Ekip, vücut tarafından yapılan ve şekerli yiyecekler tarafından artırıldığı düşünülen enflamatuar proteinler olan sitokinlerin daha hızlı oranın arkasında olabileceğini öne sürdü. Önceki araştırmalar kimyasalları bilişsel gerilemeyle ilişkilendirmişti.
Birleşik Krallık'ta yaklaşık 900.000 ve ABD'de ise 5.8 milyon kişi bunama ile yaşıyor. Türkiye'de ise bu rakam 700.000. Her birey ilerleyen yaşla birlikte beyin gücünde doğal bir düşüş yaşamaktadır, ancak beyindeki bu düşüşün günlük yaşamı bozacak bir düzeye indiği bunamayı herkes yaşamamaktadır. Ultra işlenmiş gıdalar, daha az işlenmiş gıdalarla karşılaştırıldığında genellikle daha yüksek şeker, tuz ve doymuş yağ içeriğine sahiptir.
Aslında bu terim, bir kişinin evde yemek pişirirken yemeklerine eklemeyeceği kimyasallar, renklendiriciler ve koruyucular gibi malzemeleri içeren yiyecekleri kapsamaktadır. Bunlara hazır yemekler, dondurma, sosisler, kızarmış tavuklar, tahıl gevrekleri ve ketçap da dahildir.
Ultra işlenmiş gıdalar, tütsülenmiş et, peynir ve taze ekmek gibi daha uzun süre dayanmaları veya lezzetlerini artırmaları için işlenen işlenmiş gıdalardan farklıdır. Önceki çalışmalar da, aşırı işlenmiş gıdaların sağlıklı seçeneklerle değiştirilmesinin bunama riskini azaltabileceğini göstermiştir.
JAMA Neurology'de yayınlanan son araştırma, 2008'den 2019'a kadar 10.775 bireyin üzerinde bilişsel gerileme oranlarının izlenmesine dayanıyordu. Katılımcılar 35 ila 74 yaşları arasındaydılar ve zihinsel yetilerinin nasıl değiştiğini görmek için belirli aralıklarla test edildiler.
Testler, hafızayı test etmek için basit hatırlama ve kelime dağarcığını ölçmek için 'yürütme işlevi' değerlendirmelerini içeriyordu. University of Sao Paulo'daki araştırmacılar ek olarak, ne kadar aşırı işlenmiş gıda yediklerini değerlendirmek için katılımcılara gıda anketleri de verdi.
Katılımcılardan, önceki yıl boyunca ne yedikleri ve içtikleri gıdaları hesaplamaları istendi ve sonuçlar günlük grama dönüştürüldü. Yiyecekler üç gruba ayrıldı.
Birinci grup, meyveler veya sebzeler, tahıllar, et ve balık gibi işlenmemiş veya minimum düzeyde işlenmiş gıdalar ve sofra şekeri, yağlar, tuz gibi işlenmiş mutfak malzemeleriydi.
İkinci grup, doğal gıdaları korumak için malzemeler kullanan ve konserve meyveler ve tuzlanmış, tütsülenmiş veya kurutulmuş et veya balık içeren işlenmiş gıdalardı.
Son olarak, üçüncü grup, renklendiriciler, tatlandırıcılar, emülgatörler gibi evde yapılan yiyeceklerde bulunmayan katkı maddelerinin kullanıldığı ultra işlenmiş gıdaları kapsıyordu. Katılımcılar, toplam beslenmelerine oranla ne kadar ultra işlenmiş gıda yediklerine bağlı olarak dört eşit gruba ayrıldı.
En alt gruptakilerin beslenmesinin beşte birinden azını, ikinci gruptakilerin yüzde 20 ila 27'sini, üçüncü gruptakilerin yüzde 27 ila 34'ünü ve dördüncü gruptakilerin yüzde 73'ünü ultra işlenmiş besinler oluşturuyordu. Sonuçlarda dördüncü gruptakilerin, birinci gruptakilere göre yüzde 28 daha hızlı bilişsel gerileme oranına sahip olduğu ortaya çıktı. Bu gruptakilerin "yürütme işlevi" puanları da ortalama sekiz yılda yüzde 25 daha hızlı düştü. Buna ek olarak, araştırmacılar bunun önemli bir fark olmadığı konusunda ısrar etseler de, hafıza puanları yüzde 6 düştü.
Çalışmanın yazarı Dr Natalia Gomes Goncalves, insanların demanstan korunmak için yedikleri aşırı işlenmiş gıdaların miktarını sınırlamaları gerektiğini söyledi. Araştırma ekibi: "Çalışmamızda görülen yürütme işlevindeki ve küresel bilişteki düşüş için başka bir olası biyolojik mekanizma, ultra işlenmiş gıdaların tüketiminden kaynaklanan sistemik iltihaplanma ile ilgili olabilir. Dolaşımdaki proinflamatuar sitokinlerin artan seviyeleri, bilişsel gerileme ile ilişkilendirilmektedir" dedi. Bununla birlikte, bağımsız uzmanlar, çalışmanın daha fazla ultra işlenmiş gıdaları mı yoksa daha az sağlıklı gıdaları mı yemenin suçlu olduğunu söyleyemediğini söyledi.