İdeal ağız ve diş sağlığının en önemli şartının ağız hijyeni uygulamaları olduğunu belirten Tandoğan, şunları kaydetti:
"Yetişkinlik döneminde de sağlıklı dişlere sahip olmak için çocuklukta ilk süt dişlerin sürmesinden yani çıkmasından itibaren ağız ve diş bakımı düzenli olarak yapılmalıdır. Çocukluk döneminde ebeveynler tarafından doğru ağız ve diş bakımı eğitimi verilmesi ve bu alışkanlığın kazandırılması gerekir. Çocuklarda dişleri günde en az iki kez olmak üzere özellikle kahvaltıdan sonra ve yatmadan önce fırçalamak gerekir. Diş tedavisinin ertelenmesi sağlık riskleri doğurabilir. Çürük, dişin canlı dokusuna ulaşırsa diş apsesi olarak adlandırılan ciddi bir enfeksiyon oluşabilir. Bu durum şiddetli ağrıya sebep olup yüzün şişmesine ve muhtemelen yaşamı tehdit eden fasiyal boşluk tutulumuna yol açabilir.
Bu tür enfeksiyonlar, hastaneye yatış, antibiyotik tedavisi ve dişin çekilmesini gerektiren tıbbi bir acil durumla sonuçlanabilir. Aynı zamanda süt dişlerinin vaktinden önce kaybı, ileri yaşlarda oklüzyon bozukluklarına, estetik sorunlara, beslenme problemlerine, anormal dil alışkanlıklarına, konuşma bozukluklarına ve psikolojik sorunlara yol açabilir."
"DİŞ FIRÇALAMAYI EĞLENCELİ OYUN HALİNE GETİRMEK GEREKİR"
Tandoğan, ebeveynlerin çocuklarına diş fırçalama konusunda örnek olması gerektiğini aktararak, "Diş fırçalama çocuklara erken yaşta kazandırılması gereken bir alışkanlıktır. Çocukla birlikte aynı anda dişlerinizi fırçalayarak sizleri rol model olarak görüp bu alışkanlığı edinecektir. Çocuklar kendi seçtikleri eşyaları daha çok sevdikleri için diş fırçasını kendisinin seçmesine izin verilmelidir. Aynı zamanda diş fırçalamayı eğlenceli oyun haline getirmek gerekir. Böylelikle çocuklar motivasyonlarını kaybetmemiş olur." değerlendirmesinde bulundu.
Diş çürüğünün birçok nedene bağlı oluşabilen ancak kontrol edilebilir bir hastalık olduğunu belirten Tandoğan, şu ifadeleri kullandı:
"Diş çürüklerinin önlenmesinin temelinde; diyet ve beslenme alışkanlıkları, ağız hijyeni, floruidler ve fissür örtücüler yer alır. Bu faktörler birbirini oldukça fazla etkilemeleri sebebiyle ayrı ayrı düşünülemez. Çürükleri önlemek için diyet ve beslenme alışkanlıkları ile ilgili genel kurallar vardır ve oldukça basittir. Şeker içeren gıda ürünlerinden ve içeceklerden kaçınılmalıdır.
Öğün aralarında atıştırmalıklardan mümkün olduğunca uzak durmak gerekir. İlave şeker içeren atıştırmalıklar yerine doğal şeker içeren atıştırmalıklar tercih edilmelidir. Şekerlerin ve sakızların alımına engel olunamıyorsa, şeker bileşikleriyle tatlandırılmış ürünler kullanılmalıdır. Ebeveynler ve bakıcıların şekerli sıvılar içeren biberonları uyku öncesinde çocuğa vermemeleri tavsiye edilir.
"ÇÜRÜĞE GEÇ MÜDAHALE DİŞ KAYBINA NEDEN OLABİLİR"
Tandoğan, ağız gargaralarının okul öncesi dönemdeki çocuklara gargaraları yuttukları için önerilmediğini belirterek, "Çocuklarda flor uygulamasının amacı dişlerin mine tabakasını güçlendirerek çürüklere karşı dişi daha dirençli hale getirmektedir. Flor uygulaması çocuğun çürük risk grubuna göre farklı sıklıklarla uygulanır. Yüksek çürük riskine sahip hastalarda florid vernikleri, florid jelleri veya florid tablet uygulamaları çürük oluşumunun önüne geçebilir." ifadelerini kullandı:
Fissürün dişlerin çiğneyici yüzeyde bulunan küçük girinti ve oluklar olduğunu aktaran Tandoğan, şunları kaydetti:
"Bu girintiler iyi temizlenemediği için çürük oluşumu bu bölgede oldukça sık görülür. Fissür örtücü ise diş yüzeyinde bu girinti ve olukları örten bir materyaldir ve çürük oluşma riskini azaltırken, diş bütünlüğünü de koruyan non-invasiv bir tekniktir. Son olarak, kontrol için düzenli olarak diş hekiminizi ziyaret etmelisiniz.
Bir çürük lezyonun tedavisine dişteki madde kaybına ve enfeksiyonun şiddetine göre karar verilir. Başlangıç çürüğü diş minesi ile sınırlı olduğundan erken aşamada teşhis edilirse, florür verniği gibi tedavi yöntemleri kullanılabilirken, ilerlemiş ve kavitasyon oluşmuş dişlerde ise çürüğün kaldırılmasını takiben restorasyonu sağlanır. Çürüğün aşırı ilerlediği durumlarda ise hızla dişin pulpasını tutabilir, enfeksiyona sebebiyet verebilir. Bu tür durumda ilgili dişin çekimi gerekmektedir."