JAMA Network Open adlı uluslararası dergide yayınlanan çalışmada 21 ülkeden 118.706 kişi incelendi. Bu inceleme sırasında kişilerin, yaşam tarzları, nasıl bir hayat sürdükleri ile sağllıkları arasındaki ilişki incelemeye tabi tutularak geliştirilen hastalıklar tespit edildi.
RİSK ARTIŞI %30
Aile üyeleri arasında boşanma, işsizlik, yas ve ciddi hastalık gibi stresli olaylar kaydedildi ve kalp krizi ve felç riskinin artmasıyla ilişkilendirildi. Toplam risk artışı kalp krizi için yüzde 24 ve felç için yüzde 30 olarak bulundu.
Önceki araştırmalarda stresin vücut üzerindeki etkilerinin uzun ve kısa vadede etkileri incelense de, son yapılan araştırmalar durumun ciddiyeti ile ilgili çok daha büyük veriler edildi. Kalp atış hızını ve kan basıncını artıran stres hormonlarının salınması, vücutta büyük etkiler ortaya çıkarabiliyor.
"DAMARLARDA İLTİHAPLANMAYA NEDEN OLUYOR"
Harvard'dan yapılan bir araştırma, beynin stresi işleyen bölümünün bağışıklık aktivitesini değiştiren ve arterlerde iltihaplanmaya neden olan sinyaller gönderebildiğini buldu. Fakat yapılan yeni çalışma, stresin ani mi yoksa uzun vadeli bir etkisinin olup olmadığı bu noktada tespit edilemedi. Stres seviyesi çok yüksek olan kişilerde, kardiyovasküler hastalık için neden daha fazla risk oluştuğu tam olarak belirlenemiyor. Ancak ateroskleroz veya kan pıhtılaşması gibi kalp-damar sağlığı sorunları, stresten etkilendiği net olarak belirlendi.
"KORUNMANIN YOLU STRES SEVİYESİNİ DÜŞÜRMEK"
Küresel olarak kardiyovasküler hastalık riskini azaltmanın en önemli yollarından biri, stres seviyesini düşürmek olduğu uzmanlar tarafından sıklıkla dile getiriyor. Son zamanlarda, America Psychological Association dergisi tarafından yayınlanan ve orta yaşlarda, stres seviyesi düşük olan kadınların kalp hastalıklarına yakalanma riskinin düşük olduğu tespit edilen bir çalışma, stres yönetimi tekniklerinin uygulanmasının kalp-damar sağlığındaki rahatsızlık riskinin düşmesi ile bağlantılı olduğunu buldu.
"STRES TEK BAŞINA ÖNEMLİ BİR ETKEN"
Çalışmanın 118.706 katılımcısına geçen yıl ne sıklıkta stres hissettikleri soruldu. Bu, iş, ev hayatı, finansal zorluklar veya yaşamlarındaki zorlu olaylar nedeniyle gergin, sinirli veya endişeli hissetmek olarak tanımlandı.
Şiddetli stres yaşayan yüzde 7,3'ü tipik olarak daha gençti, daha yüksek gelirli ülkelerde yaşıyor ve sigara içme, obezite gibi diğer risk faktörlerine daha yatkındı. Bu diğer faktörleri hesaba kattıktan sonra bile, stres kendi başına artan bir riskle ilişkilendirildi.
"STRESTEN KAYNAKLI KALP HASTALIĞI RİSKİ 1,6 DAHA FAZLA"
Araştırmacılar, stresin kalp hastalığı üzerindeki rolüne ilişkin önceki araştırmaların yaygın olarak stresin tekil ölçümlerini kullandığını belirtiyorlar. Çok çeşitli stres nedenlerine bakarak daha tutarlı sonuçlar elde etmeyi umuyorlar.
Stres, yalnızca kendi bildirimine dayanabileceğinden, incelenmesi egzersiz ve sigara içme gibi davranışlardan daha zor bir risk faktörüdür. Önceki çalışmalar, stresten kaynaklanan kalp hastalığı riskinin 1,1 ila 1,6 kat daha fazla olduğunu bildirmişti.
Stres, bireyler arasında değişen çok çeşitli fiziksel ve zihinsel semptomlara neden olabilir. Uzmanlar, stresin yaygın fiziksel semptomlarını baş ağrısı, kas ağrısı, mide problemleri, göğüs ağrısı ve cinsellikle ilgili problemler olarak belirliyor. Zihinsel semptomlar, konsantre olma, karar verme, bir şeyleri hatırlama ve endişe duyguları, stresi en önemli belirtileri arasındadır.