"BİZ DE VARIZ" DEDİLER
Erkek egemen bilim dalı olan ürolojide kadın ürologlar, erkek egemenliğini kırdı. Uzman ve asistanlar olmak üzere 40'ı aşkın kadın ürolog kongrede yer aldı. Dernek, kadın ürologlara 8 Mart Dünya Kadınlar Günü kapsamında, pozitif ayrımcılık tanıdı. Kongre başkanı Prof. Dr. Ender Özden, "Üroloji alanında kadınların daha fazla temsil edilmesi ve desteklenmesi gerektiğine inanıyoruz. Bunu, hem kadınların üroloji alanında daha görünür olmalarını sağlamak, hem de gelecekteki kadın ürologların sayısını artırmaya yönelik bir adım olarak nitelendiriyoruz" diye konuştu.
İLK ÖĞRETİM ÜYESİ KADIN ÜROLOG
Türkiye'nin 'ilk öğretim üyesi kadın üroloğu' Doç. Dr. Naşide Mangır da "Konuşulması gereken şeyleri bugüne kadar konuşmamışız. Bunun farkına vardık. Üroloji alanında temsiliyet eşitsizliği vardı. Bize bu imkanı veren hocalarımıza teşekkür ederiz. Üroloji hastalıkları sadece erkekleri ilgilendirmiyor. Kadınları da etkiliyor, idrar kaçırma, organ sarkması, işeme bozuklukları gibi birçok konuyu uluslararası uzmanlar ile konuştuk" dedi.
ROBOT, CERRAHI UNUTTURUYOR MU?
Derneğin Kurucu Başkanı Prof. Dr. Cenk Yücel Bilen erkeklerde en sık görülen kanser türlerinden biri olan prostat tedavisinde robotik cerrahinin popüler hale geldiğini belirtti. Prof. Dr. Bilen, robotla ameliyatların ardından hastalarla aralarındaki vicdani bağı kaybetmeye başladıklarını belirterek şöyle dedi: "Yeni bir dönem başlıyor. Gelişen teknoloji cerrahın kişiliğini ortadan kaldırıyor, cerrahı unutturuyor. Doktorlarla hasta arasına teknoloji giriyor. Doktorluğun felsefesi değişiyor. Gelişen teknoloji mi? Doktorlar mı? Önümüzdeki dönem için bu bağı unutturmamak lazım ya da eşit ve vicdani koşullar oluşturmak lazım. Benim bu kongreden aldığım en önemli ders buydu."
AMELİYATI HANGİ CERRAHIN YAPTIĞI ÖNEMLİ
Robotlarla yapılan ameliyatların hepsinin kaydedildiğini ve geniş bir data oluşturulduğunu söyleyen Prof. Dr. Bilen, "Sanırım 50 yıl içinde, ameliyatı sadece robotlar yapacak. Cerrahlar sadece ameliyatta gözlemci olarak kalacak. Robotta meydana gelecek bir arıza anında devreye girecek. Bu da etik kargaşa ve vicdani sorumluluğu büyütecek. Ama şimdilik, robotla da ameliyatları yapsak, ameliyatı hangi cerrahın yaptığı çok önemli" diye konuştu.
BİR SANTİMLİK DELİKTEN CERRAHİ
Minimal İnvaziv Üroloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Ömer Demir de Türkiye'de taş hastalığına dikkat çekerek, sıvı tüketiminin azlığı, idrar yollarındaki anatomik darlıklar, doğumsal bozukluklar, beslenme alışkanlıkları, şişmanlık ve diyabetin taş oluşumunu artırdığını dile getirdi. Dışarıdan şok dalgaları yöntemiyle müdahalenin her taş için uygun olmadığını da belirten Demir, şunları söyledi: "Bazı durumlarda girişimsel tedavi dediğimiz bir ameliyat gerekli. Bu da minimal invaziv cerrahi. Günümüzde artık bir santimlik taş için belki hiç kesi yapılmadan idrar kanallarından girilerek, taş lazerle kırılıp küçük parçalar şeklinde alınıyor veya düşmesi bekleniyor. Bir santimetrelik bir delikten ya da hiç kesi yapmadan minimal invaziv cerrahi yöntemiyle yapılan işlem hastanın hayat kalitesini yükseltiyor. Cerrahiye bağlı etkiler, ağrı ve enfeksiyon gibi yan etkilerin mümkün olduğunca az olmasını sağlıyor."