişisel, aile, eğitim, iş hayatındaki etkilerine de bakılmalıdır.
EKRAN BAĞIMLILIĞININ SAĞLIK ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ
Psikolojik Etkileri
Ruhsal sorunlar içselleştirilmiş (depresyon, anksiyete) veya dışsallaştırılmış (dikkat eksikliği/hiperaktivite bozukluğu (DEHB), davranış sorunları) sorunlar olarak kategorize edilebilir. Ekran bağımlılığı hem içselleştirilmiş hem de dışsallaştırılmış sorunlara yol açabilmektedir. Ayrıca bir kapsam incelemesi, günlük 3 saatten fazla ekran süresinin ergenlerde ve genç yetişkinlerde daha yüksek depresyon ve anksiyete olasılığına yol açtığını belirtmektedir.
Fiziksel Etkileri
Ekran kullanımı süresinin çocuk ve ergenlerin gelişimi üzerindeki fiziksel etkileri birçok araştırma grubu tarafından tespit edilmiştir. Farklı çalışmalar ekran kullanımının sınırları aştığı noktalarda:
2 yaşından küçük çocuklarda gelişimsel gecikme, kelime dağarcığının kısıtlı olması
3 yaş civarlarındaki çocuklarda iletişim ve günlük yaşam becerilerinde zayıflık
İlerleyen süreçlerde motor gelişiminde olumsuzluklar
Dil becerilerinde yetersizlikler
Obezite, diyabet vb. kronik hastalıklar gibi durumlara yol açabileceğini ortaya koymuştur.
Sosyal Etkileri
Ekranlar aracılığıyla sosyalleşmek, özellikle fiziksel dünyadan kopuk bir şekilde gerçekleştiğinde, bireylerin gerçek dünyadaki sosyal ilişkilerini zayıflatabilir ve sosyal izolasyona yol açabilir. Örneğin, sürekli olarak sanal ortamlarda vakit geçirmek, yüz yüze iletişim becerilerinin ve empati yeteneğinin azalmasına, sosyal çevre ile etkileşimde güçlükler yaşanmasına neden olabilmektedir.
Teknolojinin sunduğu olanakları bilinçli ve dengeli bir şekilde kullanarak, hem bireysel sağlığımızı hem de toplum sağlığını korumalı ve geliştirmeliyiz. T.C. Sağlık Bakanlığı Sağlığın Geliştirilmesi Genel Müdürlüğü'nün 2023 yılında yayınladığı "Teknoloji Bağımlılığı Ebeveyn Rehberi" kapsamında:
4-6 yaş dönemindeki çocukların teknolojik cihazlarla etkileşimi günlük 20-30 dakikayı geçmemelidir
6-12 yaş grubu çocuklar için mobil cihazın eğlence ve oyun amaçlı kullanımı günde en fazla 1 saat ile sınırlandırılmalıdır
12-17 yaş grubu dönem ergenler için teknoloji kullanım süresi ile ilgili açık sınırlamalar getirilmeli ve aile içinde tutarlı olunmalıdır
Yeni teknolojiler yaşadığımız dünyayı sürekli olarak değiştirmekte ve bize geniş bir bilgi, eğlence ve iletişim yelpazesine erişim sağlamaktadır. Ekranlar zengin bir kaynak olmakla birlikte ne bireysel yaşama ne de toplumsal yaşama zarar verecek şekilde kullanılmamalıdır.