Uzmanlar, Viseral yağ aktif, yani vücudumuzdaki kimyasal dengeyi değiştirerek kronik hastalığa yol açtığına dair önemli uyarılarda bulunuyor. Ayrıca hayati organların çevresinde oluşan yağlanma, bu organların çalışma yetisini etkileyerek oldukça riskli bir sonuca nedn olabilir.
Yeni araştırmalar, belirli bölgelerde oluşan bölgesel yağlanmanın, oldukça endişe verici olabileceğini tespit etti. İşte yağlanmanın oluştuğu bölgelere bağlı olarak hastalık riskleri…
BOYUN VE YÜZDE YAĞLANMA
Boyun ve yüzde yağ depolamak, kalp hastalığı riski altında olduğunuzun bir işareti olabilir. ABD'de yapılan bir araştırma, boynunuz ne kadar yağlıysa, yüksek LDL seviyelerine ("kötü" kolesterol) sahip olma olasılığınız o kadar yüksek olduğunu buldu.
Araştırmacılar, boyun çevresinin kadınlar için 35 cm ve erkekler için 43 cm'den fazla olmasının kalp hastalığı ve kalp krizi riskinin daha yüksek olduğunu gösterdiğine inanıyor. Uzmanlar, boyundaki yağların vücudun ana hava yollarına baskı yaparak insanların nefes almasını zorlaştırabilir. Bazı hastaların nefes almakta güçlük çekmesi, uyku apnesi, felç ve depresyon risklerini artırması ve hatta onları çok yüksek sesle horlamaları nedeniyle bu özellikle geceleri kötü olabilir.
GÖĞÜS BÖLGESİNDE YAĞLANMA
Erkekler ve kadınlar için, yağ depolamasının neden olduğu meme büyüklüğündeki artış, gelecekteki kanser riski için bir uyarı işaretidir. Uzmanlar, yağ hücreleri östrojen hormonunu üretir ve östrojendeki artış meme kanseri gelişme şansını artırabilir. Memedeki bu ekstra yağ hücreleri, vücutta kansere katkıda bulunabilecek iltihaplanmayı da tetikleyebilir.
ÜST KOLDA YAĞLANMA
Kolların üst kısmındaki yağlanma, tüm vücuttaki aşırı yağlanmanın bir işareti olarak ortaya çıkar. Sağlığı korumak için kilo vermeyi ciddi olarak düşünmeniz gerektiğini gösteriyor. Uzmanlar, kollardaki yağlanmanın genellikle obeziteyi ve çok yüksek bir beden kitle indeksini gösterdiği konusunda da uyarıyor.
Obezitenin kötü beslenmeden kaynaklandığını biliyoruz ve burada yağla mücadele eden herkes muhtemelen başka yerlerde de yağ depolarını fark edecektir. Obez olmak depresyon, kalp krizi, tip 2 diyabet, felç, eklem ağrısı, kalp hastalığı, kanser ve erken ölüm şansınızı artırır, bu nedenle bu, yaşam tarzınızı denemek ve değiştirmek için bir uyarı işaretidir.
UYLUKLARDA YAĞLANMA
Araştırmacılar, uyluklarda yağ bulunan kişilerin, olmayanlara kıyasla kalp yetmezliği geliştirme riskinin yüzde 34 arttığını buldu. Çalışmayı yapan uzmanlar, tıpkı karın yağları gibi uyluk kaslarında biriken yağların, "aktif" olduğunu ve vücutta iltihaplanmaya neden olarak bağışıklık sistemini sürekli saldırı halinde tuttuğunu belirtiyor. Bu durum ise; kalp krizi ve tip 2 diyabetin en büyük sebeplerinden biri olarak nitelendiriliyor.
KARINDA YAĞLANMA
Bel çevresinde "kıstırılabilir bir yağ" tabakasına sahip olmak, tamamen doğal bir durum olabilir. Ancak bölgede viseral yağ depolanmaya başladığında sağlık için tehlikeli bir hal alır. Özellikle karaciğerde kolesterole dönüşen bu yağ, kan dolaşımına girerek, damarları tıkar ve kalp hastalığı, kalp krizi, felç ve yüksek tansiyon risklerinin artmasına neden olur.
Viseral karın yağı kimyasal tepkiler de ortaya çıkarır. Bunun vücutta neden olduğu iltihaplanma, insülin direncine ve tip 2 diyabete yol açabilir. Ayrıca meme ve kolon dahil olmak üzere belirli kanserlere karşı da daha savunmasız hale gelebilir.
YAĞLARDAN NASIL KURTULABİLİRSİNİZ?
Vücutta bölgesel yağlanmadan kurtulmak, zor olduğu düşünülse de aslında doğru yaşam değişiklikleriyle bu süreçten kurtulabilrsiniz. İşte o ipuçları…
AYAKTA GEÇİRİLEN SÜREYİ ARTIRIN
Egzersiz dışı aktivite (termojenez) adı verilen süreci artırmak, etkili yöntemlerden biridir. Örneğin; evde dolaşmak, duş almak veya yatağı düzeltmek gibi belirli bir egzersiz olmayan hareketleri barındıran bu durumu artırmak, ayakta geçirdiğiniz süreyi de artırmak, temek yağ yakımını da hızlandırabilir.
DAHA ÇEŞİTLİ BESİN TÜKETİN
Daha fazla çeşide sahip beslenme, meyve, sebze, baklagiller ve tam proteini kapsayarak hazırlanır ve bağırsaktaki faydalı bakterileri besler ve besin alımını artırır. Beslenme Uzmanı Sarah Bockhart, ne kadar çok vitamin ve mineral alınırsa, yüksek kalorili yiyecekleri tüketme olasılığının da o kadar azaldığını belirtiyor.
Ayrıca, bağırsak bakterileri ne kadar iyi gelişirse, yiyecekleri verimli şekilde sindirme olasılığı da bir o kadar artacaktır. Böylece yağ yakım hızınız da artış gösterir.