Psikoloji Uzmanı Tara Çapar, çocukların zaman zaman "hayır" demesi gerektiği konusunda anne babalara önemli uyarılarda bulundu. Psikolog Çapar, ebeveynlerin çocuklarına hayır demesine izin vermedikleri takdirde çocuklarını dünyanın korumasız ellerine bıraktıklarını belirterek, "Çocuğun hayır demesini engellemek, o çocuğa hayatı boyunca yanında taşıyacağı engeller oluşturmak anlamına gelir. Hayır diyemeyen kişiler başkalarından ayrı, bağımsız olamadıkları gibi başkalarının istekleri ve ihtiyaçlarında kaybolup giderler. Yumuşak başlı insanları bukalemuna benzetebiliriz bir süre geçtikten sonra bulundukları ortamdan ayırt etmek zorlaşır. Dahası, hayır diyemeyen insanların hayatlarındaki kötülükleri görmesi de imkansızlaşır. Bırakın çocuğunuz hayır desin" diye konuştu.
TERK EDİLME KORKUSU DA HAYIR DEMEYE ENGEL OLUYOR
Psikolog Çapar, genellikle karşıdaki kişiyi incitme korkusundan, terk edilme korkusundan, karşıdaki bireyin öfkesinden korkulduğunda, utanç hissedilmekten, eleştirilebilmekten hayır denilemediğini ifade etti. Çok katı ve eleştirel vicdana sahip kimselerin aslında suçlu olmadıkları konularda bile kendilerini suçlu görüp suçluluk duygusuna teslim olduklarına değinen Psikolog Çapar, "Böylece eleştirel ve katı olan vicdanına boyun eğmiş olur. Vicdanımıza karşı çıkma korkumuz ile zamanla başkalarına hayır diyememe ve kötü olaylara, kişilere, davranışlara evet demeye başlarız. İnsanlar sınır koydukları takdirde yaşamlarındaki sevgiyi kaybetmekten korkarlar ancak bu yanlıştır. Sınırlar kapıları bulunan çitler gibidir, katı değil esnektir. Sınırlarımızın kapıları vardır, içeriye alacaklarımızı kendi özgür irademizle seçebiliriz" dedi.
KENDİ DAVRANIŞLARINDAN SORUMLU OLMALILAR
Sınırları çocukluktan itibaren öğrenmenin dürüst, sorumluluk sahibi, özgür ve mutlu hissetmeye yardımcı olduğunu vurgulayan Psikolog Çapar, kimsenin kendisine hayır denilmesinden hoşlanmadığını ve kabullenilmesinin de zor olduğunu ancak sağlam ilişkilerin, itiraz etme ve karşı durmak üzerine kurulduğunu dile getirdi. Çocukların yaşamlarında kendilerini güvende hissedebilmeleri için "Hayır, olmaz, bana bu şekilde dokunmandan hoşlanmıyorum, sana katılmıyorum, yapmayacağım" gibi sözleri söylemesi gerektiğinin altını çizen Çapar, "Ebeveynler, çocuklarının öfkesi karşısında onlardan uzaklaşırsa, çocuklar bu yönlerini saklamaya başlayabilir. Çocuğun öfkelendiği zamanlarda annesi ve babası tarafından 'bu davranışın ile beni üzüyorsun' demesi çocuğun ailesinin sağlığından sorumlu hissetmesine neden olabilmektedir. Çocuğa seçme şansının olduğunu hissettirmek çocukların kendi davranışlarından sorumlu hissetmelerine yardımcı olur. Örneğin 'odanı toplarsan oyun oynamana izin veririm, odanı toplamazsan bugünlük oyun oynayamazsın.' Böylece çocuk neyi isteyip neyi kaybedeceğine, ne kadar üzülüp üzülmeyeceğine kendisi karar vermiş olur" diye konuştu.
Çapar, ebeveynlerin sorumlulukları arasında yer alan çocukları korumak ve denetlemek görevlerinde aşırıya gidildiği ve hata yapmasına izin verilmediği durumlarda çocukların başkalarına bağımlılık, sosyalleşememe, sınırlarını belirleyememe gibi sorunlar yaşayabileceklerine işaret etti.
BU KARARLAR ÇOCUĞUN GELECEĞİNİ ETKİLER
Çocukları yetiştirirken sınırların çok gerekli olduğunun altını çizen Psikolog Çapar, "Sınırlar, çocukların karakterlerini, kendi değerlerini, okul başarılarını, sosyal yaşamlarını, okul arkadaşlarını, romantik ilişki yaşayacakları kişiyi ve iş yaşamlarını büyük ölçüde etkiler. Çocuklara verilebilecek en büyük şey sorumluluk bilincidir. Sorumluluk verilen çocuk nelere hayır diyebileceğini, nelerden sorumlu olurken nelerden sorumlu olmadığını bilmesidir" dedi.
Küçük yaşta çocuklara sınırlar oluşturmanın gelecekteki hayatları için son derece önemli olduğuna dikkat çeken Çapar, çocuğu bir görev hakkında bilgilendirme ve eğitmeye "olumlu disiplin" çocukların davranışlarının sonuçlarına katlanmasına izin vererek sorumluluk sahibi olmaları sürecine ise "olumsuz disiplin" denildiğini anlattı.
HATA YAPARAK OLGUNLAŞILIYOR
İnsanların hatalar yaparak belirli bir olgunluğa eriştiğini belirten Psikolog Çapar şunları dile getirdi:
"Disiplin insanları özgürleştirir ve yargılanma ya da kaybetme korkusu olmadan hata yapma konusunda bizleri serbest bırakır. Verilen görevi yerine getirmeyen çocuk için 'dün kitap okuman gereken saatte kitabını okumadın, bu seni sevmeyi bıraktığım anlamına gelmiyor. Sen hep kalbimdesin. Ancak kitap okumadığın için bugün oyun oynayamayacaksın' dersek çocukla olan ilişkimiz zedelenmeden sürmeye devam eder."