Bebeklerin anne karnındayken neden tekme attığına dair yüzyıllardır süren gizem nihayet Proceedings of the National Academy of Sciences dergisinde yayınlanan yeni bir araştırmayla çözüldü.
Doğmamış bebekler, ortalama gebeliğin 16. haftasında çırpınmaya, kıpırdamaya, yuvarlanmaya ve rahmin içinde tekmelemeye başlar. Uzun süredir bu hareketlerin bilinçsiz ve kendiliğinden yapılan hareketler olduğuna inanılıyordu. Ancak yeni araştırma sonucu aslında bu egzersizlerin bebeklerin kendi küçük bedenlerini eğitmelerine yardımcı olduğunu ortaya çıkardı.
Tokyo Üniversitesi'nden bilim insanları, anne karnında egzersiz yapmanın el-göz koordinasyonu da dahil olmak üzere erken çocukluk gelişiminde gerçekten çok önemli bir rol oynadığını keşfettiler.
Tokyo Üniversitesi'nden bir profesör olan çalışmanın baş yazarı Hoshinori Kanazawa, "Kendiliğinden hareket sırasında bebeklerin hareketlerinin 'gezinmesine' ve çeşitli duyu-motor etkileşimlerini sürdürmelerine şaşırdık' dedi. "Biz bu olguya 'duyu-motor gezinme' adını verdik.
Journal of the Royal Society Interface'de yayınlanan önceki araştırmaya göre, rahimdeki ortalama tekme 4,5 kilogramdan fazla bir kuvvet içerebilir. Bu durum bilim insanlarını da şaşırtmıştır. Bununla birlikte, yeni vaka çalışması modeli, bu fiziksel aktivitenin aslında bebeğin vücudunu kontrol etmeyi öğrenmesine nasıl yardımcı olduğunu ortaya çıkardı.
Araştırma ekibi, tümü 10 günden küçük olan 12 sağlıklı yenidoğanın ve yaklaşık 3 aylık 10 küçük bebeğin eklem hareketlerini kaydetmek için hareket yakalama teknolojisini kullandı.
Bir kas-iskelet bilgisayarı modeli, tüm vücuttaki kas aktivitesini ve duyusal girdiyi izledi. Araştırmacılar, kas etkileşim kalıplarının bebeklerin rastgele keşif davranışlarına dayalı olarak geliştiğini, ancak bu durumun daha sonra sıralı hareketler yapmalarına yardımcı olduğunu buldular.
Önceki araştırmalar, tüm vücut için kas aktivitesi ve duyusal girdi sinyallerini inceleyen bu yeni çalışmaya karşı eklemlerdeki veya vücudun bir kısmındaki hareketlere odaklanmıştı.
Kanazawa, "Sensorimotor sistem gelişiminin genellikle tekrarlanan sensorimotor etkileşimlerin meydana gelmesine bağlı olduğu varsayılmıştır, yani aynı eylemi ne kadar çok yaparsanız, onu öğrenme ve hatırlama olasılığınız o kadar artar" diye açıkladı.
"Bununla birlikte, sonuçlarımız, bebeklerin keşif davranışına veya meraka dayalı olarak kendi duyu-motor sistemlerini geliştirdiklerini, dolayısıyla sadece aynı eylemi değil, çeşitli eylemleri tekrarladıklarını ortaya çıkardı. Buna ek olarak, bulgularımız erken spontan hareketler ile spontan nöronal aktivite arasında kavramsal bir bağlantı sağlıyor."
Araştırmacıların bildirdiğine göre, sensorimotor sistemimizin nasıl geliştiğini daha iyi anlamak, insan hareketinin kökeni hakkında fikir edinmemize ve gelişimsel bozuklukların daha erken teşhisine ulaşmamıza yardımcı olabilir.
Ek olarak, bu gelişmeler, bir bebeğin vücudunun ve beyninin anne karnında nasıl geliştiğine dair en son keşiftir.
Sırada Kanazawa, sensorimotor gezinmenin daha karmaşık davranışlar ve daha yüksek bilişsel işlevlerle birlikte yürüme ve uzanma gibi daha sonraki gelişimi nasıl etkilediğine bakmayı hedefliyor.