Kırmızı etin; tavuk eti, balık, yumurta, sert kabuklu yemişler, yağlı tohumlar, kuru baklagiller ile aynı besin grubunda yer alıp benzer besin öğesi içeriklerine sahip olduğunu belirten Doç. Dr. Soylu, "Bu grupta yer alan besinlerden yetişkinlerin her gün 1 porsiyon tüketmesi gerekir. 80 gram et 1 porsiyon olarak değerlendirilir ve yaklaşık 150-200 kalori verir. Dolayısı ile aslında günlük ihtiyacımız karşılanırken büyük miktarlarda tüketilmesi gerekmiyor. Kırmızı et, birçok besin öğesinden zengin olup özellikle büyüme ve gelişme, hücre yenilenmesi, doku onarımı ve hastalıklara karşı direnç kazanılması bakımından önemlidir. Özellikle ette bulunan demirin vücutta kullanılabilirliği yüksek olduğundan demir eksikliği anemisini önlemede önemli yeri vardır. Bu nedenle özellikle çocukların, gebelerin, emziren kadınların, gençlerin ve yaşlıların diyetlerinde mutlaka bir miktar et bulunmalıdır. Ancak etin yağ içeriğine dikkat etmek gerekir. Yağlı etler obezite ve kalp damar hastalıkları başta olmak üzere kronik hastalıklar için risk faktörü oluşturabilir. Koroner arter hastalığı, diyabet, hipertansiyon gibi hastalıkları olanlar kırmızı eti yağsız veya az yağlı olarak tercih etmeli, diyetisyen kontrolünde kısıtlı miktarlarda ve aşırıya kaçmadan tüketmelidirler" dedi.
Etin yanında, salata, söğüş, ayran veya yoğurt gibi kalsiyum ve vitamin değeri yüksek ürünlerin tüketilmesi gerektiğinin altını çizen Doç. Dr. Soylu, böylelikle etin de besleyici değerini artıracağını belirtti.
Etler tereyağı ve kuyruk yağıyla pişirilmemeli
Kurban etlerinin hazırlanması konusunda da önemli bilgiler veren Doç. Dr. Soylu, kurbanlıkların kesildikten hemen sonra tüketilmesinin pişirme ve sindirimi zorlaştırdığına değinerek sağlık açısından uygun olmadığını dile getirdi. Doç. Dr. Soylu, bu durumun olmaması için etin büyük parçalar halinde 12 ila 24 saate arasında buzdolabında bekletilmesi gerektiğini belirtti. Özellikle mide-bağırsak hastalığı olan kişiler kurban etlerini hemen tüketmemesi gerektiği uyarılarında da bulunan Soylu, "Kurban etin hazırlanırken; haşlama, ızgara, fırında pişirme gibi yöntemler kullanılmalı, kızartmadan kaçınılmalıdır. Etle yapılan yemekler kendi yağı ile pişirilmeli ve ilave yağ eklenmemelidir. Özellikle kuyruk yağı veya tereyağının et yemeklerinde kullanılmasından kaçınılmalıdır. Etlerin haşlanarak pişirilmesi, sağlıklı olmasının yanı sıra ette olması muhtemel "bağırsak parazitlerinin" insana bulaşmasını da büyük ölçüde engellemektedir. Etler ızgara veya mangalda pişirilirken öncesinde terbiye edilmesi, sarımsak, çeşitli baharatlar, maydanoz, kekik gibi malzemeler eklenerek tatlandırılması kanser yapıcı maddelerin oluşumunu azaltır. Etlerin çok yüksek sıcaklıkta, uzun süre pişirilmemesine çok dikkat edilmelidir. Mangal etlerinin yanında mutlaka söğüş sebze, salata, meyve gibi besinler tüketilmelidir. Etlerin 'çiğ ya da az pişmiş' olarak tüketimi sonucu, hayvanlardan insanlara birçok hastalığın bulaştığı unutulmamalıdır.
En fazla 3-4 ay saklanmalı
Etlerin saklanması konusuna değinen Doç. Dr. Soylu, "Kurban etleri, büyük parçalar şeklinde değil, birer yemeklik olacak şekilde küçük parçalara ayrılarak buzdolabı poşetine veya yağlı kâğıda sarılmalı; hemen tüketilmeyecekse buzdolabında 2-3 gün, derin dondurucuda ise (-18C) en fazla 3-4 ay saklanmalıdır. Etler çözdürüldükten sonra yeniden dondurulmamalı. Ayrıca et çözdürülmesi oda sıcaklığında değil, buzdolabının içinde yapılmalı. Kurban etinin en güzel tüketimi, sevdiklerimizle ve ete ulaşamayan kişilerle paylaşılmasıdır. Tüm İslam aleminin sağlıklı ve mutlu bir bayram geçirilmesi dileği ile" diyerek sözlerine son verdi.