Kirli hava ve obezitenin, hastalığın şiddetini belirgin şekilde artırdığını kaydeden Güleç, artan hava kirliliğinin astımlı hastalarda atak gelişimi, atak şiddeti ve tedaviye yanıt düzeyini olumsuz etkilediğinin altını çizdi.
Güleç, "Maalesef obez hastalarda hastalık şiddeti çok daha fazla olmakta. Özellikle kış aylarında hava kirliliği olan günlerde astımlı hastaların zorunlu olmadıkça dışarıya çıkmamasını öneriyoruz. Geçtiğimiz günlerde gördüğümüz çöl tozu gibi olumsuz hava koşulları da benzer etki göstermekte." değerlendirmesinde bulundu.
Alerjik bünye, araya giren üst solunum yolları enfeksiyonları ve sigara kullanımının da etkili olduğu astımda ilaç tedavisinin yanında korunma faktörlerinin dikkate alınması gerektiğine işaret eden Güleç, ulusal düzeyde planlanacak çevre koruyucu, sigara ile mücadele edecek ve hava kirliliğini önleyecek yaklaşımların, atak sayısının ve şiddetinin azaltılmasına katkı sağlayacağını kaydetti.
"OBEZLERDE ASTIM TEDAVİSİ ÇOK DAHA ZOR"
Güleç, obeziteyle astım arasındaki ilişkiye dikkati çekerek, "Obezite, solunum yolları üzerindeki mekanik baskıyı artırarak, solunum kasları ve göğüs kafesinin çalışmasını kısıtlar, hastaların özellikle derin nefes alışını engeller. Sonuç olarak karşımıza nefes darlığı ve eşlik eden öksürük olarak çıkar. Artan yağ dokusunun ortaya çıkardığı sistemik inflamasyon (yangı), solunum fizyolojisini bozarak astıma yatkınlık, atak sıklığı ve şiddetinde artışa neden olur. Kilo kontrolü, astım hastasında en önemli ilaç dışı tedavi yöntemlerinden biridir." bilgisini verdi.