Kolon kanserinin, kansere bağlı ölümlerde akciğer kanserinden sonra ikinci sırada geldiğini ifade eden Genel Cerrahi Bölümü uzmanlarından Doç. Dr. Ozan Akıncı, obezitenin, düşük fiziksel aktivitenin, işlenmiş kırmızı et ve karbonhidrattan zengin beslenme alışkanlığının, sigara ve alkolün kolon kanserlerini artırdığını ifade ederken, "İleri yaş, ailede kolon kanseri veya kolon polip öyküsü, iltihabi bağırsak hastalığı ve Tip 2 diyabet de kolon kanseri için değiştirilemeyen risk faktörlerindendir. Buna karşın, lifli gıdalarla beslenmek, A, C, D, E vitaminleri ise koruyucu etkileri ile kolon kanseri gelişimini azaltmaktadır" diye konuştu.
"AİLEDE KOLON KANSERİ OLAN BİREYLERDE TARAMA ZAMANI DAHA ERKEN YAŞLARA ÇEKİLEBİLİR"
"Genetik ve çevresel faktörlerin etkisi altında uzun bir süreç sonucu gelişen kolon kanserlerinin daha erken evrelerde tespit edilmesi hem tedavi hem de hastalığın seyri açısından çok daha olumlu sonuçlara zemin hazırlaması açısından kritiktir" diyen Doç. Dr. Akıncı, "Ülkemizde ortalama riske sahip bireylerde 50 yaşından itibaren 2 yılda bir dışkıda kan testi ve 50 yaşında kolonoskopi yapılmasını gerekmektedir. Ailede kolon kanseri olan veya diğer risk faktörlerini taşıyan bireylerde ise tarama zamanı daha erken yaşlara çekilebilir. Bu ayrıntılı planlamaya tıbbi öyküyü değerlendiren genel cerrahi uzmanı karar verecektir" ifadelerini kullandı.
ALKOL DE KOLON KANSER RİSKİNİ ARTIRIYOR
Sigara kullanımının kolon kanseri riskini artırdığına değinen Doç. Dr. Akıncı, "Sigaranın yanı sıra yapılan çalışmalar alkolün kolon kanser riskini artırdığını göstermiştir. Erkeklerin günde iki bardak kadınların ise günde bir bardaktan fazla alkol tüketmemesi tavsiye edilmektedir. Ayrıca tam olarak kanıtlanmamış olsa da kolorektal kanserden korunmada, diyetin belirgin bir rol oynadığına dair bazı kanıtlar vardır. Bilindiği kadarıyla posadan, liften (fiberden) zengin, yağdan fakir diyet, kolorektal kanserden korunmaya yardımcı tek diyet şeklidir" diye konuştu.