Düşük kilolu olma ve daha büyük ölçüde aşırı kilolu ve/veya obez olma durumu, artan kısırlık riski ile ilişkilidir. İnsülin direnci, yumurtlamayı bozabilecek önemli bir patojenik mekanizmadır. Esas olarak, bitkisel yağlardan elde edilen tekli doymamış yağ asitlerinin; yani avokado, fındık, fıstık, kanola yağı, zeytinyağının yeterli alımının yanı sıra endüstriyel olarak üretilen kek ve tatlılarda, cipslerde, fastfoodlarda, toz çorbalarda ve margarinlerde bulunan doymamış yağ asitlerinin trans izomerlerinden kaçınılması, kadınlarda kısırlığın önlenmesi adına etkili olabilir" dedi.
ŞEKER, BEYAZ EKMEK, PİRİNÇ, GOFRET, BAL GİBİ BESİNLER...
B12 vitamini eksikliğinden kaçınmak gerektiğini ve gereksinim dahilinde takviye olarak kullanılmasının, erken düşüklerin önlenmesinde önemli rol oynadığını belirten Eray Albayrak, "Hayvansal protein kaynakları yerine bitkisel protein seçimi, diyetin glisemik yükünün azaltılması yani basit karbonhidratlardan uzak durulması, bunlar örneğin şeker, beyaz ekmek, pirinç, gofret, bal gibi besinlerdir fazla sıklık ve porsiyonda tüketilmemesi, demir ve folik asit içeren besin desteklerinin kullanılması da faydalı olabilir.
Yeterli antioksidan alımı da kadın üreme fonksiyonlarını destekler. Örneğin, selenyum, astaksantin gibi antioksidan öğeler takviye olarak alınabilir. Yine antioksidan kapasiteye sahip A vitamininden zengin yumurta sarısı, karetonoid zengini yeşil yapraklı sebzeler, kayısı, havuç, domates, C vitamininden zengin narenciye, karnabahar, brokoli, kuşburnu ve E vitamini kaynağı ceviz, fındık, badem, fıstık gibi yağlı tohumlar ve bunlardan elde edilen yağlar, kuru baklagiller, buğday rüşeymi besinlerine beslenme düzeninde yer vermek doğurganlık kapasitesini arttırmada oldukça etkilidir" şeklinde konuştu.