Sigara kullanımının ve tütün dumanına maruz kalmanın tüm sistemlerde hastalıklara yol açabildiğini vurgulayan Şirin, aktif ve pasif içiciliğin etkilerinin birbirine benzer şekilde olumsuz sağlık sorunlarına neden olduğunun altını çizdi. Şirin, doğrudan tütün kullanılmasının aktif içicilik, dolaylı olarak içen kişinin üzerine sinen dumana ya da ortamda solunan havanın içindeki kirletici gazlara maruz kalmanın da pasif içicilik olarak tanımlandığını aktardı.
Tütün kullanımının ve dolaylı etkilenimin, hava yolunda aşırı duyarlılığa yol açtığına işaret eden Şirin, bunun da özellikle alerjik hastalıkların gelişiminde etkili olduğunu söyledi. Şirin, özelikle bu etkilenimin çocuk yaş grubunda daha fazla olduğunu vurgulayarak, "Hava yolundaki aşırı duyarlılığa bağlı olarak alerjik nezle, rinit, astım gibi hastalıklar gelişebilir veya sigara dumanına maruziyet sonrası bu hastalığı bulunanlarda çok daha fazla alevlenme ve astım ataklarıyla karşı karşıya kalınabilir. Dolayısıyla, tütün kullanımı ve dumana maruziyet hem hastalıkların gelişiminde hem de mevcut hastalıkların alevlenmesine zemin hazırlar." uyarısında bulundu.
ASTIM RİSKİNİ ARTIRIYOR
Pasif içiciliğe maruz kalan çocuklarda hastalık sıklığında da bir artışın söz konusu olabildiğine dikkati çeken Şirin, şunları dile getirdi:
"Tütün dumanına maruz kalan çocuklarda 2-4 kat arasında astım riski artmaktadır. Hatta gebelik döneminde sigara içen annelerin bebeklerinde ilk bir yıl içinde tütün kullanmayanlara oranla 2-4 kat arasında da astım riskinin yükseldiği ortaya konmuştur. Yılda 300'den fazla sigara tüketen ergenlerde de astım riskinin 4-8 kat arasında arttığı bilimsel çalışmalarla ispatlanmıştır. Bebeklik döneminde astım tanısı olanlar tedaviyle iyileşebilirken, bu kişilerin yetişkinlikte tütün ürünleri kullanması halinde geçirilen hastalığı tekrarladığı belirlenmiştir. Aynı şekilde pasif içicilik, çocuklarda alerjik hastalıkların gelişmesi açısından da 2-4 kat oranında riski artırmaktadır."
"BAZI ÇOCUKLARDA HER ENFEKSİYONDAN SONRA İYİLEŞME SÜRESİ UZUN SÜREBİLİR"
Şirin, kapalı ortamda biriken gazlara ilave sigara dumanının da hava kalitesini düşürdüğünün altını çizerek, çocuklarda astım dışında, çeşitli bronşiyolitlerin görülmesine ve enfeksiyon sıklığının artmasına neden olduğunu anlattı.
Astım ve alerjik reaksiyonlara ilişkin de bilgi veren Şirin, şunları kaydetti:
"Enfeksiyon sonrasında öksürüğün bir aydan fazla devam etmesi, özellikle geceleri öksürüğün artması, koşma, ağlama, gülme gibi durumlarda hırıltı şeklinde kuru öksürüğün başlaması astım belirtileri olabilir. Burun tıkanıklığı, hapşırık, gözlerde yaşarma ve kızarıklık olması halinde de çocuğun alerji açısından değerlendirilmesi gerekmektedir. Bazı çocuklarda da her enfeksiyondan sonra iyileşme süresi uzun sürebilir. Sigara dumanına maruziyetin kesilmesi halinde, astım ve alerji tanısı bulunan çocukların iyileşme süreci iyi giderken, pasif içiciliğin devam etmesi durumunda artan hastane yatışları hatta yoğun bakıma kadar gidebilen ağır solunum yolu enfeksiyonları görülebiliyor." Öte yandan, balkonda bu ürünlerin içilmesinin de ev içi kapsamına girdiğini aktaran Şirin, "Çünkü kullanıcının kıyafetlerine sinmekte ve yine ortamı kirletmektedir. Tütün ürünü kullanıldıktan sonra kıyafetlerin değiştirilmesi, ellerin ve yüzün yıkanması ve en az yarım saat açık havada kalınması halinde bile kişinin üstündeki kirleticiler bir miktar azalmaktadır." ifadelerini kullandı.