Ciddi bir halk sağlığı sorunu olan diyabet rakamları ürkütüyor. Dünyada diyabetli sayısı 537 milyon. Yani 10 erişkinden 1'i diyabetli. Dünyadaki diyabet görülme sıklığına riskli kişiler de eklendiğinde, tehlike boyutları daha da büyüyor. İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Sadi Rüştü Vural, diyabet, yani halk arasındaki adıyla şeker hastalığındaki tehlikelere dikkat çekerek, hastalığı şöyle tanımladı: "İnsülin hormonunun yokluğu, yetersizliği veya etkisizliği sebebiyle kan şekerinin normal düzeyin üzerine (hiperglisemi) yükselmesiyle ve idrarda şeker atılmasıyla (glikozüri) teşhis edilen bir metabolizma hastalığıdır."
İNSÜLİN GEREKEBİLİR
Şeker hastalığının basit olarak tip 1 ve tip 2 olarak ikiye ayrıldığını da söyleyen Uzm. Dr. Vural, "Tip 1 diyabet genel olarak çocuklukta ortaya çıkar. Bu hastalarda insülin hormonu çok yetersiz olduğundan insülin iğnesi kullanmak gereklidir. Tip 2 diyabette ise başlangıçta hormon miktarı çok azalmadığından sadece diyetle veya ağızdan alınan ilaçlarla tedavi uygulanabilir. Ağızdan alınan şeker ilaçları pankreası uyararak, insülin salgısını arttırırlar veya bağırsaklardan karbonhidratların emilimini azaltırlar. Hastalık ilerledikçe insülin miktarı daha da azalırsa, bu durumda tip 2 diyabette de insülin kullanımı gerekebilir" dedi.
GİZLİ ŞEKERE DİKKAT
Şeker hastalığının en belirgin özelliğinin çok su içme ve sık idrara çıkma olduğunu belirten Uzm. Dr. Vural, "Bazı durumlarda kişiler şekerleri çok yükselene kadar hiçbir şey hissetmeyebilirler. Bu nedenle şeker hastalığı riski taşıyanlarda örneğin ailesinde şeker hastası olanlar, fazla kilolular belirli aralıklarda kan kontrollerini yaptırmaları gerekir. Açlık kan şekerinin normal bulunması şeker hastalığı olmadığını göstermez. Sadece şeker yükleme testiyle ortaya çıkarılabilen gizli şeker hastalığı da vardır" diye konuştu.
ORGANLARDAKİ TAHRİBATI YÜKSEK
DİYABET hastalığı ilerledikçe bazı organlara da zarar verdiğinin altını çizen Uzm. Dr. Vural, bu zararları şöyle sıraladı:
DİYABETİK RETİNOPATİ: Göz damarlarının tutulması ile ortaya çıkar. Körlüğe neden olabilir.
DİYABETİK NEFROPATİ: Böbrek damarlarının tutulması ile oluşur. Böbrek yetersizliğine neden olabilir.
DİYABETİK NÖROPATİ: Değişik sinirlerin tutulması sonucu o bölgenin uyuşması veya güç kaybıyla ortaya çıkar.
ENFEKSİYONLAR: Diyabet hastalarında enfeksiyonlara (iltihap) yatkınlık artmıştır. Bu yatkınlık vücut direncinin düşmesinden ve organların kanlanmasının bozulmasından ileri gelir.
DAMAR SERTLİĞİ (ATEROSKLEROZ): Ortaya çıktığı organa göre kalp krizinden felce kadar çeşitli hastalıklara neden olur.
TEDAVİSİ NASIL YAPILIR?
"Şeker hastalarını sürekli insülin yapmaktan kurtaracak yeni gelişmeler var mı?" sorusuna ise Uzm. Dr. Vural, şu yanıtı verdi: "Doğru seçilmiş tip 2 şeker hastalarının metabolik cerrahi ameliyatları ile tedavisi mümkün. Hastaların yüzde 80- 90 kadarında tam düzelme sağlanabiliyor. Son yıllarda pankreasın insülin salgılayan beta hücrelerinin şeker hastalarına nakli yapılmaktadır. Ancak nakil olan hastalar hayat boyu vücudun bu hücreleri reddetmemesi için ilaç kullanmak zorunda kalmaktadırlar."
HAMİLELERDE ŞEKER
Uzm. Dr. Vural, en etkili tedavinin yaşam şeklinin düzenlenmesi olduğunu söyleyerek "Diyabet hastası şekeriyle birlikte yaşamayı öğrenmeli ve hayat boyu diyetine dikkat etmelidir. Doktorun reçetelendirdiği ilaçlar kullanılır. Diyabette spor yapmak tedavinin bir parçasıdır. Spor hem kalori yakmak için, hem de vücuda sağladığı diğer yararlardan ötürü tavsiye edilmektedir. Hamilelikte ağızdan alınan ilaçlar kullanılamaz, bu nedenle hastanın hamile kalması önceden planlanmalıdır. Şeker hastalarında hamilelik normal kişilere nazaran daha riskli olduğundan hem şeker hem de jinekolojik kontrolleri daha sık ve özenle yapılmalıdır" dedi.