Deprem bölgelerinde arama kurtarma çalışmaları devam ederken bir yandan da afet bölgelerine acil ihtiyaç olan yardım paketleri gönderiliyor. Özellikle temel gıda ürünlerinin öncelik alınarak hazırlandığı bu paketlerde en önemli noktalardan biri de şüphesiz gıda güvenliğinin sağlanması. Gıda Yüksek Mühendisi Aslı Muslu Can konuyla ilgili uyarıda bulundu. Eğer deprem bölgelerine gönderilen gıdalar fiziksel, kimyasal ve mikrobiyolojik tehlikelerden korunmazsa gıda kaynaklı hastalıkların meydana gelebileceği belirtildi.
Gerekli tedbirler alınmadan yapılan yardımlar daha çok zarar verebilir
Gıda güvenliği; tarladan çatala gelene kadar gıdaların fiziksel, kimyasal ve mikrobiyolojik tehlikelerden korunması olarak biliniyor. Yüksek Mühendisi Aslı Muslu Can, "Deprem bölgesine gönderilecek olan gıda ürünlerinin güvenliği sağlanmazsa gıda kaynaklı hastalıklar meydana gelir. Gıda kaynaklı hastalıklardan en yaygın olanı gıda kaynaklı mikrobiyolojik hastalıklardır. Bu hastalıklar bazen ayakta atlatılacak hafif semptomlar olan; karın ağrısı, ishal, mide bulantısı şeklinde kendini gösterirken bazen de ciddi sağlık sorunlarına hatta ölümlere sebebiyet vermektedir." şeklinde konuştu.
Deprem bölgelerine yapılan yardımlarda hassas davranılması gerektiğini belirten Gıda Yüksek Mühendisi Can, gerekli tedbirler alınmadan yapılan yardımların afet bölgelerindeki insanlara daha çok zarar verebileceğinin de altını çizdi.
Glisemik indeksi yüksek gıdalar gönderilmemeli
Öğr. Gör. Aslı Muslu Can, "Bölgede bulunan insanların kötü şartlardan dolayı bağışıklık sistemlerinin zayıflayabileceği için özellikle çocuklar, hamileler ve yaşlılar başta olmak üzere depremzedelerin glisemik indeksi yüksek gıdalar tüketmemeleri gerekiyor" diyerek şu uyarılarda bulundu:
"Bisküvi, şeker, çikolata gibi ürünler yerine kuru yemiş, kurutulmuş meyve (özellikle çekirdekli siyah üzüm, hurma, kayısı ve incir), prebiyotik özellikte olan lifli granola barlar, çikolata şeklinde hazırlanan şekersiz meyve püreleri, bisküvi gönderilecekse mutlaka besinsel olarak zenginleştirilmiş olanlar, bağışıklığı destekleyen propolisli ballı karışımlar, kara mürver-keçiboynuzu özü ve probiyotik ya da direkt probiyotiğin şase şeklinde gönderilmesi daha uygun olacaktır."
Deprem bölgesine gönderilen gıdaların güvenliği nasıl sağlanmalı?
Afetzedeler için bölgeye gönderilecek olan gıdaların nasıl güvenilir şekilde hazırlanması gerektiğini Aslı Muslu Can şunları kaydetti.
"Ön işlem uygulanarak bir gıda gönderilecekse hazırlık aşamasında mutlaka maske, bone, eldiven takılıp önlük giyilmelidir. Hazırlığın yapıldığı alan hijyenik olmalıdır. Herhangi bir kontaminasyona sebebiyet verilmemelidir. Kullanılan hammaddelerin son tüketim tarihleri kontrol edilmelidir.
Gıdaların hazırlanmasında içilebilir nitelikte su kullanılmalıdır.
Özellikle gönderildikten sonra herhangi bir ısıl işlem uygulanmadan tüketilecek olan sandviç, kurabiye, börek, poğaça gibi ürünlerin hazırlandığı ortam çok temiz olmalıdır.
Gıdalar hazırlandıktan sonra hava almayacak şekilde ambalajlanıp üzerine etiket yapıştırılmalıdır. Etiket bilgilerine SKT, içindekiler ve alerjen uyarısı yazılmalıdır.
Son tüketim tarihi geçmiş ya da yakın olan gıdalar gönderilmemelidir.
Pişirme imkânı olmayan bölgelere et ve sebze gönderilmemelidir. Çünkü bu ürünler tüketilemediği takdirde kısa sürede mikrobiyal bozulmaya uğrar ve canlılara zarar verir.
Bölgeye et ve et ürünleri, süt ve süt ürünleri gönderilecekse mutlaka soğuk zincir korunarak gönderilmelidir.
Bombaj yapmış, kenarında çatlaklar ya da ezilmeler bulunan konserveler kesinlikle depremzedelere gönderilmemelidir. Özellikle evde hazırlanmış konserveler gıda güvenliği açısından oldukça tehlikelidir.
Süt gönderilecekse raf ömrü uzun olduğu için UHT süt tercih edilmelidir. Çiğ süt gönderilmemelidir."