İdilika'nın Mutfağı'nda bugün mezelerin şahı humusu, farklı sunumlarda anlatmaya çalışıyorum. Humusun mutfaklarımıza girişi hiç yeni değil esasen. Humusun tarihi net olmasa da, kimi kaynaklara göre geçmişi M.Ö. 3000'lere dayanıyor. Humus, adını Arapça nohut anlamını taşıyan 'hummus' kelimesinden alıyor. Antik dönem Yunan filozoflarından Platon ve Sokrates, yazılarında humusun besin değerinden bahseder. Ayrıca, antik döneme ait yemek tariflerinde humusa rastlanır. Özellikle Orta doğu ve Türkiye dışındaki ülkeler Mısır yada patates cipsinin yanından harika bir sos olarak tüketmektedir.
8 ASIRDIR HAYATIMIZDA
Humus Ortadoğu'da pide, domates ve salatalıkla yenen bir kahvaltılık, ana yemek öncesi iştah açıcı bir atıştırmalık. Yapımı basit olan Humus servis edilirken ilginç seçeneklerle beraber sunulur. Sunum yaparken en dikkat edilen pütürlü mü yoksa yumuşak mı?, yanında tahin mi çok yoksa nohut mu bol olacak? Acı sosla mı, turşuyla mı, patates kızartması ile mi yoksa nohut köftesi ile mi servis yapılacak? Türkler, Araplar ve Yunanlılar kendi kültürlerinin bir parçası olarak devamlı humus üzerinde hak talep etmektedirler. Bunun için bir başlangıç olması lazım ve humusun en ana maddesi olan nohut tarihte ilk nerede görülmüş ona bir bakalım. 10 asırdan fazla Nohut Türkiye topraklarında yetiştiği biliniyor. Hatta ekilen ilk baklagil ailesinden biri. Nohut olmadan Humus olmaz diyebiliriz. En eski Arap yemeklerine bakıldığında Humusun ikinci karakteri olan Susamdan elde edilen tahin, 13. asırda yemek tariflerinde görülmeye başlanmış. Yani humusun adı Arap yemeklerinde geçmişi belki 7 yada 8 asır olabilir. Humus, porsiyon başına 7.9 gram sağlayan harika bir bitki bazlı protein kaynağıdır. Hayvansal ürün tüketmeyen insanlar için mükemmel bir tercihtir. Yeterince protein tüketmek optimal büyüme, iyileşme ve bağışıklık fonksiyonu için gereklidir. Ek olarak humus, diyetlerinden yeterince alamayabilecekleri için hepsi vejetaryenler ve veganlar için önemli olan demir, folat, fosfor ve B vitaminlerini içerir.
NEFİS BİR HUMUS İÇİN PÜF NOKTALARI
İlk aşama iyi kalitede bir nohut seçmek ve nohutları bir gece önceden suda bekletmek. Suda beklettikten sonra ise güzelce yumuşayana kadar haşlamak.
Nohutlar haşlandıktan sonra haşlama suyunun bir kısmını mutlaka saklayın.
Bu su, humusu yaparken kıvam vermek için gizli malzemelerden biri. Hem de nohutun tüm lezzeti suyunda da olduğu için humusunuzun tadı çok daha nefis olacaktır.
Süzdürdüğünüz nohutların kabuklarını çıkarmaya özen gösterin. Nohutların kabuklarını kolayca çıkarmak için suda bekletebilir veya iki mutfak havlusunun arasına alıp birbirlerine sürterek kolaylıkla çıkarabilirsiniz.
Ardından nohutları blendera alabilirsiniz.
Çifte kavrulmuş tahin kullanmak işin lezzet sırlarından
Sıra geldi diğer malzemelere. Tahin bu tarifin olmazsa olmazı.
İLTİHAPLA MÜCADELEYE YARDIMCI
İnflamasyon, vücudun kendisini enfeksiyon, hastalık veya yaralanmadan koruma yöntemidir. Bazen iltihaplanma gereğinden uzun süre devam edebilir ve kronikleşebilir. Bu da birçok ciddi sağlık sorunuyla bağlantılıdır. Humus, kronik inflamasyonla mücadeleye yardımcı olabilecek sağlıklı bileşenlerle doludur. Zeytinyağı da bunlardan biridir. Anti-inflamatuar faydaları olan güçlü antioksidanlar açısından zengindir. Benzer şekilde, tahini oluşturan susam tohumları, artrit gibi iltihaplı hastalıklarda yükselen IL-6 ve CRP gibi vücuttaki iltihaplanma belirteçlerini azaltmaya yardımcı olabilir.
SİNDİRİM SAĞLIĞINI DESTEKLER
Humus, sindirim sağlığını iyileştirebilen harika bir diyet lifi kaynağıdır. 100 gram için 6 gram diyet lifi içerir. Kadınlar için günlük lif ihtiyacının yüzde 24'ünü ve erkekler için 16'sını karşılar. Yüksek lif içeriği sayesinde humus düzenli sindirim sistemini destekleyebilir. Dahası, diyet lifi bağırsaklarınızda yaşayan sağlıklı bakterileri beslemeye de yardımcı olur. Humustaki lifin bir kısmı bağırsak bakterileri tarafından kısa zincirli yağ asidi bütirata dönüştürülebilir. Bu yağ asidi kolon hücrelerini beslemeye yardımcı olur ve birçok etkileyici faydası vardır.