Araştırmacılar, mikrobiyomumuzun genel sağlığımızı etkilediği yapılan testler ile tekrar tekrar kanıtlıyor. Kayıtlı diyetisyen Kristin Kirkpatrick, "Bağırsak sağlığı gerçekten önemli" diyor. " Mikrobiyom ve bağırsak sağlığı üzerine o kadar çok ilgi ve araştırma var ki, uzmanlar buna sıklıkla 'ikinci beyin' diyorlar" diyor. Bağırsaklar ise karaciğer ile doğrudan orantılıdır.
GENEL SAĞLIĞINIZIN ANAHTARI
Bağırsak mikrobiyomunu, midenizde ve bağırsaklarınızda yaşayan trilyonlarca mikroorganizmadan oluşur. Sağlıklı bir insanda, bu canlıların en büyük miktarı ince ve kalın bağırsaklarda bulunuyor. Ancak aynı zamanda vücutta da bulunan bu canlılar bizimle barış içinde yaşadığı gibi sağlığımızı destekler ve günlük yaşamımızı kolaylaştırır. Mikrobiyom, hem yararlı hem de potansiyel olarak zararlı mikroplardan oluşur. Çoğu simbiyotiktir (hem insan vücuduna hem de mikrobiyota yarar sağlar) ve bazıları, daha az sayıda patojeniktir (hastalığa neden olur).
Şimdi, bazı araştırmalar belirli bir probiyotiğin bağırsak sağlığınızı değiştirerek karaciğer kanseri riskini etkilediğini ortaya koydu. Bu durum ise bağırsak sağlığının genel sağlığı nasıl etkilediğine dair daha geniş anlayışı kanıtlar nitelikte. Profesör Matam Vijay-Kumar, "Tüm hastalıkların bağırsaktan başladığı fikri üzerinde uzun süredir çalışıyoruz" dedi.
BU YİYECEK KARACİĞER KANSERİ RİSKİNİ ARTIRIYOR
Laboratuar fareleri üzerinde yapılan yeni araştırmaya göre, inülin gibi rafine lif açısından zengin diyetler tüketen kişilerde karaciğer kanseri riski daha yüksek olabileceğini saptandı. Araştırmacılar, sağlıklı hayvanlardan 10'da birinin, inülin içeren bir diyet tükettikten sonra karaciğer kanseri geliştirdiğini gözlemledi.
Science Direct'e konuşan Vijay-Kumar, "Farelerde karaciğer kanserinin ne kadar nadir görüldüğü göz önüne alındığında bu durum çok şaşırtıcıydı" dedi. Lif, çoğu insanın diyetine sağlıklı bir katkı olsa da, "bulgular, belirli rafine liflerin potansiyel riskleri hakkında bir soru işareti doğurdu" diyor. İnülin içeren gıdalar arasında tam buğday ve kuşkonmaz, muz ve sarımsak gibi belirli meyve ve sebzeler bulunur.
ÖZELLİKLE BU SAĞLIK SORUNU OLAN KİŞİLER DİKKAT!
Araştırmacılar, çalışmaları boyunca, karaciğer kanseri geliştirmeye devam eden farelerin hepsinin ortak bir yanı olduğunu fark ettiler: kanlarında, portosistemik şant olarak bilinen, daha önce fark edilmemiş bir doğuştan kusurun neden olduğu aşırı safra asidi vardı.
Aslında, bu anormalliğe sahip farelerin yüzde 100'ü malignite geliştirmeye devam ederken, düşük safra asitleri olan farelerin hiçbirinde aynı diyetle beslenirken bu sorun yaşanmadı.
Araştırmacılar bunun, kanın bağırsakları terk etmesiyle oluşabilen bir inflamatuar yanıt nedeniyle meydana geldiğini düşünüyorlar. Olağan koşullar altında, bu kan, vücudun geri kalanına geri dönmeden önce süzüldüğü karaciğere gider. Bununla birlikte, farede karaciğer şantı olduğunda, bağırsaktan gelen kan, karaciğeri atlatır ve yine de yüksek konsantrasyonda mikrobiyal ürünler içerirken vücudun genel kan kaynağına geri döner. Bunlar, sonuçta kansere yol açabilen inflamatuar bir bağışıklık tepkisini uyarır.
ARAŞTIRMANIN SONUCU
Araştırmacılara göre kilit nokta, her bireyin vücudunda besinlerin farklı şekilde işlenmesidir. İnsanlardan toplanan serum örneklerinden alınan ek verilere göre, kanda en yüksek safra asidi seviyelerine sahip olan ve yüksek lif tüketen erkeklerin karaciğer kanseri riski yüzde 40 arttı. Bununla birlikte, en düşük kan safra asidi seviyesine sahip olan ve genel olarak lif alımı yüksek olan erkekler, karaciğer kanseri riski bakımından yüzde 29 daha düşüktü.
Çalışma yazarları, bu bulguların daha fazla kan safra asidi seviyesi testi ihtiyacı gerektirdiğini söylüyor. Anormal derecede yüksek safra asidi seviyelerine sahip olduklarının farkında olanlar, bir doktor veya beslenme uzmanının yardımıyla diyetlerini değiştirmeyi düşünmelidir.
Araştırmacı Beng San Yeoh , "Bütün lifler eşit değildir ve tüm lifler herkes için evrensel olarak faydalı değildir. Artan safra asitleri ile ilişkili karaciğer sorunları olan kişiler rafine, fermente edilebilir lif konusunda dikkatli olmalıdır" dedi.. "Sızdıran bir bağırsak ya da karaciğeriniz varsa, ne yediğinize dikkat etmelisiniz, çünkü yedikleriniz farklı bir şekilde işlenecektir."