SOMON
Somon, içeriğindeki D vitamini ve omega-3 yağ asitleri sayesinde beyin sağlığını destekleyerek kaygı seviyesinde düşüş sağlar. Bu besinler, sakinleştirici ve rahatlatıcı özelliklere sahip olabilen dopamin ve serotonin nörotransmitterlerin düzenlemeye yardımcı olabilir. Özellikle EPA ve DHA açısından zengin bir beslenme sistemi, daha düşük kaygı oranları ile ilişkilidir. Bu yağ asitlerinin iltihabı azaltabileceğine ve kaygılı kişilerde yaygın olan beyin hücresi işlev bozukluğunu önleyebileceği düşünülüyor.
Bu durum, aynı zamanda beynini değişikliklere uyum sağlama yeteneğini de destekler ve anksiyete semptomlarını tetikleyen stres etkenleriyle daha iyi başa çıkmanızı sağlar. D vitamini ayrıca anksiyete ve depresyon semptomlarını azaltmadaki olumlu etkileri ile öne çıkıyor. 2020 yılında yapılan bir çalışmada, D vitamini takviyesinin daha düşük negatif duygudurum bozuklukları oranları ile ilişkili olduğu görüldü.
PAPATYA
Papatya, kaygıyı azaltmada yardımcı olabilecek bir bitki türüdür. Anksiyete ile ilişkili iltihaplanmayı azaltmaya yardımcı olabilecek antioksidan, hem de anti-inflamatuar özelliklere sahiptir. Her ne kadar işleyiş mekanizması net olmasa da, papatyanın serotonin, dopamin ve GABA gibi ruh hali ile ilgili nörotransmitterleri düzenlemeye yardımcı olduğu düşünülüyor. Ayrıca, vücudun stres yanıtının merkezi bir parçası olan hipotalamik-hipofiz-adrenokortikal (HPA) eksininin düzenlemesine de yardımcı olabilir.
Yapılan araştırmalardan biri, genel anksiyete bozukluğu olan 179 kişide yapılan 38 haftalık bir çalışmada, günde 1500 miligram papatya özütü tükettikten sonra semptomlarda, tüketmeyenlere kıyasla önemli ölçüde daha fazla azalma görüldü. Başka bir çalışmada da benzer sonuçlar elde edildi. 8 hafta boyunca papatya özü tüketenelrde depresyon ve anksiyete belirtilerinde azalma tespit edildi. Fakat çalışmada neden-sonuç ilişkisini gösterecek olan yeterli istatistiksel veri elde edilemedi.
ZERDEÇAL
Zerdeçal, beyin sağlığını geliştirme ve anksiyete bozukluklarını önlemedeki rolü nedeniyle incelenen bir bileşik olan kurkumin yönünden zengindir. Yüksek antioksidan ve anti-inflamatuar özellikleri ile bilinen kurkumin, kronik inflamasyon ve oksidatif strese bağlı beyin hücrelerinin hasar görmesini önlemeye yardımcı olabilir.
Umut verici olmasına rağmen, çoğu çalışma zerdeçaldan kurkumin elde etmek yerine kurkumin takviyesinin etkilerini gözlemledi. Bu nedenle, bu alanda daha fazla araştırmaya ihtiyaç vardır. Bununla birlikte, zerdeçalı diyetinize dahil etmek kesinlikle denemeye değer. Kurkumin emilimini artırmak için karabiberle eşleştirmeyi deneyin.
BİTTER ÇİKOLATA
Beslenme sistemine bitter çikolata eklemek, kaygıyı hafifletmek için yardımcı olur. Bitter çikolata, antioksidan görevi gören bitki bileşikleri olan epikateşin ve kateşin gibi flavonoller yönünden oldukça zengindir. Bazı araştırmalar, bitter çikolatada bulunan flavonollerin beyin işlevine fayda sağlayabileceğini ve nöroprektif etkileri olabileceğini öne sürüyor. Özellikle flavonoller, beyne giden kan akışını artırabilir, hücre sinyal yollarını geliştirebilir.
Bu etkiler, kaygı ve diğer duygudurum bozukluklarına yol açabilecek stresli durumlara daha iyi uyum sağlamanıza yardımcı olur. Bazı araştırmacılar ayrıca bitter çikolatanın beyin sağlığındaki rolünün, duygudurum bozukluğu olanlar için rahatlatıcı olabilen tadından kaynaklanabileceğini öne sürüyorlar.
YOĞURT
Kaygıdan muzdaripseniz, yoğurt en iyi seçeneklerinizden biri. Yoğurt türlerinde bulunan probiyotikler veya sağlıklı bakteriler, ruh sağlığı da dahil olmak üzere birçok sağlık yararları ortaya çıkar. Hala gelişmekte olan bir araştırma alanı olmasına rağmen, probiyotikler bağırsak - beyin eksenindeki karmaşık sistemi desteklemesi sayesinde ruh halini iyileştirebilir.
Özellikle araştırmalar, sağlıklı bağırsak bakterilerinin daha iyi zihinsel sağlıkla bağlantılı olabileceğini belirtiyor. Yoğurt gibi probiyotik gıdalar, iltihap oranını azaltarak serotonin gibi ruh halini yükselten nörotransmitterlerin üretimini artırarak zihinsel sağlığı ve beyin işlevini geliştirebilir. Bir çalışmada, günlük probiyotik yoğurt tüketen endişeli bireyler, probiyotiksiz yoğurt tüketenlere göre stresle daha iyi başa çıkabilmiştir.
Başka bir araştırma, 4 hafta boyunca günde iki kez 125 gram yoğurt tüketen kadınların, daha düşük kaygı düzeyleri ile ilişkili olabilecek duygu ve duyuları kontrol eden beyin bölgelerinin daha iyi çalıştığını buldu. Umut verici bir araştırma alanı olmasına rağmen, yoğurt tüketimi ile kaygıyı azaltma arasındaki doğrudan ilişkiyi araştırmak için daha fazla insan denemesine ihtiyaç var. er yoğurdun probiyotik içermediğini de belirtmek önemlidir.
YEŞİL ÇAY
Yeşil çay, beyin sağlığı ve kaygı azaltma üzerindeki olumlu etkileri için araştırılan bir amino-asit olan L-theanine içerir. Yeşil çay, beyin sağlığını desteklediği önerilen bir antioksidan olan epigallocatechin gallate (EGCG) içerir. Beyindeki GABA'yı da artırarak belirli semptomların azaltılmasında rol oynayabilir. İlginç bir şekilde, yeşil çayda bulunan L-theanine, EGCG ve diğer bileşiklerin kombinasyonu, sakinliği arttırmada ve kaygıyı hafifletmede sinerjik bir rol oynuyor gibi görünmektedir ve birlikte ayrı bileşenlerden daha etkili olabilir. Bu durum, günde birkaç fincan yeşil çay içmenin neden daha az psikolojik sıkıntı ile ilişkili olduğu düşündürebilir.